Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2021 YUMUŞAK GÜÇ İNDEKSİ VE TÜRKİYE

Yumuşak güç (Soft power) kavramının öncülerinden Joseph Nye'e göre "Yumuşak güç, onu nasıl kullanacağını bilenler için dünya siyasetinde başarıya ulaşmanın bir aracıdır." Bir başka deyişle, empati ve işbirliğini içselleştirmiş bir iletişim yöntemidir. 90'ların başından itibaren ağırlığını hissettiren "yumuşak güç" kavramını irdeleyen önemli çalışmalardan biri de Londra merkezli Brand Finance tarafından geliştirilen ve her yıl yayınlanan "Global Soft Power Index"tir. Söz konusu indeksin 2021 versiyonu 25 Şubat günü kamuoyu ile paylaşıldı. Bu yılki raporun öne çıkan yönü ise beklendiği gibi Covid-19 salgını ve ülkelerin bunu yönetme kabiliyeti oldu. Raporun giriş kısmında kısaca "Yumuşak Güç" kavramından bahsedilmekte ve sonrasında da raporun hazırlanış tekniği detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Rapor oluşturulurken; 1- Hard power ve soft power aktiviteleri, ekonomik güç. 2- Marka araştırması, duyguları ve düşünceleri etkileme gücü. 3- Tu
  DÜNYANIN EN GÜZEL YERİ  (Yer Markalamanın ABC’si) “Dünyanın En Güzel Yeri” basit ve anlaşılır, bir o kadar da iddialı bir cümle. Yukarıdaki fotoğrafın adı ise Hubble Ultra Derin Alan veya HUDF. Hubble Uzay teleskobu ile pek çok fotoğraf bir araya getirilerek oluşturulmuş ve tek. Evrenin derinliklerinin fotoğrafı… Bir metaforla başlayalım: Günümüzde her yer bir iddia ile turizmden pay almak istiyor ve bunu dile getiriyor. Çünkü turizm bölgesel kalkınmayı destekleyen önemli bir unsur. Fotoğraftaki parlak ışıkları, iddiasını kanıtlamış ve bilinen destinasyonlara benzetebiliriz. Karanlık noktalar veya ışığı sönük yerler ise henüz iddiasını kanıtlayamamış veya potansiyelinin farkına varamamış olanlar.     Bu iddiayı kimler kanıtlayabiliyor?   Öncelikle kimliğini doğru tanımlayan yani ne olduğunu veya ne olmadığını bilip ona göre kendini konumlandıranlar yeryüzündeki yerlerini parlatmaya ve görünür olmaya en güçlü adaylard

The Key Point of Tourism Communication: Sincerity!

  With the pandemic process, tourism and travel came to a halt, and many things in this area were re-evaluated. Of course, a group of those who seek innovation and develop projects for this have created local and national tourism offices. Here in this article, I want to talk about one of the projects that caught my attention ... One of the national tourism organizations that I have been following for years is the New Zealand Tourism Organization. I noticed a campaign they developed last May to stimulate domestic tourism during the period of home closure due to the pandemic: "Do something NEW New Zealand". The idea of ​​the birth of this campaign is; A contest was organized to encourage people to do something new, emphasizing that the country has many places and experiences worth seeing instead of travels to take repetitive photos that are shared insensibly on social media. If you pay attention, social media is not denigrated here, on the contrary, a campaign on social med

Turizm İletişiminin Püf Noktası: Samimiyet!

  Pandemi süreciyle turizm ve seyahatin durma noktasına gelmesi bu alanda pek çok şeyin de yeniden değerlendirilmesini beraberinde getirdi. Yenilik arayan ve buna yönelik projeler geliştirenlerden bir grubu da elbette yerel ve ulusal turizm ofisleri oluşturdu. İşte bu yazıda dikkatimi çeken projelerden bir tanesinden bahsetmek istiyorum… Yıllardır çalışmalarını izlediğim ulusal turizm örgütlerinden biri de Yeni Zelanda Turizm Örgütü’dür. Pandemi nedeniyle eve kapanma döneminde iç turizmi hareketlendirmek için geçtiğimiz mayıs ayında geliştirdikleri bir kampanya dikkatimi çekti: “Do something NEW New Zealand” “Yeni Bir Şey Yap” diye Türkçeye çevirebiliriz. Bu kampanyanın doğuş fikrini ise; destinasyonlarla ilgili olarak sosyal medyada samimiyetsizce     paylaşılan ve herkesin tekrar ettiği fotoğrafları çekmek için çıkılan seyahatler yerine ülkenin görülmeye değer pek çok yeri ve deneyimi olduğu vurgulanarak insanların yeni bir şey yapmasını teşvik eden bir yarışma düzenlenmiş. Dikka

Safe Tourism Corridors Actually Now!..

    As you know, the coronavirus has been in our lives for about a year. Last year, I made comments in many articles about the effects of the epidemic on tourism and even presented projects. Everyone involved in the tourism industry made similar efforts. One of the projects I mentioned was about the "Safe Tourism Corridors" (Pier to Pier Project for Safe Tourism) that I thought about last April and wrote on this platform in August. At that time, many countries developed and implemented similar projects. Some were relatively successful, some ended before it started. However, when developing such projects, it is absolutely necessary to take into account the unique conditions of the countries. We also have a tourism industry that operates according to its own rules. We have a sectoral structure based on high tourist figures in a narrow area focused on a few destinations. While continuing tourism activities under epidemic conditions, we also experienced some of the advantages

Turizmin Yol Ayrımı: Strateji Belirsizliği ve Taktik Yorgunluğu

  Strateji ve taktik... Hayatın tüm noktalarını anlamlandıran iki kelime…Aynı zamanda iki talihsiz kelime…Fazla ve yersiz kullanımları da bu iki kelimenin içini neredeyse boşaltmıştır. Bu durum bizim için büyük bir talihsizliktir. Strateji ve taktik askeri kökenli kelimelerdir ancak hayatın her alanında geçerlidirler. Kısaca, strateji plan ve amaçlarla ilişkilidir. Taktikler ise stratejinizi gerçekleştirmek için attığınız belirli adımlardır. Lawrence Freedman’ın Strateji adlı kitabında “Bir strateji olmadan, herhangi bir sorunla yüzleşmek veya herhangi bir amaç için çabalamak boşadır.” Denmektedir. Taktikler olmadan da stratejinizi uygulamak için sadece işinizi şansa bırakmış olursunuz. Ancak burada temel bir gerçek var ki o da öncelikle stratejinizin “belirli” olması zorunluluğudur. Taktikler ancak o zaman işe yarayacaktır. Bir amaç belirlediğimizde ve kaynaklarımızı da ona yönlendirdiğimizde basitçe stratejiyi yapmış oluruz. Robert Green’in The 33 Strategies of War eserinde

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimizin “