Ana içeriğe atla

Endüstriyel Mirasıyla: "Zonguldak Yeniden" (Zonguldak Reload)*

 


Dünyanın geldiği ekonomik, toplumsal, kültürel seviyede şehirlerin ve bölgesel kalkınmanın önemi daha da artmıştır. Bu durum şehirlerin ve bölgelerin daha iyi ekonomik, sosyal ve kültürel şartlara kavuşması ile doğrudan ilgilidir. Çağın gereklilikleri de şehirlerin ve bölgelerin yeniden uyanışı ve kalkınma paradigmalarını öne sürmektedir.  Günümüzde tartıştığımız iklim meseleleri, yaşanabilir çevre, teknoloji, eğitim, bilim, kültür ve sürdürülebilir kalkınma konuları doğrudan kalkınma olgusunun içinde şehirlerimiz ve bölgelerimizi ilgilendirmektedir.

Bu noktada katma değerli üretime ve bilgiye dayalı kalkınma paradigmamızın en önemli destekleyicisi ve tamamlayıcılarından olan kültür ve turizm konularına ayrı bir parantez açmak yerinde olacaktır.

Kalkınmanın önemli unsurlarından biri de turizm ve kültürdür.  Günümüzde simbiyoz (ortak yaşamın getirdiği verimli birliktelik) ilişkilerinin tartışıldığı bu alanlar kültür endüstrilerinin yeşermesi ve kalkınma paradigmanıza bir dayanak oluşturması noktasında çok önemli görülmelidir. Turizm endüstrisinin de ziyaret ekonomisi yaratması ile kalkınmayı hızlandıran katkısı vardır.

Bu açıklamaların ışığında ülkemizin önemli enerji ve endüstri merkezi Batı Karadeniz Bölgesi (BAKKA Bölgesi) için tarihsel ve kültürel altyapısının üzerine kurgulanabilecek günümüz paradigmalarına uygun çağdaş bir kalkınma/markalaşma yönetimi fikri: ZONGULDAK YENİDEN/ Zonguldak Reload.

Bilindiği gibi Zonguldak ülkemizin sanayi ve endüstri bölgesi olarak konumlanmıştır. Bu durum bölgenin kökleri yani ne arz ettiği ile doğrudan ilgilidir. Kömür ülkemizde 1829 yılında bu bölgede bulunmuş ve işlenmesi de 1850’lerden beri sürmektedir. Kömüre dayalı endüstrinin de gelişmesiyle bölge maden ocakları ve demir çelik sanayisinin merkezi olmuştur. Bölgenin kültürü de ‘işçi kültürü’ nün yansımaları ile ülkemizde özel bir değer olarak konumlanmaktadır. Bunun yanında bölgenin (Bartın ve Karabük de dahil) ‘tren kültürü’ de bu resmin tamamlayıcısıdır.



Bölge endüstrisiyle 20. yüzyılda hayli popüler olmuş, gerek kendi kalkınmasında gerekse ülke kalkınmasında büyük rol oynamıştır. Ancak özellikle son 30 yıldır dünyadaki ve ülkemizdeki sosyo-ekonomik politikaların etkisiyle özellikle kömürün ve madenciliğin zayıfladığı, buna bağlı olarak da bölgenin kalkınmasının yavaşladığı hatta bazı göstergelerde geriye gidildiği görülebilir. Dünyada Zonguldak’la benzer kaderi paylaşan pek çok şehir ve  bölgeye rastlanmaktadır. Bu şehirler de geçmişteki üretim üssü konumlarını kaybettikten sonra güncel sosyo-ekonomik şartlara uyum gösterecek yeni kalkınma paradigmaları üzerine yoğunlaşmışlardır.

Zonguldak ve yöresi için yeni bir kalkınma paradigmasını destekleyecek, yeniden uyanışı simgeleyecek; turizm ve kültür ile de desteklenerek bölgede bugüne kadar yapılanları anlamlı bir zemine oturtacak bir fırsat mevcuttur: Batı Karadeniz Endüstriyel Miras Bölgesi.

Bölge maden, tren, kömür ve demir çelik ile ilgili olarak pek çok yapının ev sahibi konumundadır. Atıl durumdaki yapıların yanında kullanımda olan yapılar da bulunmaktadır. Bölgede bugüne kadar endüstriyel miras ile ilgili çalışmalar da yapılmıştır ve bunlar çok değerlidir. Bölgenin tren kültürü de bu yapı peyzajını tamamlamaktadır.

2029’a Yaklaşırken ZONGULDAK YENİDEN – ZONGULDAK RELOAD

Zonguldak yöresinde kömürün bulunuşunun 200. yılına yaklaşırken (2029) Zonguldak’ı var eden varlıkların öne çıkarılması gereklidir. Bölgenin en güçlü yanı kültürünü şekillendiren kömür ve buna bağlı endüstri ve toplumsal kurumlarıdır.

Zonguldak yöresini diğer yörelerden ayıran ve gücünün kaynağını oluşturan endüstriyel mirası ve kültürel farklılıklarıdır.

Bu nedenle Zonguldak markasının iletişimin en güçlü varlığı üzerinde kurgulanması yerinde olacaktır.

Turizm ve Zonguldak

Turizm ve endüstriyi buluşturarak insanlardaki üretim sürecine olan merak güdüsüne odaklanılmalıdır. Böylece bacaların turizme engel olmadığı da kanıtlanacaktır. Günümüzde endüstri şehri ile turizm şehri arasında geçmişte olan karşıtlık yok olmuştur. Özellikle geçmiş yüzyılın endüstriyel varlıkları ve sosyo-kültürel hayatı bugünün turizm ürünü haline gelmiştir. İşlevi azalan veya yok olan endüstri alanları kültür ve turizme hizmet edecek işlevler kazanmaktadır. Birçok endüstri şehri gelişimini ziyaret ekonomisi ile güçlendirerek sürdürmektedir. Turizm artık bir şehrin markalaşma -kalkınma- ve arzu edilir bir yaşam deneyimi sunma sürecinde ziyaret ekonomisi olarak algılanmaktadır.

Üretim süreçleri de turistik bir ürün olabilmektedir.

Öte yandan endüstriyel mirasını koruyan şehirler yeni yatırımcılara da cazip gelmektedir.

Dünyadaki birçok endüstri şehrinin bu değişimi finansal kalkınmanın, hatta topyekûn kalkınmanın yalnızca fiziksel varlıklarla değil kültürle de olabileceğini bize göstermektedir.

Zonguldak şehrimizin ve hinterlandının endüstri turizmi için gerekli olan özelliğini, erişilebilirliğini ve tanıtım pazarlama kriterlerini karşılamak için titiz bir çalışma yapmak ve bugüne kadar, özellikle Kalkınma Ajansı koordinasyonunda yaptığı bu yöndeki alt ve üst yapı çalışmalarını bir odakta toplamak gerekecektir.

Bu konu sadece turizm ekonomisiyle ilgili değil bir kalkınma meselesi olarak algılanmalıdır.

Günümüz şartlarında dünyanın her noktası ‘Dünyanın En Güzel Yeri’ olduğunu kolayca iddia edebilmektedir. Ama sadece markalaşabilenler ziyaret ekonomisinden pay alabilmektedir.

Bir destinasyon olarak en güçlü yönümüzü keşfedip, kendimizi doğru tanımlarsak paydaşları ikna etmek kolaylaşacak; yönetim, süreklilik ve örgüt meselelerini de kolayca çözmek mümkün olacaktır.

Öncelikle Zonguldak farklılığını ortaya koyacak ve hedef belirleyecektir.



Bu yönde bazı öneriler:

2029 Kömürün bulunuşunun 200. Yılı. ‘Kömür 200’

200th. Year of Industrial Heritage of Zonguldak/2029

‘Anadolu’da 200 yıllık bir endüstri tarihi’

‘West Black Sea Region of Turkey: 200 years of Industrial Heritage. Zonguldak/Karabük/Bartın

Ana Ürün/Kimlik: Madencilik ve kültürü- Demir-Çelik, tren ve bunlara ilişkin kullanılan veya kullanılmayan maddi varlıklar.

Yardımcı ürünler: Doğa, mağaralar, jeolojik oluşumlar, orman, deniz, yöresel ürünler, yürüyüş ve kamp imkanları, işçi kültürü vb.

Zonguldak ve yöresinde endüstriyel mirası tespit, tescil çalışmalarına odaklanarak tüm paydaşlarla birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde başlatılacak bir çalışma ile bu bölgenin Türkiye’nin ilk UNESCO Endüstriyel Miras Alanı olması için birlikte çalışmaya başlanması. Yörenin Avrupa Endüstriyel Miras Güzergahına dahil edilmesi için ayrıca çalışılması. Bu noktada uluslararası etiketlerin kazanılması ülke içinde Zonguldak’a ilgiyi çekecektir.

Yapılacak bu çalışmalar Kalkınma Ajansının bugüne kadar yaptığı çalışmaları da etiketlemiş ve bir odağa sevk etmiş olacaktır.

Böylece Zonguldak ve hatta hinterlandı Türkiye’de ilk defa böyle bir gündemle yerli ziyaretçinin ilgisini çekecektir. (Zonguldak maden kazaları ve geçmiş yüzyılın ağır sanayisi ile algılarda oluşan resmini bu defa aynı kimliğinin bu yüzyılda değişen paradigması ile ve onu destekleyen birçok ürünü ile doğru bir iletişim düzlemine oturacaktır.)

Yörede 4 yıllık çalışmalarla ortaya konacak vizyon ve somut çıktılar ziyaret ekonomisini geliştirirken uzun vade olan 2029’da da kalkınma ve buna bağlı markalaşma hedeflerinin de gerçekleşmesi yönünde bir enerji oluşacaktır. Böylece Hedef: Zonguldak 2029 varlığını katma değere dönüştürmüş, yöre halkının refahını artırmış başarılı bir kalkınma projesi olarak gerçekleşecektir.

*Zonguldak için markalaşma stratejisi yaklaşım önerisi.

(Not: Yazıda Zonguldak’ın stratejik hedefleri tek tek irdelenmeden bir analiz yapılmıştır. Kültür ve turizm endüstrileri Zonguldak’ın kalkınma hedeflerinin bir unsuru olarak düşünülmüş ve ayrıca Zonguldak Markasının iletişiminde güçlü bir enstrüman olarak kurgulanmıştır.)

Eylül, 2020

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimizin “

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi