Ana içeriğe atla

“The New York Times Travel” ın 2020’de Görülecek 52 Yer Listesi ve Yeni Turizm Anlayışı



Her yıl olduğu gibi 2020 yılına yönelik olarak da çeşitli turizm, seyahat dergi veya web siteleri görülesi yerler ve yeni trendler listeleri oluşturdular. Bunlardan en fazla dikkat çekenlerden biri de The New York Times Travel’ın listesidir. Bu listeleri zaman içinde izlediğimizde aslında turizm, seyahat trendinin gelişimini ve değişimini de gözlemleyebiliriz.

Destinasyon olarak bu listede olmak oldukça önemli… Çünkü; hem etkili bir etiket alıyor hem de iletişiminizi güçlendiriyorsunuz.

Bu yıl da bilinen veya adını yeni duyduğumuz 52 yer listede yerini aldı. Dünyanın tüm kıtalarından, her köşesinden destinasyonun olduğu bu listede ülkemizden de bir destinasyon var: ANTAKYA… UNESCO Yaratıcı Şehirler Gastronomi Ağı’nda bulunan şehrimizin listede yer alma nedeni ise çok önemli bir mozaik mirasına sahip olması ve yapımında epey emek, para harcanan ve yeni açılan Müze Otel’in varlığıdır. Antakya’nın özellikleri arasında Hristiyanlık için çok önemli bir yer teşkil etmesi yanı sıra sahip olduğu tarihe ve kültürel mirasa da değinilmiş. Ne kadar kadim değerleri olsa da Antakya’nın bu listeye girmesinde özellikli mimarisi ve konseptiyle Müze Otel’in payı büyük olmuştur. Böylece destinasyonun iletişimi için önemli bir başarı da sağlanmıştır.

Bu 52 yeri görülesi kılan özelliklerine de şöyle bir baktığımızda turizm ve seyahatin günümüzdeki algılanış biçimini de rahatlıkla görüyoruz… Destinasyonları belirtmeden değinecek olursak: Yeni lokantalar, tarihî tiyatrolar, korunmuş alanlar, ulusal parklar, özgünlük, uzaklık, temiz hava, sürdürülebilir politikalar, gastronomi mirası, müzik, spor organizasyonları, arkeoloji, koruma kültürü, dağlar, macera, çevre kirliliğini sınırlayan politikalar, dans, yaşam biçimi ve enerjisi, doğa, ormanlar, tren seyahati, kuş gözlemciliği, sanat, kültür, farklı mimari tarzlar…

Öne çıkan bu özellikler bize insanın merak güdüsünü, deneyim ve iletişim isteğini ortaya koymaktadır. Yaşam deneyiminin içinde önemli bir yer tutan seyahat ve yeni yerler görme, dinlenme, yenilenme ihtiyacı etkilediği ve etkilendiği birçok unsurla birlikte çok önemli bir konu olarak düşünmemiz ve yönetmemiz gereken bir konudur. Onun için turizm ve seyahat herkesin ilgilendiği “Dünyanın En Güzel Yeri” iddiasını savunduğu bir noktadadır. Bu iddiayı sadece destinasyonunu iyi yöneten ve günün sonunda markalaşabilen yerler gerçek kılabilmektedir.

İrfan Önal, 9 Şubat 2020

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Sud de France örneğinde Kolektif Markalar ve Yerel Kalkınma

  Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 20 Ekim 2023 günü gerçekleştirilen Muğla Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesinin odak konusu, coğrafi işaretler, gastronomi ve turizmden ilham alarak, yöresel markaların kolektif yönetimi ve kalkınmaya desteklerinin sağlanmasıydı. Söz konusu zirve kapsamında, ülkemizde coğrafi işaretler ve turizmin ortak problemi ve ihtiyacı olan yönetim/yönetişim konularının çözümüne ilişkin iyi bir örnek olarak gördüğümüz Sud de France (SdF) ile ilgili sunumu Bölge Danışmanı M. Rene Moreno gerçekleştirdi, aşağıda SdF’ye ilişkin verilen bilgiler Sayın Moreno’nun sunumundan derlenmiştir. İnsanlığın yaşadığı Covid-19 salgının etkilerini sürdürdüğünü söyleyerek konuya başlamanın doğru olacağını düşünüyorum. Özellikle “Yeni Normal” olarak adlandırılan gelişmeler aslında değişen düşünce yapısı ve yeni değerlere işaret ediyordu. O günlerde turizm ile ilgili yazılarımda destinasyonl

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi