Günümüzde turizmle ilgili olarak şu soru sıkça sorulmaktadır: “Net fayda?”
Turizmin toplumlar için popüler hale gelmeye başladığı dönemlerde üzerinde durulan konular; turist varışları, harcamalar ve istihdam gibi rakamlar olmaktaydı. Turizmin toplum, insan ve çevre üzerindeki etkileri görüldükçe değerlendirme kriterleri de çeşitlenmiş ve özellikle “net fayda” yani turizmin topluma yükü ile faydası arasındaki ilişki sorgulanıyor. Bu konu özellikle destinasyon yönetimlerini ve liderlerini çok ilgilendirmektedir. Bir yerde, orada yaşayan insanların yaşam kalitesini düşürmeden, doğal, tarihi ve kültürel çevrenin sürdürülebilirliğini engellemeden kaç turistin mutlu ve istekli bir şekilde misafir edilebileceği destinasyonların en önemli konusudur. Turizm faaliyetlerinde “samimiyet”, yerel halkın “onuru”, “itibarı” ve “isteği” gibi kavramlar da bahsi geçen güncel turizm yaklaşımının bir parçasıdır. Bu yaklaşım beraberinde “sorumlu” yöneticileri ve destinasyon yönetimlerini gündeme getiriyor. Söz konusu sorumluluk öncelikle yörede yaşayanlara, çevreye ve ziyaretçilere karşı ödevleri kapsamalıdır.
Böyle bir yaklaşımda
ihtiyacımız olan şey, öncelikle “işbirliği”dir. “Sorumlu” destinasyon
liderleri turizmi yörelerinde yerel kültürü önceleyen, yaşayan, etkileşime açık
insani bir sistem olarak tasarlarlar. Bunun için ise yöredeki tüm paydaşların “işbirliği”
esasıyla karar alma ve uygulama mekanizmalarında birlikte çalışmaları gerekir. Sonuçta, turizmle ilgili olarak “iyi olana yönelmek” ve “daha iyi bir turizm” tasarlamak için “şeffaflık”
ilkesiyle “işbirliği” halinde çalışmak o yöredeki herkesi mutlu edecektir: Yerel
halk ve ziyaretçiler, birlikte!
Yorumlar
Yorum Gönder