Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Turizmde COVID-19 ‘un Hatırlattıkları

Herkesin can derdine düştüğü, kendisinin ve sevdiklerinin sağlığından başka bir şey düşünemediği bu günlerde geleceğe dair stratejiler geliştirmek de ajandamızda yer almalı. Belki bireyler değil ama kurumlar bunu düşünmek zorunda. Ne felaketler geldi geçti ama hayat devam etti! Bundan sonra da devam edecek… Dünyayı saran Corona Virüs felaketinin öncelikle etkilediği sektörlerin başında seyahat ve turizm geliyor. Düne kadar dünyanın en hızlı gelişen sektörü olarak seyahat ve turizm endüstrisinin başarılarından, geleceğe dair umutlarından bahsederken şimdi her şeyi “sil baştan” kurgulamak zorundayız. Ama umutsuzluğa kapılmadan hareket etmeliyiz çünkü insan tecrübesi ve birikimi her şeyi yeniden diriltebilir. Tarih bununla ilgili sayısız örnekle doludur. Bu durumda Türk turizm sektörü inişli çıkışlı 40 yıllık “otelcilik” ağırlıklı “turizm” anlayışını zorunlu olarak değiştirecektir. “Değişim” yaşanan felaketten ve sonuçlarından güç alarak kendisini zorunluluk olarak hisset

Almanya turizm pazar değerlendirmesi ve Türkiye

  Photograph: Stefan Sauer/AP (Almanya/Baltık Kıyısı) Almanya’nın turizm sektörüyle ilgili önemli dergi ve online platformlarından FvW mart ayının başında kendi deyimiyle Alman turizmini mikroskop altına aldı ve Alman turistlerin eğilimlerinin ülke ve bölgeler bazında son 5 yıllık değerlendirmesini yaparak yayınladı. Bu rapor, destinasyon bazında Alman turistlerin eğilimlerini ortaya koyması açısından çok önemli.   Bu tür raporlar genellikle büyük fuarların hemen öncesi veya sırasında yayınlanır ki sektörel bir tartışmayı da beraberinde getirsin ancak bu yıl   ITB Berlin Fuarı tarihinde ilk defa Coranavirüs salgın tehlikesi nedeniyle iptal edilince sektörün bu en büyük buluşması da gerçekleşemedi. Ülkemiz açısından değerlendirecek olursak; FvW Dergisinin yayınladığı “Destinasyon Derecelendirme/Değerlendirme” raporu önemli çünkü değişen tüketici davranışlarıyla beraber gerçek anlamda bir numaralı pazarımız olan Almanya’yı değerlendirmek ve ülkemiz turizminin geleceğini şekillen

LİKYA YOLU’NDA MASALLAR… (Hikâye Sizi Çağırır!)

Türkiye’nin ilk uzun mesafeli yürüyüş yolu olan Likya Yolu, 540 km uzunluğunda, yürümesi ortalama 29 gün süren ve dünyanın en iyi 10 uzun mesafe yürüyüş rotalarından (Sunday Times) biridir. Her yıl 20 ila 30 bin yürüyüş tutkununun geçtiği Likya Yolu’na dünya genelinde ilginin artırılması, farklı mecralarda Likya Yolu’na ilişkin bilinirliğin oluşturulması, diğer yürüyüş yollarından farklı olan yanlarına dikkat çekilmesi amacıyla Tanıtma Genel Müdürlüğünce 9-14 Mayıs 2016 tarihleri arasında Likya Yolu’nda Masallar – Tales on the Liycian Way projesi hayata geçirildi. Türkiye’nin ilk uzun mesafeli yürüyüş yolu olan Likya Yolunu deneyimlemek üzere yurt dışından 12 ülkeden (ABD, Almanya, Çin, Fransa, İngiltere, İsviçre, İsveç, İspanya, İtalya, Sırbistan, Yunanistan) 16 yabancı gazeteci ve seyahat yazarları ile ınstagrammerlar   davet edildi. Konuklara, masallardaki kahramanların bir sebep için yola çıktıkları ve çıktığı yolun kendilerine bir şeyler öğretmesine izin verdiğini

“The New York Times Travel” ın 2020’de Görülecek 52 Yer Listesi ve Yeni Turizm Anlayışı

Her yıl olduğu gibi 2020 yılına yönelik olarak da çeşitli turizm, seyahat dergi veya web siteleri görülesi yerler ve yeni trendler listeleri oluşturdular. Bunlardan en fazla dikkat çekenlerden biri de The New York Times Travel’ın listesidir. Bu listeleri zaman içinde izlediğimizde aslında turizm, seyahat trendinin gelişimini ve değişimini de gözlemleyebiliriz. Destinasyon olarak bu listede olmak oldukça önemli… Çünkü; hem etkili bir etiket alıyor hem de iletişiminizi güçlendiriyorsunuz. Bu yıl da bilinen veya adını yeni duyduğumuz 52 yer listede yerini aldı. Dünyanın tüm kıtalarından, her köşesinden destinasyonun olduğu bu listede ülkemizden de bir destinasyon var: ANTAKYA… UNESCO Yaratıcı Şehirler Gastronomi Ağı’nda bulunan şehrimizin listede yer alma nedeni ise çok önemli bir mozaik mirasına sahip olması ve yapımında epey emek, para harcanan ve yeni açılan Müze Otel’in varlığıdır. Antakya’nın özellikleri arasında Hristiyanlık için çok önemli bir yer teşkil etmesi yanı sır

SES’İN DESTİNASYON TANITIMINDAKİ YÜKSELEN İVMESİ…

Destinasyon tanıtımında popüler olan –süreç içinde- ortamlar genel olarak videolar, resimler, yazı ve mesajlarken artık hızla sesin ve müziğin   özellikle PODCAST’in artan etkisine şahit oluyoruz. Özellikle ABD’de podcast dinleme oranları her geçen gün artıyor. 12 yaşından büyük Amerikalıların %51’i podcast dinlemiş. (%32’si ayda en az bir kez dinliyor) Podcast dinleme oranları her yaş grubunda artış ivmesinde. Podcast dinleyicilerinin %78’i yükledikleri bölümün yarısından fazla kısmını dinlemektedirler. %52’si ise bölümün tamamını dinliyor. (Edison Research, podcast consumer reports) En popüler audio/podcast konuları ise; müzik/haberler ve açıklamalar/eğlence/ ünlüler, dedikodu/ tarih/ spor/ ve yemek. Turizm ve seyahat ise 13. Sırada yer alıyor. Audio podcast’ler çeşitli platformlarda yer almaktadırlar.( Libsyn, Blubrry, Buzzsproat, Podbean vb.) Dinleyiciler podcastlere çeşitli aplikasyonlardan ve ortamlardan ulaşabilirler (Apple podcast, ıtunes, Google podcast, spotif

Kültürü yaratıcı ekonomi perspektifiyle güçlendirmek…

Günümüzde iki endüstri var ki diğer endüstrilerden daha hızlı büyüyor. Yaşam deneyiminin geldiği nokta itibariyle değerlendirildiğinde de daha da hızlı büyüyeceği, etkisini yaygınlaştıracağı öngörülüyor…: Turizm ve kültür... Yazılarımda bu iki alanla ilgili izlenim ve görüşlerim yer alıyor. Bu yazının konusu ise kültür ve yaratıcı ekonomiler.   Ülkemizin kalkınma sürecinde gelinen nokta itibariyle kültür ve yaratıcı ekonomilerin çok önemli işlevi ve hızlandırıcı etkisi olabilir. Bu alanda öncelikle “iyi yönetim”, “kurgu” ve “örgüt” meselelerini çözmeden bunu başarabilmemiz de mümkün gözükmüyor. Konuyu kültür endüstrileri ve yaratıcı ekonomiler açısından değerlendirdiğimizde günümüzün ekonomik perspektifi öne çıkıyor ve dünya çapında 2 trilyon Dolar’ı aşan bir ekonomik döngü ve 30 milyon ’un üzerinde bir istihdam yaratma kapasitesi ile karşılaşıyoruz. Türkiye kalkınmakta olan bir ekonomi olarak katma değerli üretime geçecek bir kalkınma modelinde kültür ekonomileri ve yara

2020 Türkiye’nin Yılı Olabilir…

Önümüzdeki yıl dünyayı etkilemek ve insanların ilgisini Türkiye’ye çekmek için önemli fırsatlar doğabilir. Tabii ki yumuşak gücümüzden bahsediyoruz; kültür, turizm ve spor… Turizmle başlarsak özellikle tematik yılların gücünü iyi kullanabiliriz. 2018 Troya Yılı’nda açılışı yapılan Troya Müzesi’nin iletişimini arttırarak sürdürmeliyiz. Avrupa Yılın Müzesi seçmelerinde finale kalan müzemiz aracılığıyla dünyaca bilinen bir mitin gücünden yararlanarak bir Anadolu efsanesinin ait olduğu toprakların tanıtımını sürdürmeliyiz. Yine 2019’dan devir alacağımız Göbeklitepe Yılı nedeniyle bu değerimizin eşsiz iletişim gücü niteliği artan işlerle kullanılmaya devam edilmelidir… Ve 2020 Türk Mutfağı Yılı, markalaşma ve temsil sorunları olan Türk Mutfağı’nın içerde ve dışarda nasıl geliştirileceği, yönetileceği ve tanıtılacağı ile ilgili sorunların çözümü ve dünya ile iletişimimizin merkezinde olacağı önemli bir fırsat yılı. Bunun yanında kültür odaklı şehir temasıyla göz bebeğimiz İstanbu