Ana içeriğe atla

2022’de çözümün parçası olacağınız 52 destinasyon…

 



Seyahat edenler artık çözümün bir parçası olmalılar. İklim değişikliği, overtourism ve üstüne Covid-19 pandemisi eski turizm algısını bitirmiştir. Liste dışı kalmamak için turizmi yeniden dizayn etmeliyiz...

The New York Times gazetesinin her yıl yayınladığı ve turizm, seyahat alanının bilinen listelerinden “gidilecek 52 yer” (52 places to go) ile ilgili yazımı yine bu platformda tam da pandemi öncesi yayınlamıştım. (https://irfanonal.blogspot.com/2020/02/the-new-york-times-travel-n-2020de.html) Bu yazıda 2020 listesinde yer alan destinasyonlar ve özelliklerinden bahsederek insanların artık deneyim odaklı seyahatleri tercih ettiklerini, kültürün, doğanın ve sürdürülebilirliğin bir parçası olmak istediklerine değinmiştim. Bunun üzerine, kısa bir süre sonra Covid-19 pandemisi gerçekleşti ve hala da bu sürecin içindeyiz. Turizm ve seyahat ile ilgili pandemi öncesi söylenen her şey geçen iki yılda hızlı ve toptan bir şekilde karşımıza çıktı. İnsan hareketinin durması sonucunda özlenen seyahat ve yenilenme isteğinin pandemi sonrasında artık eskisi gibi olmayacağı/olamayacağı da herkesçe malum hale geldi. Bu değişimi 2020 listesinde güçlü bir şekilde savunan gazete bu sefer tutumunu başlığa da yansıtmış ve değişimin parçası olacak seyahat severler için bir liste oluşturmuş.

Şimdi kısaca listede (https://www.nytimes.com/interactive/2022/travel/52-places-travel-2022.html) yer alan destinasyonların özelliklerini ve öne çıkardıkları konuları sıralayalım: Listede tüm kıtalardan destinasyonlar var. Overtourism (kalabalıklar) vurgusu ve bundan kaçınmak için oluşturulmuş yeni deneyimler ve destinasyonlar ise listenin ana teması konumunda. Listenin bütününde ise turizm yönetimine güçlü bir atıf mevcut.  Ayrıca, kültürel koruma, kırsal kalkınma, biyolojik çeşitlilik ve rezerv alanları, UNESCO koruma alanları ve somut olmayan miras, gastronomi, yerel tatlar ve lokantalar, arkeoloji, yürüyüş yolları, nehir ve bisiklet güzergahları, deniz habitatı, turizm eğitimi ve koruma kültürü, sosyal uyum, adalet ve turizm, kadınların güçlenmesi, geleneksel mimari, eko turizm, sanat ve karbon nötr destinasyonlar…

Bütün bunlar size neyi hatırlatıyor? Bana Anadolu’nun güçlü potansiyelini hatırlattı. İşte bu potansiyeli eyleme dönüştürecek strateji üretme ve özgün turizm yönetişimi geliştirme becerisini gösterdiğimiz an turizmde başka şeyler konuşuyor olacağız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Sud de France örneğinde Kolektif Markalar ve Yerel Kalkınma

  Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 20 Ekim 2023 günü gerçekleştirilen Muğla Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesinin odak konusu, coğrafi işaretler, gastronomi ve turizmden ilham alarak, yöresel markaların kolektif yönetimi ve kalkınmaya desteklerinin sağlanmasıydı. Söz konusu zirve kapsamında, ülkemizde coğrafi işaretler ve turizmin ortak problemi ve ihtiyacı olan yönetim/yönetişim konularının çözümüne ilişkin iyi bir örnek olarak gördüğümüz Sud de France (SdF) ile ilgili sunumu Bölge Danışmanı M. Rene Moreno gerçekleştirdi, aşağıda SdF’ye ilişkin verilen bilgiler Sayın Moreno’nun sunumundan derlenmiştir. İnsanlığın yaşadığı Covid-19 salgının etkilerini sürdürdüğünü söyleyerek konuya başlamanın doğru olacağını düşünüyorum. Özellikle “Yeni Normal” olarak adlandırılan gelişmeler aslında değişen düşünce yapısı ve yeni değerlere işaret ediyordu. O günlerde turizm ile ilgili yazılarımda destinasyonl

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi