Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Destinasyon Yönetimi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

SÜRDÜRÜLEBİLİR DESTİNASYON YÖNETİM TASARIMI (1): VERİ VE AKILLI DESTİNASYONLAR

  Bir destinasyonun sürdürülebilirliği, sakinlerinin ihtiyaçları, refahı ve yaşam kalitesi ile ziyaretçilerinin ihtiyaçları, refahı ve deneyim kalitesi arasında ne kadar iyi denge kurabildiğine bağlıdır; bu bir yönetim konusudur. Bu hassas denge, sürdürülebilirliğin belirli bir destinasyonun tüm çevresel ve toplumsal yönlerini içeren karmaşık, çok boyutlu bir kavram olduğu anlamına gelir. Bununla birlikte, seyahat başlı başına acil bir küresel sürdürülebilirlik sorununa -iklim acil durumu- büyük ölçüde etkide bulunuyor ve dünyadaki karbon emisyonlarının kabaca %8'ini oluşturuyor. Bu zorlu sorunu ele almak ise endüstrinin öncelikler listesinin başında gelmektedir. Burada, bir yönetim yaklaşımı olarak tasarım yönetimi (Design Management) ve veriler çözümde çok önemli bir rol oynayabilir, gerçek sürdürülebilirlik için atmamız gereken adımları yönlendirebilir. Veri ve sürdürülebilirlik arasındaki ilişki Turizm her şeyle ilgilidir, bu nedenle her şeyi ölçümlemeli ve destinasyo

Destinasyon Örgütlerinin İşlevi Nedir? 🕵️‍♂️

  🕵️‍♂️ Turizmle ilgili olarak uzun zamandır üzerinde düşündüğümüz, anlamaya, uygulamaya çalıştığımız bir kavram; destinasyon yönetimi/örgütü. Bu kavramın üzerinde çalışırken statik değil, dinamik olduğunu da anladık. En azından iyi örneklerinde durum böyle. Her defasında kendimizi, destinasyon tanıtımı mı? Destinasyon yönetimi mi? sorusuna cevap ararken buluyoruz. Ancak şu konunun da altını çizmeliyiz; ülkemiz için kendi özelliklerimize uygun örgütler tasarlamamız gereğini hep vurgulamalıyız. Anlaşılan bu tartışma daha uzayıp gidecek, bu nedenle öncelikle tecrübelerimizden, okumalarımızdan ve tabii ki günümüz   iyi uygulamalarından ilham alarak söz konusu örgütlerin özelliklerini/işlevlerini sıralarsak nasıl bir kavram olduğu konusunda bir fikir edinmiş olacağız. Örneğin, son yıllarda turizm alanındaki hızlı değişimler ve bunların üstüne yaşanan Covid-19 deneyiminin radikal etkilerinden statik olmayan, kaygan bir zeminde olduğumuzu anlıyoruz. Destinasyon markalama/destinasyon y

Destinasyonun aklı…(Post-Korona Senaryoları -8) Kısaca

  Destinasyonunuz dünyanın en güzel yeri de olsa, köklü bir kültüre de sahip olsanız, kaynaklarınız bol da olsa eğer bunu yönetecek bir stratejiniz yoksa tanıtımınızı başarıya ulaştırmanızın imkânı yoktur. Bu gerçeği Koronavirüs Salgını bir kere daha vurguladı. Bu süreçte bütün destinasyonların salgının etkilerini giderip yeniden ayağa kalkmak ve ziyaretçi kazanma çabalarına tanık oluyoruz. Pek çok şehrimiz de turizmin önemini kavramış olarak ürünlerinin ve destinasyonlarının tanıtımını yapmak için adeta yarışıyorlar. Olması gereken de bu…Ancak bu çabaların çoğunda ne yapmak istedikleri veya nereye varmak istedikleri konusunda açık, net bir stratejinin eksikliği de görülüyor. Varsa da biz bilmiyoruz… Şehirlerin birbirlerinden esinlenerek oluşan turizm odaklanması güçlü bir strateji ve onu kararlılıkla uygulayacak kurumlardan yoksunsa hayal kırıklıklarına ve motivasyon kaybına da yol açabilir. Onca çaba, faaliyet ve maddi kaynağın iyi çalışılmış bir strateji çerçevesinde bir “akıl” ,

Su Teresi ve Eski Demir Yolu Rotası / turizm destinasyonu nasıl olur?

  İngiltere’nin Hampshire bölgesinde Alresford Kasabası ( https://www.visit-hampshire.co.uk/explore/towns/alresford ) su teresinin merkezi olarak bilinir. Bu kasaba tipik bir Georgian dönemi kasabasıdır. Burada, bir önemli kültürel miras ögesi daha vardır o da; The Mid Hants Railway (Su teresi rotası olarak bilinen)  tren rotasıdır. Buharlı lokomotifle hizmet veren bu hat, Alresford-Alton arasında 10 mil uzunluğa sahiptir. Ayrıca bütün bu manzaranın merkezinde, Victoria zamanında yapılmış tarihi tren istasyonu yer almaktadır.   Öncelikle özetleyecek olursak; Bir kasaba var, su teresi var ve buharlı tren hattı var… Hikâyenin asıl kahramanı olan su teresinden başlarsak: İngiltere’de kuşaklar boyunca bilinen, ekşi, keskin, mayhoş tadı olan bir bitki. Suyun bol olduğu yerlerde yetişiyor. Su teresi çorbası, salata ve sandviçlerde çokça kullanılıyor. Günümüzde de pesto sos ve humus’ta sıklıkla yer aldığı görülmektedir. Besleyici bir bitki olarak biliniyor; A, C, E, K, B6 vitaminleri,

Sizi değiştirecek destinasyonlar…

  İ nsan bazen değişmek ister; özellikle buhran zamanlarının hemen ardından bu arayış yoğunlaşır, hoşumuza gitmeyen yönlerimizden kurtulmak isteriz ya da kendimizi daha iyi hissetmek için edinmek istediğimiz yeni alışkanlıklar veya yeni ortamların arayışı içine gireriz. Bu durum çok normal bir şeydir ve zaman zaman bunu yapmamız da gereklidir. İşte tam bu noktada, yani arayışta olduğumuz böyle zamanlarda bazı yerler öne çıkacaktır. Size, aradığınız değişimi vadeden, yeni alışkanlıklar kazandıracak ve hayatınızın bundan sonraki bölümü için yeni bir bakış açısı yakalamanıza yardımcı olacak yerler… Bu yerlerin ruhu ve sizlerde  uyandırdığı duygular bambaşkadır, sizi sarar ve içene çeker, bir anda orayı sever ve yaşamak istersiniz. İşte böyle yerler sizi değiştirecek destinasyonlardır… Kimliği olan, tarzı ve yaşam vaadi ile bir iddia ortaya koyan ve ziyaretçisini kavrayan destinasyonlar…Böyle yerleri ziyaret ettikten sonra evinize dönüşte beraberinizde sadece hediyelik eşyalar getirmezsi

Turizmde “Destinasyon” ne ifade eder?

  İngilizce ve Fransızcadaki “destination” kelimesinin bir turizm terimi olarak dilimize   “destinasyon” şeklinde geçtiğini görüyoruz. Latince kökü “stenare” durdurmak, dikmek, mukavim kılmak fiilinden -de önekiyle türetilmiştir. Buna bağlı olarak, destinasyon, destinasyon tanıtımı veya destinasyon yönetimi gibi terimlerle de sıklıkla karşılaşmaktayız. İngilizce kaynaklara göre “destination” kelimesinin anlamı; 1) Önceden saptanmış amaç veya mukadder olan, 2) Belirlenmiş bir amaç, önceden saptama, 3) Seyahat edilen yer veya bir şeyin gönderildiği yer, 4) Seyahat edilmeye veya uzun süreli kalmaya değer yer. Görüldüğü gibi İngilizcede “destination” kelimesi, bize göre “destinasyon”, amacı önceden belirlenerek çıkılan seyahat anlamına gelmektedir. Bu tanım, gezme, görme, ziyaret, iş, dinlenme amaçlarıyla çıkılan seyahatlerin neticesinde varılan yerleri belirtmektedir. Kısacası bir “yer” ve "deneyim" ifade etmektedir. Söz konusu ibarenin orijinal dilindeki kullanımında tur

Kriz Yönetimine Destinasyon Yaklaşımı...

  Bu platformdaki pek çok yazımda turizmde destinasyon yönetimi yaklaşımını niçin benimsememiz gerektiğini vurgulamış, sayısız faydalarını uluslararası yaklaşımlardan da örnekler vererek belirtmiştim. Günümüzde artık turizmin çok boyutlu yapısının daha iyi kavrandığını düşünüyorum. Böylece turizmi yönetmenin zorlukları da herkesin gündemine geldi. Bu hatırlatmaların hepsi Covid-19 salgını ile birlikte daha da anlam kazandı ve öne çıktı. Salgın her şeye rağmen turizmdeki değişimi hızlandırma işlevi gördü ve görmeye de devam ediyor. Turizm  odaktaki konular arasına girse de her şeyin doğru algılanıp algılanmadığı konusu tartışılabilir. Burada, özellikle destinasyon yönetimi yaklaşımı ve kriz yönetimini birlikte ele alarak gelecek turizm politikalarına ışık tutacak tecrübeleri not edebilir ve değerlendirmelerimizi yapabiliriz. Geçtiğimiz  yıl Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan turizm sektörünün krizini değerlendirirken özellikle dikkati çekmek istediğim konu kriz yönetiminin uluslar

Şehirlerimiz ve turizm…

Dünya nüfusunun yarıdan fazlası şehirlerde yaşıyor ve bu durum ülkemiz için de geçerli. Şehirler birçok yönden insan hayatına yön veriyorlar. Kalkınma, markalaşma, yönetim, ekonomi, kültür, sağlık, çevre vb. Bu yüzden yaşadığımız çağ “Şehir çağı” diye anılmaktadır. Büyük potansiyel barındıran bizim şehirlerimizde de benzer eğili m  mevcut.  Anadolu’nun zengin yaşam hikayesini barındıran şehirlerimizin kendilerini gerçekleştirme ve küresel rekabette sıyrılıp markalaşmaları için iyi yönetilmelerinin önceliği var.  “İyi yönetim” kavramından ise somut anlamda idari sisteme ve mevcut kurumları kastediyorum. Öte yandan “potansiyeli” yönetme ve harekete geçirme konusunda idari sistemden kaynaklanan problemleri hep birlikte yaşıyoruz. Buna zaman zaman bürokrasi (bilimsellikten uzak) diyoruz, zaman zaman da siyasetin etkisi diye nitelendiriyoruz ancak bir gerçek var ki, şehirlerimizin potansiyelini arzuladığımız gibi harekete geçiremiyoruz. Bu konuyla ilgili iyi örneklerin ise yönetim sistemi

“Yaşamak için güzel bir yer, ziyaret etmek için de güzel bir yerdir*” (Şehirlerimiz için turizme yeni yaklaşım önerisi)

  Bu platformda uzun süredir turizm ile ilişkili olarak destinasyon markalama stratejileri, iletişim, insanın yer ile bağlantısı ve destinasyon yönetimi üzerine yazılar yazıyorum. Bu arada -özellikle Covid-19 pandemi sürecinde- bütün şehirlerimizin turizm ekonomisinden daha fazla pay almak için bir yarış halini de gözlemliyorum. Bu şekildeki bir ilgi ister istemez turizmin nasıl daha iyi yönetilebileceği sorusunu da beraberinde getiriyor. Yazımıza bir tespitle başlarsak; Türkiye’de turizm endüstrisinin hem başlangıçta hem de günümüzde belirli bölgelerde yoğunlaşmış ve özellikle otelcilik alanındaki faaliyetler üzerinden sürdüğünü tekrarlamakta fayda var.   Bu yaklaşımın turizmi tüm yönleriyle algılamamızı perdelediğini düşünebiliriz. Öte yandan başlangıcın bu şekilde olmasının turizm alanında bir tecrübe biriktirdiğini ve günün şartlarının gözetilerek böyle bir strateji izlendiğini söylemek de mümkündür. Günümüze gelirsek, turizm endüstrimizi global sistemin içinde değerlendirmek

Turizmde Destinasyon Yönetimi Modeline İlişkin Öneri:

  Türkiye'nin yeni kalkınma paradigmasında yer almak üzere turizm potansiyelini harekete geçirecek bir turizm yönetim modeline ihtiyacı bulunuyor. Öneri model Türkiye’ye özgü olmalı ve ülkenin 40 yıllık kurumsal turizm deneyimine dayanarak kamu, özel sektör ve sivil inisiyatifleri içerecek şekilde yönetim-tanıtım-pazarlama çizgisinde kurgulanmalıdır. Ülkenin turizm yönetiminin bugünkü görünümü merkezi nitelikte olup, destinasyonların kendi ihtiyaçlarına göre hareket etmelerini sağlayacak kurumsal bir örgütlenme bulunmamaktadır. Bu durum aynı zamanda destinasyonlardaki problemlerin merkezde oluşturulan stratejileri şekillendirmesini sağlayacak bir mekanizmanın da olmayışı anlamına gelmektedir. Aslında ülkemizin kurumsal turizm hikayesi başarılı bir destinasyon yönetim modeli olan “Güney Antalya” projesi ile başlamıştır diyebiliriz.   Süreç içinde başarılı destinasyon yönetim modellerini de tecrübe ettik. Mahalli İdare Birlikleri Yasasının vermiş olduğu yetkilerle turizm odak

TURİZMDE DESTİNASYON YÖNETİMİNE DAİR TÜRKİYE PRATİĞİ -2-: TURİZM ALT YAPI HİZMET BİRLİKLERİ

Turizmde yıllardır, belki de turizm hikayemizin başladığı tarihlerden beri, gündemimizde olan bazı kavramlar var; destinasyon yönetimi, destinasyon tanıtımı, kamu ve özel sektör işbirliği gibi dilimizden düşürmediğimiz ve turizm yönetimimizle alakalı olarak da çok ilgili gördüğümüz bu kavramların içini ne kadar doldurabiliyor ya da bu kavramları turizm pratiğimize ne kadar yansıtabiliyoruz? Özellikle 2. Turizm hamlemizin resmi devlet belgesi olan 2023 turizm stratejimizde de ana konulardan biri hatta birincisini bu kavramları merkez edinen destinasyon (gidilecek yer) yönetimi oluşturmaktadır. Peki hepimizin konuşmalarına girmiş bu kavramı ne kadar pratiğe dönüştürdük? Ya da turizm yönetiminin ana aksını oluşturması gerektiğini belirttiğimiz bu kavramla ilgili olarak ne yapıyoruz? “Hadi! Kuralım şu destinasyon yönetimini” dendiğinde bunu kurabilecek bilgi, tecrübe ve kabiliyet hangi kurumlarda mevcut?   Bu alandaki pratiklerimiz ve yahut laboratuvar çalışmalarımız nelerdir? İşte bu