Kitle turizmi, modern dönemin en belirgin toplumsal olgularından biri olarak karşımıza çıkar. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gelişen charter uçuşlar, paket tur organizasyonları ve kitlesel sahil tatilleri, turizmi geniş halk kitlelerinin ulaşabileceği bir pratik haline getirmiştir. Bu nedenle kitle turizmi yalnızca ekonomik bir etkinlik değil, aynı zamanda toplumsal alışkanlıkları, mekânsal düzenlemeleri ve kültürel pratikleri dönüştüren bir toplumsal olgudur. Antalya kıyılarında yükselen tatil köyleri ya da İspanya’nın Costa Brava sahilleri, bu olgunun somut tezahürleri olarak okunabilir.
Ancak kitle turizmi salt bir varlık alanı olarak kalmaz; aynı zamanda mekânı dönüştüren dinamik bir süreç doğurur. Bu süreç turistikleştirme olarak adlandırılır. Turistikleştirme, gündelik yaşam mekânlarının, doğal ve kültürel alanların, sermaye birikimi uğruna turistik tüketime uygun biçimde yeniden düzenlenmesi sürecidir. Bu noktada David Harvey’in spatial fix kavramı aydınlatıcıdır: sermaye birikiminin krizlerini aşmak için yeni mekânsal düzenlemeler yaratması, turistikleştirme süreçlerinde de kendini gösterir. İstanbul’un tarihi semtlerinde konutların kısa süreli kiralama ya da otel işlevine dönüştürülmesi veya Kapadokya’da köylerin turistik işletmeler etrafında yeniden biçimlendirilmesi bu sürecin somut örnekleridir. Dolayısıyla turistikleştirme, kapitalizmin mekânsal kriz çözüm mekanizmasının turizm alanındaki yansımasıdır.
Bu süreçlerin uzun vadede ulaştığı nokta ise aşırı turizmdir. Aşırı turizm, bir destinasyonun taşıma kapasitesini aşan yoğunlukta ziyaretçi baskısı altında sosyal, çevresel ve kültürel krizlerin ortaya çıkmasıdır. Burada kavramın “rejim” olarak tanımlanması dikkat çekicidir. Nancy Fraser’ın kavramsallaştırmasında rejim, toplumsal ilişkilerin belirli bir düzene eklemlenerek süreklileşmesi anlamına gelir. Turizm bağlamında aşırı turizm, tekil bir “aşırılık” değil, turizm kapitalizminin normalleşmiş işleyiş tarzıdır. Neil Smith’in “mekânsal yeniden üretim” ve “sermaye sınırları” üzerine düşünceleri de bu noktada işlevseldir: turizm, sürekli yeni mekânları sermaye birikiminin sınırlarına dahil ederken, aynı zamanda bu mekânların sürdürülemezliğini de üretir. Venedik’te kruvaziyer gemilerinin kent yaşamını felce uğratması ya da Barcelona’da yerel halkın konut piyasasından dışlanması bu rejimin işleyiş mantığını gözler önüne serer.
Sonuç olarak, kitle turizmi bir toplumsal olgu olarak günümüzde neredeyse evrensel bir gerçekliktir; turistikleştirme, bu olgunun mekânlar üzerinde yarattığı dönüştürücü süreci ifade eder; aşırı turizm ise bu sürecin birikim mantığı içerisinde kurumsallaşmış, krizleri süreklileştiren bir rejim haline gelişini betimler. Böylece turizm, yalnızca kültürel ya da ekonomik bir etkinlik değil, aynı zamanda kapitalizmin mekânsal yeniden üretiminin ve kriz yönetim stratejilerinin önemli bir sahnesi olarak okunabilir.
*Milanı, C. Et.al.(2024), Anti-tourism activism and the inconvenient truths about mass tourism, touristification and over-tourism, Tourism Geographies, 26, 1-25 çalışmasının yorumudur.
Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti...
Yorumlar
Yorum Gönder