Ana içeriğe atla

Tanıtma Bülten yazıları 15


“Türkiye Geri Dönüyor”
FVW ITB Daily/09 Mart 2018



Türkiye bu yıl da dünyanın en büyük turizm borsası ITB Berlin Fuarı’nda en çok bahsi geçen turizm destinasyonlarından biriydi. Geçtiğimiz yıl konuşulan konular; “Türkiye bir önceki yıl yaşadığı %30’luk pazar kaybını telafi edebilecek mi?”, “Türk turizminin geleceği ne yönde olacak?” soruları ve bu sorulara getirilen yorumlar olurken, bu yıl ITB Berlin Fuarı’nın gündemleri arasında “Türkiye’nin güçlü geri dönüşü” konuşuldu.
ITB Berlin Fuarı’nın kongre bölümünde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Bakanlığımız; Türkiye Forumu başlığı altında fuarın ikinci gününde 2018 Troya yılı münasebetiyle “Troya Antik Şehri” ve üçüncü gününde de “Türkiye Turizminin Yeni Vizyonu” konuları ile yerini aldı.
Özellikle Türkiye turizminin yeni vizyonunun, yaşadığımız zor zamanlardan sonra, uluslararası platformlarda anlatılması yabancı ortaklarımızın ve Türkiye ile ilgili iş ve yatırım planları olanlar için önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu forumun 3. Turizm Şûrası kararlarının ilanı ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi de ayrıca önemliydi.
Burada yapılan konuşmalarda öne çıkan hususu; “Kum-Deniz-Güneş turizminin güçlü ülkesi kendine yeni bir vizyon geliştiriyor.” başlığı altında özetleyebiliriz. Türkiye büyük potansiyelini diğer turizm çeşitlerinde de harekete geçirmek için kamu ve özel sektör olarak ortak noktada buluşuyor.
Türkiye, güçlü bir kültür destinasyonu olma özelliğine sahiptir. Yıllar önce, turizmde naif bir yaklaşım geliştirerek, medeniyetler beşiği Anadolu coğrafyasını eşsiz Türk misafirperverliği ile harmanlayan kültür turları çok popülerdi.
Ülkemiz artık önemli bir turizm destinasyonu olarak, gelişmiş alt yapısı ve birikmiş kurumsal tecrübesiyle; güçlü ve koordinasyon yeteneği yüksek, destinasyon pazarlaması ve tanıtımını hedef alan, turizm yönetimi anlayışı ile yeni ürünler ve yeni destinasyonları çok çeşitli pazarlara sunan ve gelecek 10 yılda da ülkemizi dünyanın en popüler destinasyonları arasında kılacak olan yeni bir turizm vizyonu ortaya koyuyor.
Diğer taraftan, Bakanlığımızca ülkemize bir tanıtım markası kazandırmak için 2014 yılında başlatılan Turkey Home kampanyasının dördüncü yılındayız. Ülkemiz adına sürekli ve güçlü bir iletişim ortamı yaratan kampanyamız bireyle de iletişimi kuvvetlendirecek birçok proje gerçekleştiriyor.
Turkey Home kampanyasının 2018-2019 yılları eylem planının odağında ise turizm alanında destinasyonlarımızla ortak tanıtım ve pazarlama imkânlarını geliştirerek, ülkemizde destinasyon pazarlaması ve tanıtımı adına yerel paydaşlarla birlikte çalışma kültürü ve tecrübesini artırmak yer almaktadır. Bu anlamda Turkey Home, stratejik iş birliği kurduğu markalarla özellikle sosyal ve dijital medyada hedeflemeli kampanya ve içerikleriyle destinasyon ve ürün bazlı kampanyaları yürütme konusundaki tecrübesini ülkemizdeki yerel turizm örgütleriyle paylaşacaktır.


İrfan ÖNAL, Nisan 2018
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tanıtma Genel Müdürü

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimizin “

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi