Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ulusların ve Destinasyonların Dijital Kimlikleri Markalarını Nasıl Etkiler?

  Dijital dünyadaki içeriklerin konusu değilsek varlığımızın da sorgulandığı bir dönemdeyiz. Günümüzde tanıtım ve iletişimin erişim kanalları değişti ve bu değişim geçmişte olduğundan daha hızlı bir şekilde ilerliyor. Ülkelerin dijital dünyadaki varlıkları büyük önem kazandığından bu kanalları takip etmek ve iletişimi bu kanallar üzerinden sürekli kılmak oldukça önemli.  Kısacası; dijital dünyadaki içeriklerin konusu değilsek varlığımızın da sorgulandığı bir dönemdeyiz. Dolayısıyla günümüzde hikâyeleri paylaşmak ve bunu kitlelere ulaştırmak değerli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. (1) Bir ülkenin Dijital Marka Kimliği büyük oranda Ulusal Turizm Örgütlerinin dijital ve online faaliyetlerinin sonucu oluşur. Ulus veya destinasyon marka stratejileri sürekli ve pozitif uluslararası algı ve itibar oluşturmak için Dijital Marka Kimliği ile (Varlığı) uyumlu olmalıdır. Bir ülkenin Dijital Marka Kimliği büyük oranda Ulusal Turizm Örgütlerinin dijital ve online faaliyetlerinin sonucu ol

Manila Deklarasyonu* Ne Anlatıyordu?

  Dünya Turizm Örgütü ikinci dünya savaşının ardından turizmin hızlı gelişmesi ile ilgili olarak uluslararası toplumun faydasına sunulmak üzere 1980 yılında Manila Deklarasyonu adı altında bir bildiri ve eklerini yayınlamıştır. Bu deklarasyon uluslararası hukukta “soft law” olarak nitelenen, zorunlu olmayan ancak tarafların uluslararası işbirliği ve faydası için genel kural ve tanımları işaret eden düzenleyici bir işlem niteliğindedir. 20. yüzyılın ikinci yarısında turizmin hızlı yükselişi ve insanların hayatlarında önemli bir olgu haline gelmesi nedeniyle uluslararası bir kılavuz metne ihtiyaç vardı. Bu yaklaşımın ilk mihenk taşı diyebileceğimiz Manila Deklarasyonu Filipinlerin başkenti Manila’da 27/09-10/10/1980 tarihleri arasında 107 ülkenin temsilcisi ve ayrıca 91 gözlemci statüsünde delegenin katılımıyla kabul edilmiştir. Bu deklarasyonun başlığı “Dünya Turizmi Hakkında Manila Deklarasyonu” (Manila Declaration on World Tourism) olarak belirlenmiştir. Turizmin gerçek doğası, ya

Turizmin kültür değişimi…Kısaca

  Turizmde rekabeti sadece operasyonel üstünlüğümüze dayandırmak yıllar içinde turist başına düşen gelirimizi azaltan etkenlerden biri oldu. Bu yaklaşımımızı değiştirmeli ve stratejik konumlanma becerisini göstererek “iyi” olmayı değil, rakiplerimizden “daha iyi” olmayı tercih etmeliyiz. Bu tercih turizm yönetimi ile ilgili bir kültür değişimini gerekli kılmaktadır. Böylece ülkemizin rakip destinasyonlar arasından sıyrılmasını da sağlayabiliriz. Turizm endüstrimizi stratejik değil, operasyonel üstünlüğe göre konumlandırdığımız sürece çok daha fazla çaba sarf etmemiz gerekecek ve bu durum sadece düşen turizm gelirlerinde kendini göstermekle kalmayıp ortalama turist gelirlerinde dünya ortalaması ile ülkemiz arasında aleyhimize oluşan fark turizmin sosyal, ekonomik ve çevresel yükü olarak bize yansıyacaktır. Turist profilinin ve teknolojinin hızla değiştiği, sürdürülebilir kalkınmanın acil gerekliliklerle yeni bir kültür oluşturduğu bu ortamda turizmdeki pozisyonumuzu aynı yerde tut

Müzenin Evrimi: Gardiyanlıktan Eğitim ve İletişim Merkezine

  Müze kelimesi, Yunan mitolojisinden esinlenerek, Yunancada “ilham perileri”nin ( muses ) tapınaklarına verilen bir ad olarak mouseion sözcüğünden gelir. Mitolojiye göre müze, şair, filozof ve müzisyenlere ilham veren perilerin (müzik, destan, tarih, şarkı sözü, trajedi, kutsal şiir, dans, komedi) yeridir. Böylece müzenin köken olarak yaratıcılık, akıl ve ilhamla ilişkili olduğunu anlıyoruz. Başlangıçta müze bünyesinde eserleri “toplamak”, “biriktirmek”, “korumak”, “sergilemek” işlevleri öne çıksa da, zamanla “araştırma” ve günümüzde de “eğitim” ve “iletişim” fonksiyonları çok önem kazanmıştır. Bu noktada Uluslararası Müzeler Konseyinin (ICOM) müze tanımı da söz konusu süreci bize yansıtır. Müzelerin toplumdaki yeri genişledikçe ve derinleştikçe müze tanımının yıllar içinde değiştiğini, fonksiyonunun ve alanının çeşitlendiğini görüyoruz. ICOM’un 2007 yılında güncellediği ve sitesinde yer alan tanıma göre; “Müzeler, eğitim, araştırma ve insanların beğenisi için somut ve somut olmaya