Ülkemize düzenli olarak turist
gönderen, üçüncü büyük pazarımız İngiltere ile ilgili olarak nisan ayında bir
“pazar değerlendirmesi” yapmıştım. Kısaca tekrar etmek gerekirse, malum şartlarda
bu yaz İngiliz turizm pazarını etkileyecek iki önemli unsurun; Covid-19
“varyant endişesi” ve “evde tatil” tercihinin
olduğunu belirtmiştim.
İngiliz Hükümeti, seyahatlerle
ilgili olarak geliştirdiği “Trafik ışıkları” sistemini geçtiğimiz mayıs ayının
17’sinde yürürlüğe soktu. Buna göre çok az ülke karantina uygulamasından muaf olan yeşil kategori ülkeler arasında sayıldı. Pek çok destinasyon
karantina uygulaması olan turuncu veya kırmızı kategoride yer aldı. İngiliz
turistin ana destinasyonlarından olan ülkemiz de bu anlamda
seyahat kısıtlaması olan kategoride bulunuyor.
Gelinen durumda İngilizler oluşturdukları bu sistemi 3 haftada bir gözden geçirecekler, buna göre seyahate izin verilen ülkeler de değişecektir. Bu değişim, haliyle olumlu olabileceği gibi olumsuz da olabilir. (Bugün itibariyle yeşil kategorideki Portekiz bu kategoriden çıkarıldı)
Tekrar baştaki gözlemimize
dönecek olursak, Covid-19 salgın şartlarında, zaten son on yıldır stratejik bir
biçimde “İngiltere’de Tatil”i destekleyen hükümetin 2021 yaz sezonu için de bu çağrısı
anlaşılabilir. Ayrıca “varyant” nedeniyle Kasım 2020 ve Mart 2021
arasındaki yüksek salgın oranları İngiltere’yi haklı olarak seyahate
karşı çekimser kıldı.
Bu psikolojiyi anlamak gerekir…
Ada ülkelerinin ve ada
insanının psikolojisi kendini kısıtlı hissetmekle özgür olma hissi arasında
gider gelir. İngilizler bir ada ülkesi olmanın verdiği psikolojiyi kendilerini
aşarak gösterebilmiş sayılı milletlerdendir. Ancak Hükümetin varyant endişesi her şeyi etkiliyor. Bu endişenin en
azından bu yaz sezonunda seyahat davranışını etkileyen en önemli unsur
olacağını görmemiz lazım. Sonuçta, 2021 tatil sezonunun ikinci yarısında kısıtlı
bir İngiliz turist hareketini tüm destinasyonların kabul etmesi gerekecek. Şartlar bunu gerektiriyor.
Peki İngiltere ile Türkiye arasında bir koridor açılamaz mı?
İki ülke sektör paydaşlarının haziran ayının ilk yarısında birlikte düzenleyecekleri İngiltere-Türkiye Seyahat Koridoru Konferansında iki ülkenin birlikte iş yapan havayolu şirketleri, havalimanı işletmecileri, tur operatörleri, seyahat acenteleri, otel birlikleri ve destinasyon yöneticileri bir güç birliği oluşturabilir. Bu konferans, bir bakıma hükümetleri ikna konferansı olmalıdır. Çünkü destinasyonlarımızın vaka oranları düşüş eğilimini sürdürüyor.
Böylece hükümetlerin üzerindeki baskı da bir miktar alınmış olacak ve iki ülke sektörü de bundan kazanç sağlayacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder