Ana içeriğe atla

Tanıtma Bülten yazıları Şura özel sayısı


TEŞEKKÜRLER TURİZM, TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE...


Turizm sektörümüz, 2023 yılına yaklaşırken önemli bir sürece girdi. Turizmde İkinci Dönem olarak nitelendirdiğimiz 2003 sonrası her alandaki atılımlarımızla birlikte dünya turizm endüstrisinde hızla büyüyen bir Türkiye ile karşılaşıyoruz. Bu dönemde 2007 yılında oluşturduğumuz 2023 Turizm Strateji Belgemiz ve Hedeflerimiz de turizm tarihimizin en önemli yol haritası olarak vizyonumuzu temsil etmektedir.
Turizmin planlı gelişmesi ve çevreye saygı, turizm vizyonumuzun merkezinde yer alan konulardı ve bunun bir neticesi olarak da 444 mavi bayraklı plajıyla ülkemiz dünya ikinciliğine kadar yükseldi. Turizmde planlı gelişmenin sağlanması, mevsimselliğin önüne geçilmesi için planlı gelişme ve sürdürülebilir turizm ilkeleri çerçevesinde, 2003 yılında 143 turizm merkezi/alanı bulunmakta iken Kültür Koruma ve Gelişim Bölgelerini de dâhil ettiğimizde bu sayı 266’ya yükseldi. Turizmi kültürel değerlerden ayrı düşünmek mümkün değildir. 2002 yılında Dünya Miras Listesinde 9 olan varlık ve alanlarımızın sayısı 17 oldu. Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki varlık sayımız da 71’e yükseldi. Müze sayımız 196’ya, özel müze sayımız 239’a ulaştı. Müze ve ören yeri faaliyet gelirlerini kullanarak bu yerlerimizin ihyası ve tanıtımı için turizmimizin nitelikli gelişimi desteklenmektedir.
Ekonomik kalkınma ve büyümedeki istikrardan güç alarak turizm endüstrimiz 2018 yılına gelindiğinde 32 milyon yabancı ziyaretçi sayısıyla, zor geçen bir dönemin ardından, dünyanın en çok ziyaretçi çeken on destinasyonu arasında kalmayı başardı. Peki, bundan sonra Türk turizminin yönü ne olacaktır? Hem turizm sektörümüzün paydaşlarının hem de yabancı ortaklarımızın ve dünya çapında turizm endüstrisinin aklındaki soru budur. İşte bu sorunun cevabı da 3. Turizm Şûrası sonucunda ortaya çıkacak yeni vizyon belgesiyle ortaya konacaktır. Bu dönemde dünya turizminde önde olan yaklaşımları da iyi irdelemek gerekmektedir.
Turizm Politikalarımızı Gözden Geçirmenin En Önemli Nedenleri: Öncelikle turizmi, rekabetçi ve yenilikçi çalışmalarımızın merkezine alıp; turizm performansımızı, turizm politikaları araştırma, geliştirme tecrübe ve bilgisini artırarak, doğru örnekleri yaymak ve koordinasyon çalışmalarını güçlendirmektir. Bugün turizm sektörümüzün önündeki en önemli sorunlar “rekabet” ve “sürdürülebilirlik” konularıdır. Sadece “Kum-Deniz-Güneş” odaklı, kıyı bölgelerimizde yoğunlaşmış turizm bizi gerçek anlamda bir turizm ülkesi kılmamaktadır. Ürün çeşitliliğine yatırım yapmalıyız. Ülkemiz son 35 yıldır “Kum-Deniz-Güneş Turizmi”ne önemli yatırımlar yaptı ve bu alanda dünyada çok önemli bir yere de geldi. Ancak turizmin dünyadaki gelişimi bahsettiğimiz bu ana konseptin yanı sıra yeni turizm çeşitlerinin de hem nicel hem de niteliksel olarak arttığını, ekonomik anlamda da büyüdüğünü görüyoruz. Ürün çeşitliliği politikasını ana turizm konsepti olan bu üçlünün önemini azaltmadan oluşturmalıyız.
Turizm Yönetim Modelimizi Etkin ve Etkili Kılacak Tedbirler: Bu alanda koordinasyon görevini yürütecek kurumun netlik kazanması en önemli husustur. İlgili kurumlar arası iletişim ve iş birliğini güçlü ve etkin kılmalıyız. Aksi takdirde stratejiyi uygulamak zorlaşacak veya imkânsız olacaktır. Turizm yönetim organizasyonunun en önemli parçası destinasyonlarda oluşturulacak paydaş yapılardır. Dünyada, Destinasyon Yönetim Organizasyonu veya Destinasyon Pazarlama Organizasyonları, politika üretmek, pazarlama ve tanıtım, özel sektörle iletişim ve etkileşim hususlarında çok önemli işlevler görmektedirler. Ülkemizde de turizmle ilgili yerelde politika üretilmesini ve bunun ana politikalarımızın oluşumunda katkı vermesinin sağlanması, özel sektörün etkinliğinden faydalanılması ve etkili tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine işlerlik kazandırılması için uygun bir modelin geliştirilmesi de 3. Turizm Şûrası’nın çıktıları arasındadır. Ayrıca; “Yeni Turizm Politikaları Üretmek ve Kriz Yönetimi” turizmin en önemli yönetimsel konularındandır. Bu konularda ilgili herkesin alınacak kararlara katkısının sağlanacağı ve uygulamanın en etkili şekilde yürürlüğe geçirileceği bir mekanizma ihtiyacı belirlenmiştir. Günümüzde, birçok kalkınmış ülke de dâhil olmak üzere, turizm etkin bir diplomasi aracı olarak görülmekte ve buna hizmet edecek şekilde örgütlenmektedir. Turizm sayesinde ülkenin kendisini dünyaya anlatması çok daha doğrudan ve etkili görülmektedir.
Turizm, ekonomik diplomasinin de etkin bir kolu olarak konumlandırılmaktadır. Ülkemizin de bütün dünyada misafirperver, medeniyetler beşiği olarak bilinmesinin en önemli destekçisi turizm olmuştur. Turizm, insanımızın ve medeniyetimizin üretimlerini ve insanlığa katkısını anlatmak için de en önemli araçlardan bir tanesidir. Bu anlayışla öncelikle turizm yönetim, strateji ve politikalarında koordinasyon ve etkin yönetişimi öncelemek 3. Turizm Şûrası ile önemle vurgulanmıştır.
Turizmde yetişmiş, tecrübeli çok değerli bir insan kaynağına sahibiz. Turizm çalışanlarımızın hayat standartları ve çalışma koşullarının daha iyi bir noktaya taşınması da bahsettiğimiz bu politikaların acil olarak hayata geçirilmesi ile gerçekleşecektir. Turizm eğitiminin de sorunlarının bu kapsamda çözümü için doğru politikalar geliştirileceğini ve bahsettiğimiz bütün konuların aslında turizm alanındaki insan kaynağının yetişmesi ve eğitimine bağlı olduğunun da ortaya konması sektör için çok faydalı olacaktır. 3. Turizm Şûrası bütün bu konularla ilgili eylem planını bize sunmaktadır. Sayın Bakanımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un ifade ettiği gibi; Türk turizm sektörü için “üçüncü evre”nin de resmî ve fiili başlangıcının ifadesi olan Şûra çalışmalarında ve öncesinde yer alan, katkı veren tüm kurum, kuruluş ve kişilere teşekkür eder bundan sonraki eylem sürecinde de katkılarını beklediğimizi ifade etmek isteriz.


