(Egyptomania’dan Hallyu’ya yumuşak gücün dünü ve bugünü)
Dünyayı kasıp kavuran Covid-19 pandemisi ile bir yılı
aşkın zamandır çetin bir savaş içindeyiz. İnsanın ekonomik, sosyal ve kültürel
faaliyetlerinin büyük oranda durduğu bu dönemde gerçekleşebilen faaliyetler pek
çok tedbir ve kısıtlar içinde devam edebilmektedir. Bu durum herkesin hayatına
belirsizliği yerleştirmiştir.
Öte yandan hayat devam etmektedir ve öyle de olmalıdır.
Bunu kanıtlayan olaylar da yaşamaktayız. Salgın’dan en çok etkilenen
endüstrilerin başında gelen turizm ve kültür ile ilgili olarak 3 Nisan 2021
günü dünyanın dikkatini çekmeyi başarabilen bir etkinlik gerçekleşti. Dünya
çapındaki ekinlik ve organizasyonların neredeyse sıfırlandığı bir ortamda Mısır
“Golden Parade” adı altında gerçekleştirdiği bir gösteriyle tüm
dikkatleri üzerine çekmeyi başardı ve önemli bir tanıtım organizasyonuna da
imza atmış oldu. Bu olay Mısır’ın önemli bir yatırım yaparak inşa ettiği büyük arkeoloji
müzesine 22 adet Mısır firavunu ve kraliçesinin mumyalarının taşınmasından
ibaretti ancak etkisi bununla sınırlı kalmadı tabii…BBC ve CNN’in de içlerinde
olduğu sayısız kanal bu taşınmayı canlı yayınladı
ve sosyal medyada da yankısı büyük oldu.
Mısır, kültür ve turizmle ilgili olarak çizmiş olduğu
2030 vizyonu çerçevesinde en güçlü olarak gördüğü değerini tekrar
konumlandırarak turizm endüstrisini ve ülke markasını güçlendirmeyi hedefledi. Ülkede
arkeolojik kazıların yoğunlaştırılarak yeni buluntulara ulaşılması ve Antik
Mısır’ın etkisinin 21. yüzyılda da sürdürülmesi amaçlanıyor.
Önceki makalemde Egyptomania'nın etkisinden bahsetmiştim. (https://irfanonal.blogspot.com/2021/04/egyptomania-ve-msr-turizmi.html)
Ancak bugün yaşananların Egyptomania olarak bilinen Batılı toplumlar üzerindeki Antik Mısır etkisinden farklı olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte hemen dikkatimi çeken farklılık ise; Egyptomania’nın Mısır açısından edilgen bir süreç olduğudur. Yani Mısır’ın tasarlayarak ortaya koyduğu, yürüttüğü bir süreçten söz edilemez. Oysa ki yukarıda bahsettiğim “Golden Parade” etkinliği ve daha da önemlisi büyük müze yatırımı Mısır’ın miras olarak aldığı Antik Mısır etkisini 21. yüzyılda sürdürmek için etkin bir şekilde hareket edeceği anlamına geliyor; gelişmeleri yumuşak güç açısından böyle değerlendirebiliriz. Bu olayda bir strateji ve eylem planı olduğunu görüyoruz. Mısır, geçmişten aldığı ve batılıların konumlandırdığı Antik Mısır etkisini bu defa kendi inisiyatifi ile yaşadığımız yüzyılda devam ettirme niyetini sergiledi.
Konumuza devam edelim...: Dünyada yumuşak güç deyince aklımıza ilk gelen belli başlı akımları sayarsak aslında bir anlamda en güçlülerini de sıralamış oluruz; Amerikan etkisi, İngiliz etkisi, Japon etkisi ve Kore etkisi. Burada daha pek çok akım sıralayabiliriz ancak ben bu dörtlüyü diğerlerinden ayrı değerlendiriyorum. Şimdilik diğerlerini bir kenara bırakarak, bu yazıda Egyptomania ile birlikte değerlendireceğim yumuşak güç etkisi Hallyu yani Kore Dalgası olacak.
Bir başarı hikayesi..
Kore kültürünü yumuşak güç unsuru olarak gören düşüncenin
tohumları ülkenin bağımsızlık mücadelesinin lideri Kim Gu’nun otobiyografisinde
de görülmektedir. “…Milletimizin dünyanın en güzel olmasını istiyorum.
Bununla en güçlü milleti kastetmiyorum. Başka bir ulus tarafından işgal
edilmenin acısını hissettiğim için, milletimin başkalarını istila etmesini
istemiyorum. Zenginliğimizin hayatımızı bollaştırması yeterlidir; Gücümüzün
yabancı istilaları önleyebilmesi yeterlidir. Sonsuz miktarda arzuladığım tek
şey asil bir kültürün gücüdür. Çünkü kültürün gücü bizi hem mutlu ediyor hem de
başkalarına mutluluk veriyor..."
Ülkede 1950’li yıllardan itibaren kültür endüstrisini
destekleyecek yapılanmalara gidilmiş ve öncelikle film ve dizi sektörlerinde
ilk meyveler 90’lı yıllarda alınmaya başlanmıştır. Kore etkisi önce komşu ve
bölge ülkelerinde etkili olmuş, Kore dizilerinin popülerliğinin artmasıyla
birlikte bunu Kore Pop grupları ve müzik devam ettirmiştir. 2000’li yıllarda
dijital ve sosyal medyanın gelişimi de Kore dalgasının etkisini artıran önemli
bir etken olmuştur.
Kore savaşının ardından 60’lı yılların başında Kore Cumhuriyetinde
kişi başına milli gelir 79 dolar’dı. İzleyen on yıllarda 90’lara kadar hızlı kalkınma
ve 2000’ler ile birlikte yüksek teknoloji üretimi ülkede kişi başı milli geliri
44.000 bin dolar seviyesine kadar getirdi. Bütün bu gelişmeye Hallyu da eşlik
etti ve katkı verdi.
Brand Finance Global Soft Power Index 2021 verilerine
göre Kore Cumhuriyeti 11. Sıradadır. (Bu konuda daha detaylı bilgi ve indeksin
metodolojisi için: https://brandirectory.com/globalsoftpower/download/brand-finance-global-soft-power-index-2021.pdf
Kore markası 360 derece bir değerlendirmeyle
düşünüldüğünde pek çok insanın zihninde naif bir yer edinmiştir. Bu sonuçta
önemli bir etken son 70 yılda kültür endüstrisi odağa alınarak tasarlanan
stratejiler ve eylemlerdir. Günümüzde sosyal ve dijital medya devrimine adaptasyon
konusunda da Kore Dalgasını ayrıca incelemekte fayda var çünkü bu noktada da
yeni formatlardan söz edilmektedir.
Birbirinden çok farklı yapıdaki iki akımın ortak yanı etkin strateji, koordinasyon ve süreklilik olmalıdır. Mısır örneğinde bunu henüz sonuçlarıyla görmüş değiliz ancak Kore Dalgası bu yaklaşımın çok doğru bir örneğidir. Global Yumuşak Güç İndeksini değerlendirdiğim yazıda* dikkat çekmek istediğim konuyu burada tekrar vurgulamakta fayda var; Ulusal Yumuşak Güç Stratejisi. Hikayenizle ilgili doğru tanım ve fikri tespit ederek yumuşak güç unsurlarıyla ilgili olarak üretim ve iletişiminizi koordinasyon içinde sürekli kılmanız sizi diğerlerinden farklılaştıracaktır.
Peki bizim hikayemiz nedir?
Her ülkenin bir hikayesi vardır. Günümüzde bu hikayelerin
zenginliği ve etkinliği ülkelerin sunduğu yaşam kalitesi ve kalkınma seviyeleri
ile de bağlantılıdır. Bu noktada bilgi üretimine dayalı yeni kalkınma paradigmamıza kültürel alt yapı
sağlayacak ve güçlendirecek yaklaşımı benimsemeliyiz.** Böyle
olunca yumuşak güç kavramı da üzerinde çok durulan bir konu olmaktadır. Bizim
hikayemizin potansiyeli de üzerinde yaşadığımız toprakların bize sunduğu
yaşamın zenginliği ile orantılı olarak çok güçlüdür. Bu zenginlik bize zor bir
görev de yüklemektedir: Çeşitliliği yönetmek… Pek çok yumuşak güç unsurunu Ulusal Yumuşak Güç Stratejisi altında yönetmek ve bunu sürekli kılmak atılması gereken ilk
adım olacaktır…olmalıdır.
*https://irfanonal.blogspot.com/2021/02/2021-yumusak-guc-indeksi-ve-turkiye.html
** https://irfanonal.blogspot.com/2020/01/milli-kulturu-yaratc-ekonomi.html
Yorumlar
Yorum Gönder