Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Covid-19 etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Daha Çok Turizm Diplomasisi…(Post-Korona Senaryoları -5) Kısaca

  Turizm, iletişim ve özgürlük demek… En temel insan haklarından seyahat özgürlüğü bu defa insanlığın iyiliği için aniden kısıtlandı ve buna bir virüs neden oldu.  Koronavirüs salgınının insanlığı getirdiği nokta ve bundan sonrasına ilişkin senaryoların yaklaşık iki yıldır içindeyiz… Aslında yeni gibi konuştuğumuz her şey gündemimizdeydi ve belki de ayak sürüyorduk…Bu salgın iki önemli süreci “devrim”e dönüştürdü ve biz bunu anlamalıyız: Dijital Devrim ve Yeşil Devrim. Bu noktada değişmeyen ve daha da güçlenmesi gereken ise “işbirliği” ve daha çok “iletişim” ihtiyacı. Diplomasi toplumlar arasındaki iletişime olanak sağlayan, ortam hazırlayan ve daha da güçlendiren çok önemli bir araç. Turizm diplomasisi de bu anlamda çok değerli. Salgının adeta durdurduğu turizm sektörü yeni kodlarla tekrar canlanmak istiyorsa mutlaka diplomasi enstrümanını çalıştırmalı. Böylece işbirliği olanakları artıp “birlikte” ve “daha güçlü” canlanmanın da önü açılacaktır. Bu noktada kurumlara çok iş

İç Turizm Konferansı (Post-Korona Senaryoları-1) Kısaca...

  Malum Covid Dünyasında turizm sektörünü enine boyuna tartışıyoruz. Ülkemizde turizmi etkileyen son yirmi yılın buhran zamanlarına baktığımızda nedenleri farklı olsa da karşılaştığımız sonuçların benzer olduğunu da görüyoruz. Dönüşüm sancılarını yaşayan bir sektör ve kriz sonrası ziyaretçi sayısının tersine geliri azalmış olarak belirsizlik içinde faaliyetlerin sürdüren bir endüstri mevcut. Bu noktada; zaman zaman konuşsak da işler iyi giderken çok üzerinde durmadığımız iç turizm konusu ile ilgili bir hatırlatmayı yeniden yapmakta fayda var. 3. Turizm Şurasında (1-3 Kasım 2017) İç Turizm Komisyonu da bu nedenle oluşturulmuştu; yine bir buhran sonrası turizmin geleceğini dizayn etmek için toplanılmıştı. Şura’da alınan kararlar incelenebilir: https://turizmsurasi.ktb.gov.tr/Eklenti/57386,icturizmkomisyonraporupdf.pdf?0 Ancak burada asıl önemli konu; Covid-19 salgını gibi kültürel bir değişimi şimdiden tetikleyen bir olgu karşısında iç turizmi dizayn etmek için bütün nedenlerin ol

#CovidDünyasındaTurizm

  Evet, yaşadığımız bu dönemi Covid Dünyası diye adlandırabiliriz. Covid-19 salgını hayatın her alanını etkilediği için böyle düşünmek normal karşılanacaktır. Turizm ve seyahat endüstrileri de içinde bulunduğumuz durumdan en çok etkilenen sektörler olarak bu hali nasıl yöneteceği ve hatta sonrasında ne gibi konum alacağı üzerine çalışmak zorunda. Aksi takdirde bıraktığımız dünyayı bulamayacağımızdan yeni kodları içselleştirene kadar zaman kaybederiz. Salgının başından itibaren bu mecrada yazdığım -Salgın ve turizm ile ilgili- yazılarımı Covid -19 ve Turizm başlıklı e-kitap’ta* toplamıştım. Bu yazılarda durum değerlendirmesi, yönetimi ve gelecek perspektifi ile ilgili düşünce ve öngörülerim yer aldı. Salgın şartları ve ortamı hala geçerli olduğundan bu defa kitabın yayınlandığı tarihten sonra devam eden yazılarımın linklerini sizlerle paylaşmanın pratik bir yarar getireceğini düşündüm. Her zaman olduğu gibi tecrübe ve fikirlerimizi paylaşırken amacımız bu alanda oluşacak stratejil

COVID-19 ve KÜLTÜR…Kısaca

    Covid-19 salgını hayatımızın tüm noktalarını derinden etkiledi ve etkilemeye de devam ediyor. Kültür ve yaratıcı sektörler de turizm ile birlikte Covid-19 salgının negatif etkilerini derinden yaşayan alanlar oldular. OECD ülkeleri arasında Kültür ve yaratıcı sektörlerdeki istihdamın %0.8 ile %5.5 arasında olduğunu düşündüğümüzde bu etkinin sosyal ve ekonomik etkisini tahmin etmek zor olmayacaktır. Özellikle müze, tiyatro, canlı müzik, sinema gibi seyirci ve toplulukla ilişkili olanlar en fazla etkilenen alanlar oldular. Böylece birçok sanatçı ve çalışan hem gelirlerinden olurken sanat üretimi de durmuş oldu. Bunun yanında online platformların içeriklerine olan talebin artması bu alanda bir büyüme sağladı ancak bu platformların büyük firmalar oldukları düşünüldüğünde kültür ve yaratıcı sektörün çok büyük bölümünün zor durumda olduğunu kabul etmeliyiz.   UNESCO’nun salgın süreci ile ilgili olarak kültürel ve yaratıcı endüstriler üzerinde yaptığı olumsuz etkiyi değerlendiren r

Covid-19'un Hızlandırıcı Etkisi

  COVİD-19 sürecini turizm sektörümüz açısından değerlendirdiğimizde çıkarabileceğimiz dersler ve geleceğe yönelik hususlar: 1) Güçlü   iç turizm kültürü ve ekonomisi oluşturacak tedbirleri almalıyız. 2) Her yöre kendi değerlerine ve coğrafyasına sahip çıkmalı ve bunda ısrarcı olmalı. 3) Eğitim sisteminde yerel coğrafya ve değerler daha geniş yer bulmalı. 4) Turizm yönetimi ve bu konudaki koordinasyon yerelde daha çok önemsenmeli. Destinasyon yönetimi anlayışı -kurumsal olmasa dahi- etkin kılınmalı. 5) Turizm iletişiminde turizm diplomasisinin etkinliği artırılmalı. 6) Kültür ve turizm birlikteliğinde kurmaya çalıştığımız sinerji ilişkisinin bu evreden sonra simbiyoz (ortak yaşam) evresine geçtiği görülerek gerekli düzenlemeler yapılmalı. 7) Kalkınma meselemizin önemli bir unsuru olan turizm ve seyahat endüstrisini ‘ziyaret ekonomisi’ olarak algılayıp turizm faaliyetleri daha geniş açıdan değerlendirilmeli. 8) Turizm sektörünün verilerini toplayıp değerlendirecek, strat

İyi ki gelmediler… (Covid-19 süreci turizm senaryoları)

  Turizm Covid-19 pandemi öncesine kadar en hızlı gelişen endüstrilerin başında geliyordu. Turizmin olumlu ve olumsuz etkilerinin tartışıldığı bir dönemde yaşanan ve dünyayı neredeyse durma noktasına getiren –turizm endüstrisini durduran- salgın, turizmde gündemde olan “overtoursim” konusunu ve buna bağlı olarak iklim tartışmalarını daha da gün yüzüne çıkardı ve olumsuz sonuçları örnekleriyle insanların önüne serdi. Öte yandan salgının turizm endüstrisini durdurması pek çok insan tarafından bir rahatlama vesilesi olarak da karşılandı. Kalabalık şehirler, nüfusunun 50 katı turist ağırlayan kasabalar, sorumsuzca sokaklara ve doğal ortamlara bırakılan çöpler, doğal ve kültürel varlıkların üzerindeki yıkıcı insan etkileri ve kültürel yozlaşma; bir yandan insanları sevindirip “İyi ki gelmediler” dedirtirken, öte yandan da turizmi nasıl yönetmemiz gerektiği sorusunu da tekrar gündeme taşıdı. Salgının etkilerini derinden yaşayan İtalya’nın, salgını kontrol altına aldıktan sonra turist

Covid-19 Sürecinde Türkiye’nin “Soft Power” Diplomasisi

  Türkiye millî gelirine oranla ihtiyacı olan ülke ve toplumlara en fazla yardım yapan ülke. Bu tutum bir milletin genel tavrının devleti tarafından da nasıl iyi bir şekilde temsil edildiğinin somut bir göstergesidir. Dünya ekonomisinde yaşanan -özellikle son çeyrek yüzyılda-   rakamsal büyümeler beraberinde çevresel felaketleri, eğitim ve gelir adaletsizliğini getirmiştir. Covid-19 süreci insanlığın hakim ekonomik sisteminin derin problemlerini gün yüzüne çıkarmış, nominal büyümenin negatif çıktılarının daha da geniş kesimlerce anlaşılmasını sağlamıştır. Bu süreçte öne çıkan anlayış; “yeni bir hayat tarzı”,   “yeniden değerlendirmek” olurken “daha iyisini yapmak”   öne çıkan eylem ifadesi olmaktadır. Toplumların gündeminde; “sağlık”, “esenlik” ve “iyilik” çok daha güçlü olarak yerini alacaktır. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi örgütlerin işlevleri bu defa toplum kesimlerince de tartışılır hale gelmiştir. Peki, Türkiye Cumhuriyeti dünyanın karşılaştığı Covid-19 sa

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi

Turizmde COVID-19 ‘un Hatırlattıkları

Herkesin can derdine düştüğü, kendisinin ve sevdiklerinin sağlığından başka bir şey düşünemediği bu günlerde geleceğe dair stratejiler geliştirmek de ajandamızda yer almalı. Belki bireyler değil ama kurumlar bunu düşünmek zorunda. Ne felaketler geldi geçti ama hayat devam etti! Bundan sonra da devam edecek… Dünyayı saran Corona Virüs felaketinin öncelikle etkilediği sektörlerin başında seyahat ve turizm geliyor. Düne kadar dünyanın en hızlı gelişen sektörü olarak seyahat ve turizm endüstrisinin başarılarından, geleceğe dair umutlarından bahsederken şimdi her şeyi “sil baştan” kurgulamak zorundayız. Ama umutsuzluğa kapılmadan hareket etmeliyiz çünkü insan tecrübesi ve birikimi her şeyi yeniden diriltebilir. Tarih bununla ilgili sayısız örnekle doludur. Bu durumda Türk turizm sektörü inişli çıkışlı 40 yıllık “otelcilik” ağırlıklı “turizm” anlayışını zorunlu olarak değiştirecektir. “Değişim” yaşanan felaketten ve sonuçlarından güç alarak kendisini zorunluluk olarak hisset