İrfan ÖNAL, Kasım 2017
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tanıtma Genel Müdürü

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Sud de France örneğinde Kolektif Markalar ve Yerel Kalkınma

  Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 20 Ekim 2023 günü gerçekleştirilen Muğla Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesinin odak konusu, coğrafi işaretler, gastronomi ve turizmden ilham alarak, yöresel markaların kolektif yönetimi ve kalkınmaya desteklerinin sağlanmasıydı. Söz konusu zirve kapsamında, ülkemizde coğrafi işaretler ve turizmin ortak problemi ve ihtiyacı olan yönetim/yönetişim konularının çözümüne ilişkin iyi bir örnek olarak gördüğümüz Sud de France (SdF) ile ilgili sunumu Bölge Danışmanı M. Rene Moreno gerçekleştirdi, aşağıda SdF’ye ilişkin verilen bilgiler Sayın Moreno’nun sunumundan derlenmiştir. İnsanlığın yaşadığı Covid-19 salgının etkilerini sürdürdüğünü söyleyerek konuya başlamanın doğru olacağını düşünüyorum. Özellikle “Yeni Normal” olarak adlandırılan gelişmeler aslında değişen düşünce yapısı ve yeni değerlere işaret ediyordu. O günlerde turizm ile ilgili yazılarımda destinasyonl

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi