Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

The New York Times’ın 2024’te Ziyaret Edilecek 52 Yer Listesi: YENİ NEDENLER!

  Turizm Blog’ta seri yazı konularımdan biri de The New York Times Gazetesinin her yılın başında ilan ettiği “Gidilecek 52 Yer Listesi” üzerinedir. Bu yıl listeyi incelediğimde öne çıkan yaklaşım ise; “Yeni Nedenler” oldu. Son yıllarda listeye hâkim anlayış seyahat nedenlerimizdeki değişime paralel olarak çevre hassasiyeti ve yeni destinasyonlar yönündeydi, son listede de bu anlayış hâkim ancak eski ve bilinen destinasyonların da kendilerine ziyaretçi çekmek için   “Yeni Nedenler” bulma arayışı içinde olduğu görülüyor. Her yıl olduğu gibi yıl içinde icra edilecek büyük organizasyonlar, nadir doğa olayları, kutlamalar, yeni açılacak mekânlar, müzeler ve rotalara sahip destinasyonların listede olması şaşırtıcı değil. Yine son yıllarda revaçta olan tren rotaları popülaritesini koruyor ancak bunun yanında rota duraklarının daha da ilgi çekici olması için yeni temalar geliştirildiği de anlaşılıyor. Dikkatimi çeken bir diğer konu da yakın geçmişte doğal felaketler yaşamış ya da çeşi

Bir Yemek Kaç Değeri İçinde Barındırabilir?

  Babadan Oğula Bir Lezzet Hikâyesi Biz fasulyeyle büyüdük. ……Zengini, fakiri herkes sever, en önemli yemek. Etsizi, etlisi, zeytinyağlısı her türlüsü pişer ama annenizin yaptığı gibi oluyor mu? Ustası anlatsın, o iş, o kadar kolay değil…   Çayeli Diye söze başlıyor Lale Lokantasının kurucusu Ali Osman Temurci. Doğu Karadeniz’in çay tarlalarıyla kaplı güzel ilçesi Çayeli’nde 1973 yılında hizmet vermeye başlayan Lale Lokantası Türkiye’nin geleneksel yemeği olarak bilinen Kuru Fasulyeyi en lezzetli haliyle insanlarla buluşturuyor. En önemlisi ise, 50. kuruluş yılında babadan oğula geçen bir değerler yumağı Lale Lokantası. Çayeli’ne gelenler Lale Lokantasının yemeklerini yemeden gitmezler! Diyor Ali Osman Temurci’nin torunu. Bir aile işletmesi olan Lale Lokantası 50 yıldır ilkeleri ve yaşattıkları değerleriyle ün kazanmış ve bunu sonraki nesillere aktarmanın çabasını veriyorlar. Burada mevzubahis sadece bir yemek değil, o yemeğin temsil ettiği bir yaşam tarzı ve değerler. Yöre in

Gastronomi Turizmi. Ama Nasıl?

  Turizme ilişkin yazılarımın omurgasını oluşturan görüşlerden belki de birincisi turizmin inter disipliner yapısına da uygun olarak "yer" ile bağlantısına vurgu yapmaktır. Bu aslında başta kültür olmak üzere pek çok şeyi içine alan bir yaklaşımdır. Turizmin yerle (coğrafyayla) bağlantısı işin doğası gereğidir ve çağdaş yaşamda geliştirilmesi ve ürüne dönüştürülmesi gereken de bir şeydir. Bunu başarıyla gerçekleştiren yerler (destinasyonlar) turizmde öne çıkar ve markalarını kabul ettirerek her türlü faydayı elde edebilirler. Bu noktada en güçlü ortaklıkların başında ise gastronomi ile olan gelmektedir; gastronominin turizmle ilişkisi doğaldır ve gereklidir. Ülkemizdeki duruma bakacak olursak; gastronomi alanında ve gastronomi ile turizm ilişkisini doğru tasarlayabilmek adına pek çok çalışmanın yapıldığını, en azından böyle bir niyet olduğunu söylemek mümkün. Bu niyetin olduğunu Kamunun turizm ile ilgili strateji belgelerinde ve kalkınma planlarında da görebiliriz. Gene