Ana içeriğe atla

Tanıtma Bülten yazıları 7


TANITIM SEFERBERLİĞİ…

Türk turizmi zorlu bir yılı geride bırakarak 2016 yılına başladı. Bu yıl da dünya turizm sektöründeki haklı yerimizi teyit edercesine tüm paydaşlarımızla birlikte fuar, workshop, roadshow, reklam, tanıtım faaliyetleri ve görüşmelerimizi arttırarak sürdüreceğiz.
Bilindiği üzere ülkemiz bulunduğu jeopolitik konumu nedeniyle zaman zaman coğrafyamızda yaşanan olumsuzluklardan etkileniyor. Bu koşullar da ülke imajına ve algısına olumsuz bir şekilde yansıyor.
Özellikle bu dönemde vurgulamak istediğimiz bir konu var ki o da hepimizin bir misyon edinerek ülkemizi insanlara, muhataplarımıza, iletişimde olduğumuz herkese anlatmanın, insanımızın ve ülkemizin güzelliklerini dünyayla paylaşmanın gerekliliğidir.
Tanıtımla ilgili tüm kurumsal çabaların yanı sıra Sayın Bakanımızın vurguladığı ve adeta bir seferberlik ilan ederek bireysel faaliyetlerimizle başlayan tanıtım ve iletişim çabalarımızı artırmamız gerekiyor. Her bir vatandaşımız ülkemizi tanıtım görevini üstlenebilir, özellikle yabancılarla iletişimde bizi temsil edebilir veya profesyonel hayatı gereği bulunduğu ortamlarda, yurt dışında ülkemiz ve insanımız adına olumlu izlenimler bırakabilir.
Bu anlamda özellikle sektörümüzün üstün gayretlerini destekliyor ve takdir ediyoruz. Dünyanın her yerinde ülkemizi tanıtıp kurumsal çabalarımıza da destek veriyorlar. Ocak ayında, Sayın Bakanımızın başkanlığında oluşturulan heyetler, değerlendirmeler yapmak, muhatap kurum ve kişilerle görüşmeler düzenlemek için Hollanda, Almanya ve İspanya’da, içeriğini bültenimizde de görebileceğiniz faaliyetler gerçekleştirdi. Ayrıca ülke içinde de sektör kuruluşları ve yabancı paydaşlarımızla sürekli görüşmeler yapmakta, çözüm ortaklarımızla ülkemiz turizm sektörünü daha da ileriye taşıyacak projeler geliştirmekteyiz.
Medeniyetlerin beşiği ve misafirperverliğin ana vatanı olan bir ülkeye hizmet ediyoruz. Vatandaşlarımızın ve değerli sektörümüzün destekleri olmadan arzu ettiğimiz sonuca ulaşmamız imkansızdır. Bu nedenle ülkemiz adına yapılan tanıtım faaliyetlerinin “Home of” konsepti çerçevesine uygun olarak ve bu kampanyanın gücünden yararlanarak gerçekleştirilmesi de çabalarımızı daha değerli kılacaktır.



İrfan ÖNAL, Mart 2016
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tanıtma Genel Müdürü

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimiz...

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti...

Turizm soylulaştırması ve “Kimin şehri?" Sorusu.

Soylulaştırma, varlıklı kesimlerin göçü ve yatırımına bağlı olarak bir yerin ekonomik, sosyal ve kültürel olarak dönüşmesidir. Sadece sonuçla ilgilenenler için olumlu bir şeydir çünkü çöküntü bölgelerinin yeniden imarı ve işlevlendirilmesi olarak görülür. Halbuki bu süreçte yerel halk yüksek kira ve yaşam maliyetiyle yerinden edilir; mahallenin karakteri değişir, sosyal yapılar çözülür. Kentte yaşayanların yerinden edilmesi, toplumsal ve kültürel erozyonu da beraberinde getirir. Fransız filozof Henri Lefebvre, Le Droit à la Ville (1968) eserinde “şehir hakkı”nı, piyasa güçlerine değil; kamusal, demokratik ve kolektif kullanım esasına göre şekillendirme hakkı olarak tanımlar . Özünde: şehir hakkı, kentin yalnızca metalaşmış ticarî alan değil, insanlar tarafından yaşanabilen, dönüştürülebilir bir mekân olması gerektiğini savunur; kullanım değeri, değişim değerinden önemlidir. Kentliye sadece yaşayan değil, kentine müdahale edebilen, onu yeniden üretebilen aktif bir özne olarak bakar. (...