Ana içeriğe atla

Kayıtlar

“Derin Turizm”

Bugün turizm pek çok yönü ile  tartışma konusu. Haklı olarak bizler de turizmin duraksaması nedeniyle gelmeyen turistlerden, yoksun kalınan gelirlerden ve iş gücü kaybından söz ediyoruz. Bununla birlikte  uluslararası platformda turizm biraz daha “derin” tartışılıyor... Sürekli vurguladığımız gibi, turizm özellikle son 10 yıldır bir değişim sürecinin içindeydi ve bu durum Covid-19 salgını ile birlikte hızlanarak koşullarını dayattı. Bu kültürel bir değişim…  Yapılan pek çok araştırma ve gözlem değişen insan davranışının ve toplumsal yaşamın etkisiyle çevre, yerel kültür, yaratıcılık ve sosyal sorumlulukların turizmi derinden etkilediğini gözler önüne seriyor. İnsanın gezme, görme, keşfetme ihtiyacı değişmedi ancak bunu giderme biçimi kültürel değişim sinyalleri veriyor.  Bu durumu vurgulamak için yakın bir konudan yararlanmayı düşündüm: “Derin ekoloji”. Bu kavramla Mülkiye yıllarında “çevre” derslerinde tanışmıştım. Norveçli filozof Arne Naaes’in 70’li yılların başında aynı

COVID-19 ve KÜLTÜR…Kısaca

    Covid-19 salgını hayatımızın tüm noktalarını derinden etkiledi ve etkilemeye de devam ediyor. Kültür ve yaratıcı sektörler de turizm ile birlikte Covid-19 salgının negatif etkilerini derinden yaşayan alanlar oldular. OECD ülkeleri arasında Kültür ve yaratıcı sektörlerdeki istihdamın %0.8 ile %5.5 arasında olduğunu düşündüğümüzde bu etkinin sosyal ve ekonomik etkisini tahmin etmek zor olmayacaktır. Özellikle müze, tiyatro, canlı müzik, sinema gibi seyirci ve toplulukla ilişkili olanlar en fazla etkilenen alanlar oldular. Böylece birçok sanatçı ve çalışan hem gelirlerinden olurken sanat üretimi de durmuş oldu. Bunun yanında online platformların içeriklerine olan talebin artması bu alanda bir büyüme sağladı ancak bu platformların büyük firmalar oldukları düşünüldüğünde kültür ve yaratıcı sektörün çok büyük bölümünün zor durumda olduğunu kabul etmeliyiz.   UNESCO’nun salgın süreci ile ilgili olarak kültürel ve yaratıcı endüstriler üzerinde yaptığı olumsuz etkiyi değerlendiren r

Turizmin Değişimi…Kısaca

  Son yıllarda “overtourism” çerçevesinde turizm endüstrisine yöneltilen eleştirilerin başında çevreye ve kültüre verilen zararlar geliyor. Covid-19 salgını ile birlikte insan hareketleri durunca turizm de durdu. Peki, insan hareketleri tekrar başladığında turizm kaldığı yerden mi devam edecek? Bu soruya verilecek cevaba ilişkin yardımcı olabilecek bir araştırmanın sonuçlarına kısaca göz atalım: Euromonitor’un son yaptığı araştırmalardan biri de salgınla birlikte değişen tüketici trendleri olmuştur: Buna göre sosyal sorunluluklar ve çevreye duyarlılık artmış, insanların tedirginlikleri artarken isyan duyguları da yükselişe geçmiş. Dünya üzerinde bunu kanıtlayan bazı sosyal olaylar da bu çerçevede örnek gösterilmiş. (Black lives matter) Çoğunluğu milenyum kuşağı olmak üzere insanların %66’sı satın alma kararlarını verirken markaların sosyal olaylar karşısındaki tutumlarına bakıyorlar. Çevreye yaklaşım da aynı oranda önemli.     Bu dönemde -havayolu şirketleri başta olmak üzere

“Yaşamak için güzel bir yer, ziyaret etmek için de güzel bir yerdir*” (Şehirlerimiz için turizme yeni yaklaşım önerisi)

  Bu platformda uzun süredir turizm ile ilişkili olarak destinasyon markalama stratejileri, iletişim, insanın yer ile bağlantısı ve destinasyon yönetimi üzerine yazılar yazıyorum. Bu arada -özellikle Covid-19 pandemi sürecinde- bütün şehirlerimizin turizm ekonomisinden daha fazla pay almak için bir yarış halini de gözlemliyorum. Bu şekildeki bir ilgi ister istemez turizmin nasıl daha iyi yönetilebileceği sorusunu da beraberinde getiriyor. Yazımıza bir tespitle başlarsak; Türkiye’de turizm endüstrisinin hem başlangıçta hem de günümüzde belirli bölgelerde yoğunlaşmış ve özellikle otelcilik alanındaki faaliyetler üzerinden sürdüğünü tekrarlamakta fayda var.   Bu yaklaşımın turizmi tüm yönleriyle algılamamızı perdelediğini düşünebiliriz. Öte yandan başlangıcın bu şekilde olmasının turizm alanında bir tecrübe biriktirdiğini ve günün şartlarının gözetilerek böyle bir strateji izlendiğini söylemek de mümkündür. Günümüze gelirsek, turizm endüstrimizi global sistemin içinde değerlendirmek

2021 YUMUŞAK GÜÇ İNDEKSİ VE TÜRKİYE

Yumuşak güç (Soft power) kavramının öncülerinden Joseph Nye'e göre "Yumuşak güç, onu nasıl kullanacağını bilenler için dünya siyasetinde başarıya ulaşmanın bir aracıdır." Bir başka deyişle, empati ve işbirliğini içselleştirmiş bir iletişim yöntemidir. 90'ların başından itibaren ağırlığını hissettiren "yumuşak güç" kavramını irdeleyen önemli çalışmalardan biri de Londra merkezli Brand Finance tarafından geliştirilen ve her yıl yayınlanan "Global Soft Power Index"tir. Söz konusu indeksin 2021 versiyonu 25 Şubat günü kamuoyu ile paylaşıldı. Bu yılki raporun öne çıkan yönü ise beklendiği gibi Covid-19 salgını ve ülkelerin bunu yönetme kabiliyeti oldu. Raporun giriş kısmında kısaca "Yumuşak Güç" kavramından bahsedilmekte ve sonrasında da raporun hazırlanış tekniği detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Rapor oluşturulurken; 1- Hard power ve soft power aktiviteleri, ekonomik güç. 2- Marka araştırması, duyguları ve düşünceleri etkileme gücü. 3- Tu
  DÜNYANIN EN GÜZEL YERİ  (Yer Markalamanın ABC’si) “Dünyanın En Güzel Yeri” basit ve anlaşılır, bir o kadar da iddialı bir cümle. Yukarıdaki fotoğrafın adı ise Hubble Ultra Derin Alan veya HUDF. Hubble Uzay teleskobu ile pek çok fotoğraf bir araya getirilerek oluşturulmuş ve tek. Evrenin derinliklerinin fotoğrafı… Bir metaforla başlayalım: Günümüzde her yer bir iddia ile turizmden pay almak istiyor ve bunu dile getiriyor. Çünkü turizm bölgesel kalkınmayı destekleyen önemli bir unsur. Fotoğraftaki parlak ışıkları, iddiasını kanıtlamış ve bilinen destinasyonlara benzetebiliriz. Karanlık noktalar veya ışığı sönük yerler ise henüz iddiasını kanıtlayamamış veya potansiyelinin farkına varamamış olanlar.     Bu iddiayı kimler kanıtlayabiliyor?   Öncelikle kimliğini doğru tanımlayan yani ne olduğunu veya ne olmadığını bilip ona göre kendini konumlandıranlar yeryüzündeki yerlerini parlatmaya ve görünür olmaya en güçlü adaylard

The Key Point of Tourism Communication: Sincerity!

  With the pandemic process, tourism and travel came to a halt, and many things in this area were re-evaluated. Of course, a group of those who seek innovation and develop projects for this have created local and national tourism offices. Here in this article, I want to talk about one of the projects that caught my attention ... One of the national tourism organizations that I have been following for years is the New Zealand Tourism Organization. I noticed a campaign they developed last May to stimulate domestic tourism during the period of home closure due to the pandemic: "Do something NEW New Zealand". The idea of ​​the birth of this campaign is; A contest was organized to encourage people to do something new, emphasizing that the country has many places and experiences worth seeing instead of travels to take repetitive photos that are shared insensibly on social media. If you pay attention, social media is not denigrated here, on the contrary, a campaign on social med