Ana içeriğe atla

Tanıtma Bülten yazıları 10


TURİZM İNSANLIĞIN EN ÖNEMLİ
BARIŞ PROJESİDİR.

Turizm bir mekândan diğerine insan hareketleridir; merkezinde insan vardır ve duyguları ortaya çıkarır; duyguların yaşanmasını ve insanlarla paylaşılmasını sağlar. Turizm insanların ortak duygularını ortaya çıkarıp iletişimlerine katkı sunar; bir barış hareketidir, kötü ve insanlık dışı düşüncelere karşı en güçlü insan eylemlerindendir. Bu nedenlerle bir insanlık suçu olan terör, turizmi hedef alır ve insanlığa karşı suç işleme amacını taşır.
Günümüzde küresel terör olayları turizmi olumsuz etkilemektedir. Buna karşı tüm insanlık birlikte mücadele etmeli, turizmin insani duygularını, canlılığını ve iyimserliğini korumalıdır. Turizm karamsarlık barındırmaz, bu nedenle insanlık her geçen gün daha yoğun bir şekilde turizm hareketinin içinde yer almaktadır. Turizm insanlığın en önemli barış projesi olması nedeniyle iyimserliği besler ve iyimserlikten beslenir.
Ülkemiz açısından zorlu bir yılı geride bırakıp birlik ve beraberlik duygularıyla yeni bir yıla girmiş bulunuyoruz. Bu dönemde başta ana pazarlarımız olmak üzere profesyonel pazarlama ekipleriyle acentaların ziyaret edilmesi, destinasyonlarımızın tatil paketi satışlarının izlenmesi, problemlerin yerinde tespit edilip çözümüne yönelik tedbirler alınması önem verdiğimiz konular arasında yer alıyor. Bu çalışmalarımızda destinasyonlarımızdaki özel sektör kuruluşlarımızdan destek bekliyoruz.
Destinasyon tanıtımı 2017’nin bir başka önceliğidir. Ana fuarlarımızın konseptini de bu anlayışla kurguladık. Destinasyon ve ürün tanıtımına yoğunlaşıyoruz.
Bu yıl ülkemizin imaj çalışmalarının odağına kültür, sanat ve spor faaliyetlerini aldık. Sempati oluşturmak, insan duygularına hitap etmekle başlar; bu alanları ülkemiz adına sempati oluşturmak için yoğun kullanmalıyız. Ülkemizde gerçekleşen ulusal ve uluslararası faaliyetleri dünyaya anlatıp, nasıl yaşadığımızı, neler ürettiğimizi ve değerlerimizi dünyayla buluşturuyoruz.
Her alanda görüşmeler ve planlamaların yoğunluk kazandığı bu günlerde en büyük gücümüzü yine kamu-özel sektör işbirliği oluşturuyor. Her yeni yıl yeni bir turizm yılı demektir. Hazırlıklar ve çalışmalar kamu ve özel sektörlerimizce tüm yoğunluğuyla sürdürülmektedir.
Özellikle turizm acentalarına kadar inen destekler ve ortak çalışmalar, tur operatörü işbirlikleri, acenta çalışanlarına yönelik özel çalışmalar hepimizin sahada olacağı bir iş planını ortaya koyuyor.
Yine yurtdışındaki önemli festival ve organizasyonlarda yer almanın, ülkemiz sanatını ve kültürünü temsil etmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bütün faaliyetlerimizin iletişimini de sosyal ve dijital medyadan gerçekleştirmeyi, dünyanın her köşesindeki insanlarla aracısız iletişim kurmayı önemsiyoruz. Yeni yılın ilk altı haftasında çeşitli pazarlarda yoğun faaliyetler yürüttük. Turizm etkinliklerini workshop ve fuarlarla destekledik... Tüm faaliyetlerimizde iletişimi sürekli ve etkin kılmayı amaçlıyoruz... Kolaylık ve başarı dileklerimizle…


İrfan ÖNAL, Şubat 2017
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tanıtma Genel Müdürü

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Sud de France örneğinde Kolektif Markalar ve Yerel Kalkınma

  Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 20 Ekim 2023 günü gerçekleştirilen Muğla Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesinin odak konusu, coğrafi işaretler, gastronomi ve turizmden ilham alarak, yöresel markaların kolektif yönetimi ve kalkınmaya desteklerinin sağlanmasıydı. Söz konusu zirve kapsamında, ülkemizde coğrafi işaretler ve turizmin ortak problemi ve ihtiyacı olan yönetim/yönetişim konularının çözümüne ilişkin iyi bir örnek olarak gördüğümüz Sud de France (SdF) ile ilgili sunumu Bölge Danışmanı M. Rene Moreno gerçekleştirdi, aşağıda SdF’ye ilişkin verilen bilgiler Sayın Moreno’nun sunumundan derlenmiştir. İnsanlığın yaşadığı Covid-19 salgının etkilerini sürdürdüğünü söyleyerek konuya başlamanın doğru olacağını düşünüyorum. Özellikle “Yeni Normal” olarak adlandırılan gelişmeler aslında değişen düşünce yapısı ve yeni değerlere işaret ediyordu. O günlerde turizm ile ilgili yazılarımda destinasyonl

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi