Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Turizm etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

YARATICI VE KÜLTÜR ENDÜSTRİLERİNE BAKIŞ; DENEYİM EKONOMİSİ

  Turuncu Ekonomi olarak da adlandırılan Yaratıcı Ekonomi günümüzde gelişimini devam ettirmektedir; yaratıcı değerlerin ekonomik gelişme ve kalkınmaya katkısı ve potansiyelini temsil ediyor. Bunun yanında, teknoloji, fikri mülkiyet ve turizm ile ilgili amaçlar uyarınca ekonomik, kültürel ve sosyal boyutlara katkı sunmaktadır. Bilgi temelli ve yerel düzeyde etkin olması nedeniyle pek çok sektörle kesişen noktalara sahiptir ve ekonomiye mikro/makro anlamda önemli katkılar oluşturarak sürdürülebilir kalkınma amaçlarına da büyük destek verdiği görülmektedir. Yaratıcı ekonominin ana girdisini hukuki bir hak olarak fikri mülkiyet oluşturur. Yaratıcı ve kültür endüstrisi global anlamda hızla büyüyen bir ivmeye sahip; Endüstri 4.0 evresinin önemli yansımalarından birini oluştururken ekonomik etkinliğin hızla emtia’dan uzaklaşarak deneyim, hatta “anlar” ve “anılar” tasarımına evrildiği bir ortamda yaratıcı ve kültür endüstrisinin işlevi açıkça görülmektedir.   Bu durumu hızlandıran önemli

UNWTO GASTRONOMİ TURİZMİ FORUMUNUN ARDINDAN…‘KÖKLERE DÖNMEK’

  Bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen UNWTO Gastronomi Turizmi Forumu 5-7 Ekim tarihlerinde İspanya’nın San Sebastian şehrindeydi. Geçen yıl Japonya/Nara, evvelki yıl da Belçika/Bruges’de gerçekleşen forumlarla ilgili yazılarımın devamı niteliğinde bu yıl da San Sebastian Forumunu yorumlamayı, gastronomi turizmine ilişkin iyi strateji ve uygulamalara dikkat çekmeyi amaçlıyorum. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki UNWTO’nun odak konularından biri olan gastronomi turizmiyle ilgili olarak Basque Culinary Centre (BCC) iş birliğiyle gerçekleşen forumların gastronomi ve turizm alanlarında değer zincirinde yer alan tüm paydaşlar için yol gösterici bir işlevi olmaktadır.  Gelelim bu yılki temaya; “Köklere dönüş”. Turistlerle (tarımın) üreticilerin etkileşimini sağlayarak yerel kalkınma, kültürel mirasın korunması, sürdürülebilirlik, inovasyon ve dijitalleşme alanlarında ilerleme kaydederek turizm deneyimini zenginleştirmek odağa yerleştirilmiş. Bu tema çerçevesinde gastronomi ile turizmin et

Bilbao nasıl başardı?

  Geçmiş yüzyılda kasvetli, işi olmayanın uğramadığı bir endüstri şehri olan Bilbao’nun son çeyrek yüzyılda yaşadığı dönüşüm kültür endüstrisine yapılan yatırımların turizmi de nasıl beslediğinin –dönüştürdüğünün ispatını gözler önüne seriyor. Tasarımıyla ünlü Guggenheim Çağdaş Sanat Müzesi, bir şehrin kendini yeniden konumlandırmasının ve böylece markalaşmasının (kalkınma çabalarının) bir anıtı niteliğindedir. Müze aynı zamanda Bilbao’nun endüstri 1.0’dan modern zamanlara evriminin en önemli itici gücü; turizmin de kültür endüstrisi etkisiyle deneyim ekonomisini yakaladığı bir seviyeyi gösteriyor. Bilbao’nun hikayesi incelendiğinde; başarısında kurumlar arası iş birliği ve yatırımların yükseldiği bir ortamda kolektif hareket edilerek kültürel alt yapı yatırımlarının sadece kültürel sonuçlar doğurmadığını görüyoruz. Müze’nin de; geçen süre zarfında toplam 25 milyon ziyaretçi aldığı, şehrine 6.5 milyar Euro gelir yaratarak bölge ekonomisinin %6.5’ine denk gelen bir ekonomik büyükl

Pazarlama ile Markalaşma Arasındaki STRATEJİK Fark

  Pazarlama ile markalaşma (markalaşmayı itibar yönetimi ve yönetişim kavramlarına yakınlaştırıyorum) arasında stratejik bir fark var. Birbirinin yerine kolaylıkla kullanılan, çoğu zaman karıştırılan ancak aralarında önemli farklar bulunan iki kavram; markalaşma mı? pazarlama mı? Siz hangisini tercih edersiniz? Aralarındaki fark nedir? Destinasyon örgütlerinin odağı hangisine yoğunlaşmalıdır? Bu kavramlar ülkemizde nasıl algılanmaktadır? Bütün bu sorular çok önemli ve açıklama ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak bir önemli konu var ki, başta onu belirtmekte fayda var: Markalaşma stratejiyi öncelerken ve ona odaklanırken, pazarlamanın önceliği taktikler olmaktadır. Bir nevi kısa dönem, uzun dönem ikilemi. Burada biri iyidir, diğeri kötüdür demek istemem ancak stratejik yaklaşımdan yana olduğumu da belirtmeliyim. Yine de ihtiyaçlara göre nasıl kullanılmaları gerektiği üzerine düşünmeli ve çalışmalıyız. “Kim olduğunu ve nereye gittiğini bilirsen, hedefine ulaşırsın.” Önceden de üzerinde sık

Ayçiçeklerinin Etkisi

Bisikletseverlerin her yıl temmuz ayı boyunca heyecanla izledikleri dünyanın en prestijli bisiklet turu olan Fransa Bisiklet Turu bütün heyecanıyla sürüyor. İtalya ve İspanya turlarıyla birlikte üç klasik turdan en önemlisi olarak kabul edilen, çok etaplı bir yol bisikleti yarışıdır. Bu yıl 120. yılını kutlayan tur, Pirene ve Alp’leri geçip Champ-Elysees’de son bulur, tüm etapların toplam mesafesi yaklaşık 3500 km.’ye ulaşır. Bu yıl tur İspanya'nın doğal güzellikleri, kültürü ve gastronomisi ile ünlü Bask bölgesinden başladı. Bilbao ve San Sebastian'dan sonra da Fransa'nın Bask Bölgesine geçildi ve etaplar her yıl olduğu gibi bir turizm ve kültür elçisi görevini de üstlenerek devam ediyor.  Peki, nedir bu turu özel kılan? Öncelikle Fransız kültürünün bir parçasıdır. Turun simgesi meşhur “sarı mayo” tüm dünyaca bilinir. Fransız halkı turu çok sever ve sahiplenir, etaplar esnasında en ücra köylerden bile geçilirken yol kenarları 7’den 70’e insanlarla doludur. Kısacası bu tur

BİR TURİZM STRATEJİ BELGESİNİN ANLATTIKLARI…

Kanada, dünyanın en gelişmiş ekonomilerinden biri, 2,2 trilyon US dolar GDP’ye sahip, en büyük ikinci ülke, 37 milyon nüfusu var. Bu denli gelişmiş bir ülkenin ziyaret ekonomisi de haliyle gelişmiş oluyor. Bu durumu daha da geliştirmek için yeni Federal Turizm Büyüme Stratejisi’ni ilan ettiler. (Bknz. https://ised-isde.canada.ca/site/canadian-tourism-sector/en/canada-365-welcoming-world-every-day-federal-tourism-growth-strategy ) Burada, dikkatimi çeken konuları sizlerle paylaşacak, yorumlarımı yapacağım. Stratejinin detayı ve yöntemi hakkındaki geniş bilgiye ise yukarıda paylaştığım linkten erişim mümkün. Canada 365: Welcoming the World. Every Day.   Kanada Hükümeti yeni stratejisini, kapsayıcılık ve yılın her günü iletişim üzerine inşa etmiş. Strateji tanıtımı için Başbakan’ın mesajı ise ülkenin ziyaret ekonomisi hakkındaki konumlanması ve gelecek hedefleri hakkında önemli ipuçlarını barındırıyor. Bir destinasyon olarak Kanada’yı çeşitlilik ve kapsayıcılık değerleriyle açık v

Dünyanın Hali ve Turizm...Kısaca

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Davos toplantılarının bu yılki teması ve içeriğinden turizm için yapabileceğim çıkarım: Yaşadığımız ekonomik, çevresel, sosyal ve jeopolitik krizler toplanıp üzerimize gelirken dünyanın içinde bulunduğu anti-globalleşme ve ayrışmalar karşısında turizm sektörünün “taktik” düşünce yapısından sıyrılıp daha geniş perspektifte "stratejik" düşünerek birbiriyle bağlantılı konulara ilişkin olarak tüm paydaşlarıyla “birlikte” hareket edip yeni tasarımlar ve  çözümler üretecek “işbirliği” yaklaşımını kurumsallaştırması gerekiyor.  #Turizm2030  https://play.google.com/store/books/details?id=Fx6gEAAAQBAJ

Sosyal Medya Fenomeni mi, Seyahat Yazarı mı?

  Turizm destinasyonları ve markaların insanlara ulaşmalarına yardımcı olan çeşitli araçlar arasından çok önemli iki tanesinin sosyal medya fenomenleri ve seyahat yazarları olduğunu söylemek yanlış olmaz. Sosyal medyanın hayatımızdaki yerini ve iletişim gücünü düşündüğümüz zaman turizm ve seyahat ile ilgili pazarlama çabalarındaki ağırlığını da anlayabiliriz. Günümüzde turizm endüstrisinin etkilemeye çalıştığı insanların büyük çoğunluğunun sosyal medya kullanıcısı olduğunu göz önüne aldığımızda çabuk üretilen sosyal medya içerikleri insanların karar verme sürecini etkileme gücüne sahiptir. Öte yandan bu mecranın hızı kendi içinde çabuk tüketimi ve sıradanlığı da içerdiğinden bundan kaçınmak için güçlü bir sosyal medya stratejisi önem taşır. Bunu bir anda patlayan ve kaybolan “havai fişek” etkisine benzetebiliriz. Kaybolmamak için stratejiye ve tasarıma önem vermelisiniz, tercih sizin. Son yapılan araştırmalar kısa videoların sosyal medyadaki etkinliklerini artırdığı ve özellikle

2023'ü karşılarken Turizm için Yeni Tasarım

  Bu yılın son yazısını geleneksel bir şekilde yeni yılın umutlarına adamak uygun olacaktır. Turizm sektörü olarak son üç yıldır hem global hem de yerel anlamda oldukça sıkıntılı yeni bir dönemi yaşıyoruz. Bu döneme Covid-19 pandemisi ve süregelen sonuçları damga vurdu. Öncelikle, 2020 yılında beklenmedik ve eşi görülmedik –en azından yaşayan neslin görmediği- bir pandemi sonucunda aniden duran ve %80’lere varan ekonomik kayıplar yaşayan global turizm endüstrisinin 2021 yılının belirsizliği içinde direncini, 2022 yılında da temkinli bir iyimserlik içinde yeniden başlayan turizm hareketini yaşadık. Bugün itibariyle global turizm endüstrisi 1 milyar turist rakamına ulaşmış olsa da 2019 yılında erişilen 1.4 milyar seviyesine henüz ulaşamadı. Benzer bir şekilde havacılık sektörü de 2022 yılında yoğun bir yıl yaşamakla beraber otorite kurumlarca pandemi öncesi seviyelere önce 2024 ve sonra revize edilen öngörülerde 2026 yılında ulaşabileceği belirtiliyor. Ülkemiz açısından değerlend

Turizmin Yeni Kırılma Noktası: Web3

  Bildiğimiz gibi turizm modern zamanların endüstrisidir.  Seyahat insanlık tarihi boyunca hep olagelmiştir ancak seyahat ve turizmin bir endüstri olarak varlığı ve etkileri modern zamanların sonucu olarak kabul edilir. Bu nedenle zamanın ruhuna uygun olarak turizm dinamik ve değişken bir yapıdadır. Öte yandan inovasyon insanlığın gelişiminin itici gücü olarak turizmi ulaşılabilir ve küresel kılmıştır. İnsanlık tarihinin modern zamanlarında bir nesil içinde dahi büyük değişim ve kırılmaların şahidi olmaktayız. Bu durumu bilimin gelişimi ve inovasyonun hızıyla ilişkilendirebiliriz.  Buharın önce tekstil makinelerine ve sonra da trenin hareketine güç vermesiyle başlayan 1. Endüstri devriminin ilk yaşandığı yer olan İngiltere’de ilk organize turizm hareketinin de başlaması tesadüf değildir. Ulaşım kolaylaştıkça ve hızlandıkça turizmin evrimi de aynı yönde gerçekleşmiştir. Jet motorlu ilk yolcu uçağının 1952 yılında hizmete alınması ve aynı yıllarda enformasyon ve iletişim teknolojiler

Gastronomi Turizmi Forumunun Sonuç Bildirgesi (Nara, Japonya 15 Aralık 2022)

  Bu yıl 7.si düzenlenen UNWTO Dünya Gastronomi Turizmi Forumu’nun sonuç bildirgesi ev sahibi ülke kültürünün yansımalarını da taşıyor: Mono no aware Hayatta hiçbir şey kalıcı değildir. Turizm de sonsuz değildir. Toplumdaki değişim ve yenilikleri doğru algılayarak turizmi daha dayanıklı ve sürdürülebilir kılmalıyız.   Shu-Ha-Ri İzle-hareket et-aş. Covid-19’un turizme büyük etkileri oldu ve önemli dersler çıkardık, daha iyi turizm için birlikte çalışmalıyız.   Kaizen Sürekli gelişmenin peşinde git. Gastronomi turizmi tutku, yetenek ve adanmışlık ister. Bunu gençlere öğretmeliyiz.   Omotenashi Beklentisiz olarak en iyi hizmeti sunmak. Gastronomi deneyim demektir, kendimiz olalım.   Wabi-sabi Kusurlarımızı kabul edelim. Turizmin çevre ve iklim’e olumsuz etkilerini kabul edelim ancak dünya bilinçleniyor ve turizm de çözümün bir parçası olmak istiyor. Mottonai Hiçbir şeyi boşa sarf etmeyin. Her şey saygıyı hak eder. Yiyecek atığını sıfırlayalım.

#Turizm2030 Daha iyi bir turizm endüstrisini nasıl tasarlarız?

  Tasarım insan doğasında yer alır ancak hayatımızda daha çok yer edinmesini sağlamak için farkındalığımızı artırmalı, daha çok araştırmalı ve düşünmeliyiz. Tasarım süreci "daha iyiyi" hedefler ve en önemli unsurlarından biri “kavramsallaştırma” ise bir konunun “bilgisine” ulaşmak için gösterdiğimiz çabaların tümünü kapsar. Turizm sektörümüz kriz zamanlarında genellikle taktiklere yönelerek zor zamanları atlatmaya çalışıyor. Hâlbuki tasarım yaklaşımının zor zamanlarda stratejiyi yenileme ve “daha iyi” bir duruma ulaşma konusunda önemli rol oynadığını belirtmeliyim. Böyle zamanlarda kısa vadeli düşünmek yerine uzun vadeli hedefleri görüp değişen durumlardan yeni ürünler ve beklenmeyen fırsatlar elde edilebilir. Turizm 2030 kitabı böyle bir zamanda oluşan fırsatı ve yenilenme gereksinimini vurgulayarak daha iyi bir turizm yönetimini tasarlama çalışmalarına dikkat çekmek için yazıldı. Bütün tecrübelerin üzerine tasarım yaklaşımıyla yeni bir bakış açısı getirmeye çalıştım.

Destinasyon Örgütlerinin İşlevi Nedir? 🕵️‍♂️

  🕵️‍♂️ Turizmle ilgili olarak uzun zamandır üzerinde düşündüğümüz, anlamaya, uygulamaya çalıştığımız bir kavram; destinasyon yönetimi/örgütü. Bu kavramın üzerinde çalışırken statik değil, dinamik olduğunu da anladık. En azından iyi örneklerinde durum böyle. Her defasında kendimizi, destinasyon tanıtımı mı? Destinasyon yönetimi mi? sorusuna cevap ararken buluyoruz. Ancak şu konunun da altını çizmeliyiz; ülkemiz için kendi özelliklerimize uygun örgütler tasarlamamız gereğini hep vurgulamalıyız. Anlaşılan bu tartışma daha uzayıp gidecek, bu nedenle öncelikle tecrübelerimizden, okumalarımızdan ve tabii ki günümüz   iyi uygulamalarından ilham alarak söz konusu örgütlerin özelliklerini/işlevlerini sıralarsak nasıl bir kavram olduğu konusunda bir fikir edinmiş olacağız. Örneğin, son yıllarda turizm alanındaki hızlı değişimler ve bunların üstüne yaşanan Covid-19 deneyiminin radikal etkilerinden statik olmayan, kaygan bir zeminde olduğumuzu anlıyoruz. Destinasyon markalama/destinasyon y

Daha Çok Değil! Daha İyi Turizm (Turizm için iş birliği)

  Günümüzde turizmle ilgili olarak şu soru sıkça sorulmaktadır: “Net fayda?”  Turizmin toplumlar için popüler hale gelmeye başladığı dönemlerde üzerinde durulan konular; turist varışları, harcamalar ve istihdam gibi rakamlar olmaktaydı. Turizmin toplum, insan ve çevre üzerindeki etkileri görüldükçe değerlendirme kriterleri de çeşitlenmiş ve özellikle “net fayda” yani turizmin topluma yükü ile faydası arasındaki ilişki sorgulanıyor.  Bu konu özellikle destinasyon yönetimlerini ve liderlerini çok ilgilendirmektedir. Bir yerde, orada yaşayan insanların yaşam kalitesini düşürmeden, doğal, tarihi ve kültürel çevrenin sürdürülebilirliğini engellemeden kaç turistin mutlu ve istekli bir şekilde misafir edilebileceği destinasyonların en önemli konusudur. Turizm faaliyetlerinde “samimiyet”, yerel halkın “onuru”, “itibarı” ve “isteği” gibi kavramlar da bahsi geçen güncel turizm yaklaşımının bir parçasıdır. Bu yaklaşım beraberinde “sorumlu” yöneticileri ve destinasyon yönetimlerini gündeme getir

Turizm Fanusta Gelişir mi?

  Dünya Ekonomik Forumunda Mayıs ayının son haftası açıklanan Turizm ve Seyahat Gelişmişlik 2021 İndeksi bize ne anlatıyor? Turizm ülkelerin gelişmişlikleriyle ve buna bağlı olarak sundukları yaşam kalitesiyle doğrudan ilişkilidir ayrıca ziyaret ekonomisi olarak da parametrelere sahip bir endüstridir. Bu nedenle turizmi fanusta geliştirmek belirli bir zaman dilimi içinde mümkün olmakla beraber bu yöntemin sürdürülebilirliği tartışmalıdır. Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere kalkınmaya kaynak olarak sunulan "turizm" seçeneği bu ülkelerce içine düşülen bir paradoks haline dönüşebilir; turizm zaman içinde mutlaka topluma yayılmalı, çeşitliliği ve etkisi doğru algılanarak her açıdan sürdürülebilirliğini sağlayacak yönetim yaklaşımına sahip olunmalıdır.

İngiltere turizm pazarı üzerine bir analiz: “Little Britain or Great Britain?”

  İngiliz seyahat severlerin ve turizm endüstrisinin odağında 4 konu var: Yaşam kalitesi ve deneyim; Çevre; Sorumlu turizm; Dijital dönüşüm. Yazıya başlamadan önce bir metafordan yararlanmak için kısa bir not eklemek istiyorum: Little Britain 2000’li yılların ilk yarısında BBC’de yayınlanan ve çok büyük reyting başarılarına imza atmış komedi programının adıdır. Program skeçlerinde İngiltere’deki genel yaşam alanlarında özellikle genel halk kitleleri ve etnik gruplar, İngiliz toplum kurumlarıyla birlikte hicvedilmektedir. Yazının sonunda tekrar bu nota dönmek üzere şimdi konumuza giriş yapalım: WTM London Fuarı dünya turizm ve seyahat endüstrisinin önde gelen etkinliklerinden biridir. Geçtiğimiz yıl Covid-19 şartlarında hibrid olarak gerçekleşti (1-3 Kasım 2021 Londra; 8-9 Kasım 2021 Onlıne)   ve her yıl olduğu gibi bu yıl da geleneği bozmayarak Birleşik Krallık turizm ve seyahat endüstrisinin durumunu analiz eden ve gelecek yıl öngörülerini yorumlayan “WTM Industry Report 2021”

Ankara evimiz

  Güzel Ankara…   Ankara, büyük bir adamın görüşlerinden güç alan ve iyi niyetli bir halk tarafından desteklenen Hükümet iradesinin neler yapabileceğini kanıtlamaktadır. Ernest Mamboury, 1933 / Ankara Gezi Rehberi yazarı. Bir yere neden ev deriz? Ev diye nitelediğimiz aslında sıcak duygularımız, özlemlerimiz ve deneyimlerimizdir. Kendimizi güvende hissettiğimiz, sevdiklerimizle bağlarımızı oluşturan, bizi biz yapan ve tüm güzel hisleri bizde uyandıran yerdir ev… Köklerimiz, köy, kasaba, şehir veya ülke, fark etmez…Orada yaşayana “ev”; ziyaret edene de “ev gibi” hissini yaşatmak önemlidir. Peki bir yöre –turizm tabiriyle- destinasyon insana bu hissi nasıl yaşatır, kendine bağlar, yaşama veya ziyaret etme isteği uyandırır?   Bütün bu soruları karşılayacak basit ve tek bir cevap varsa o da; kimliğine sahip çıkmak, onu yaşamak ve yaşatmaktır. Bu düşüncelerle Ankara’yı anlatmak; Anadolu medeniyetlerinin beşiği, milli mücadelenin yönetim merkezi, TBMM’nin evi, maddi ve manevi kül