Ana içeriğe atla

Van Gölü'nün Fotoğrafı

 





Amerika Birleşik Devletleri, Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi, NASA tarafından 20 yılı aşkındır astronotlar tarafından uzaydan çekilen fotoğraflar arasında online bir yarışma yapıldı. Bu yarışmada, dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün Eylül 2016’da çekilmiş fotoğrafı katılımcıların oyları ile “En güzel fotoğraf” seçildi.

Ülke olarak yarışmanın elemeleri ve finale giden süreçte pek çok kişi ve kuruluş online oylamaya destek vererek güzel bir organizasyon sergilemiş olduk ve Van Gölünün fotoğrafı birinci seçildi. Bu yarışmayı özel kılan durum ise fotoğrafların Uluslararası Uzay İstasyonundan astronotlar tarafından çekilmesiydi. Uzaydan çekilmiş pek çok fotoğraf var ve bunlardan bazıları da gerçekten “Simgesel” özelliğe sahipler; Blue Marble (Mavi Küre) bunların en ünlülerinden.

Şimdi, bu yarışma süresince göstermiş olduğumuz organizasyonu Van Gölü destinasyonunu tanıtmak için sürdürmemiz gerekiyor. Yani asıl iş şimdi başlıyor…

“Yarışma oldu, bitti. Benzer pek çok yarışma oluyor zaten…” deyip bu konuyu kapatabiliriz. Ya da; uzaydan çekilmiş ve en iyi fotoğraf seçilmiş bu görüntüyü bir zihin çivisine dönüştürüp  simgesel bir değere ulaştırmak için çalışmaya devam edebiliriz. Örneğin önce Wikipedia’da bu fotoğrafla ilgili bir konu başlığı açarak ilk adımı atabiliriz.

Bir destinasyonu markalaştıran uzun soluklu stratejiler ve uygulamadaki sürekliliktir. Anlık popülerliklerin uzun vadeli amaçlara erişmek konusunda yardımı olmadığını pek çok kez tecrübe ettik.

Bu örnekte ise; Van Gölünün bir fotoğrafla, özellikle turizm amaçlı hedeflerine ulaşması tabii ki mümkün olmayacak ancak simgesel değere sahip olma potansiyeli yüksek olan bu tek fotoğraf iyi değerlendirildiğinde Van Gölü destinasyonu için pek çok doğru eyleme ışık tutacaktır…



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimizin “

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi