Ana içeriğe atla

Tanıtma Bülten yazıları 8


Türkiye misa f i rperver insanların vatanıdır...


Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Anadolu, birçok benzersiz özelliğinin yanı sıra, özellikle “misafirperverlik” ile tüm insanlığın saygı duyduğu ve imrendiği bir coğrafyadır...
İnsanımızın misafirperver karakteri her zaman ziyaretçilerimizin dikkatini çekmiş ve hatta bize karşı sempatilerinin ana nedeni olmuştur. Bizler, ülkemizi ziyaret eden herkesi misafirimiz olarak görür ve ona göre davranırız. Bu durum tarih boyunca insanımıza yeni dünyalar açarak toplumsal hayatımızı zenginleştirmiştir.
Turizm ile ilgili konuşulmaya başlandığında da Türkiye’nin eşsiz coğrafyası ve kültürü her zaman konukseverliğimizle taçlandırıldı ve hala da böyle devam etmektedir.
Bakanlık olarak 2000’li yılların başında ülke tanıtımı ile ilgili yeni kampanyalar geliştirmek için yola çıkıldığında da “Turkey welcomes you” sloganı kullanılmıştı.
Güzel Türkçemizin en anlamlı ifadelerindendir “Hoş geldiniz...”. Ülke tanıtım sloganının da yalın ve en güçlü tarafımızdan beslenerek misafirperverliğimize atıfta bulunmasından daha doğal bir şey olamaz. Onun için her şeyin birbirine karıştığı, insanlığın neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırmakta güçlük çektiği günümüzde de dünya ile iletişimimizin merkezinde en güçlü yönümüzü vurguluyoruz: “Misafirperver Yurdumuz: Türkiye” ya da Turkey: “Home of Hospitality”.
Bu sayıda da son üç ayda Bakanlık olarak ve sektör paydaşlarımızla birlikte yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiğimiz birçok faaliyetten örnekleri sunuyor olacağız. Ülkemizin dışarıdaki algısını gerçek konumuna taşıyacak tüm çabaların ana stratejisi Türkiye’nin misafirperver bir ülke olduğu fikrinin insanlarda uyandırılmasıdır.
Genel Müdürlüğümüz, Nisan ayında instagram öncüleri ile birlikte Şanlıurfa şehrimizdeydi... Peygamberler Şehri, Harran’ın, Göbeklitepe’nin, Haleplibahçe’nin vatanı... Gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu tüm dünyaya gösteren misafirperver insanların şehri... Haleplibahçe Müze Kompleksinde çekilen fotoğraflar, videolar, şehrin geleneksel han ve çarşıları, güvercin besleme geleneği, yöresel mutfak tatları, tarihi Urfa Evleri, sıra gecesi ve atçılık gibi yörenin kültürüne ait zenginlikler sosyal medya aracılığıyla tüm dünyada meraklılarına ulaştırıldı.
“Turkuaz”ın anlamını özgün bir bakış açısıyla dünyaya anlatmayı amaçlayan yeni reklam filmimiz “Home of Turquoise”, “Turkuaz’ın Vatanı” Mart ayında lansmanı yapılarak, hedef pazarlarda, televizyon, sinema, sosyal ve dijital medya kanallarıyla dünya ile buluşturulmaya başlandı. Filmimiz, yayınlanmasının hemen ardından Uluslararası Turizm Festivalleri Komitesince katıldığı 4 festivalde de kendi kategorisinde birincilik ödülüne değer görüldü.
Bakanlığımızca uluslararası önemli bir çalışma da Mayıs ayında Likya Yolu’nda gerçekleştirildi. Dünyanın en önemli 10 yürüyüş yolu arasında gösterilen Likya Yolu’nu, hikayeler eşliğinde deneyimlemek isteyen insanlara ilham kaynağı olması için düzenlenen etkinliğe 12 ülkeden yazar, yönetmen, blog yazarları ve instagram fenomenleri katıldı.
Yeni ürünler, yeni pazarlar... Bu anlayışla özel sektörümüzle birlikte turizmin geleceğine yönelik atılan adımlar Kanada, Almanya, Güney Afrika, Körfez Ülkeleri, Fransa, Çin, Hindistan’da çalıştay ve toplantılarla somutlaştırıldı.
Türk turizmi, bölgesinde yaşadığı zorlukları aşacak kuvvete ve vizyona sahiptir. Tanıtım kampanyalarımızı öz değerlerimize atıf yaparak ve en sağlam yönümüzü insanlara hatırlatarak sürekli kılacağız... Türkiye, ziyaretçilerine eşsiz bir tatil deneyimi yaşatan misafirperver insanların vatanıdır...



İrfan ÖNAL, Haziran 2016
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tanıtma Genel Müdürü

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimizin “

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi