COVİD-19 sürecini turizm sektörümüz açısından
değerlendirdiğimizde çıkarabileceğimiz dersler ve geleceğe yönelik hususlar:
1) Güçlü iç turizm
kültürü ve ekonomisi oluşturacak tedbirleri almalıyız.
2) Her yöre kendi değerlerine ve coğrafyasına sahip çıkmalı
ve bunda ısrarcı olmalı.
3) Eğitim sisteminde yerel coğrafya ve değerler daha geniş
yer bulmalı.
4) Turizm yönetimi ve bu konudaki koordinasyon yerelde daha
çok önemsenmeli. Destinasyon yönetimi anlayışı -kurumsal olmasa dahi- etkin
kılınmalı.
5) Turizm iletişiminde turizm diplomasisinin etkinliği
artırılmalı.
6) Kültür ve turizm birlikteliğinde kurmaya çalıştığımız
sinerji ilişkisinin bu evreden sonra simbiyoz (ortak yaşam) evresine geçtiği
görülerek gerekli düzenlemeler yapılmalı.
7) Kalkınma meselemizin önemli bir unsuru olan turizm ve
seyahat endüstrisini ‘ziyaret ekonomisi’ olarak algılayıp turizm faaliyetleri
daha geniş açıdan değerlendirilmeli.
8) Turizm sektörünün verilerini toplayıp değerlendirecek,
stratejiler çalışıp politikaları izleyecek Turizm Bilgi ve Teknolojileri
Enstitisü kurulmalıdır.
Bu öneriler yıllardır konuşulan, Şura ve Strateji
belgelerimize girmiş, konuyla ilgili herkesin bildiği basit gerçeklerdir. Eğer
yaşam bu basit gerçekleri önümüze getiriyorsa eyleme geçirmenin zamanı gelmiş
demektir. Ben bunu COVİD-19 salgınının hızlandırıcı etkisi olarak
görüyorum.
Sonuç olarak; turizm sektörünün potansiyeli ile
geldiği noktadan arzuladığı bir noktaya ulaşması için bütün şartlar hazır
görünüyor. Ülkenin bu alandaki bilgisi, deneyimi ve adanmışlık duygusu da
rakiplerine göre oldukça üst seviyelerde. Covid-19 salgını turizm tarihimizde
ilk defa gerçek anlamda krizi değerlendirip başka paradigma yaratma fırsatını
ülkemize veriyor. Türkiye turizmdeki hikayesini keşfedecek ve yoluna devam
edecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder