Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Coğrafi İşaretler Neden Popülerdir?

  Kalkınma için “rekabetçilik” paradigmasına dayalı olarak ülkemizde pek çok yörenin, ilin, destinasyonun tanıtım, markalaşma alanlarında yoğunlaşarak özgün kimliklerini ifade etmeye çalıştıklarını, böylece cazibe ve rekabetçiliklerinin iletişimini yaptıklarını görüyoruz. Bölgesel farklılıkların, kimliklerin, maddi-manevi değerlerin önemi anlaşıldıkça bunların en önemli taşıyıcıları olan coğrafi işaretlerin de popüler olmasını anlayabiliriz. Coğrafi işaretler; kalitesi, ünü veya diğer karakteristik özellikleri belirli bir coğrafi kökenden kaynaklanan bir ürünü tanımlayan bir fikri mülkiyet hakkı olarak kabul edilmektedir. Cİ tescili alan ürünlerin, ait olduğu yöreyle özdeşleşmiş ve benzerlerinden ayrılan tipik özellikleri bulunmaktadır. Nitekim yöre, sadece iklim, toprak ve tarımsal faktörlerden etkilenen bir alan değil, aynı zamanda bir beşerî bilgi, beceri, yetenek, ustalık ve gelenek alanıdır. Ürüne tüm özellik, kalite ve tipikliğini veren de yöredeki bu doğal ve beşerî faktörle

Daha Çok Değil! Daha İyi Turizm (Turizm için iş birliği)

  Günümüzde turizmle ilgili olarak şu soru sıkça sorulmaktadır: “Net fayda?”  Turizmin toplumlar için popüler hale gelmeye başladığı dönemlerde üzerinde durulan konular; turist varışları, harcamalar ve istihdam gibi rakamlar olmaktaydı. Turizmin toplum, insan ve çevre üzerindeki etkileri görüldükçe değerlendirme kriterleri de çeşitlenmiş ve özellikle “net fayda” yani turizmin topluma yükü ile faydası arasındaki ilişki sorgulanıyor.  Bu konu özellikle destinasyon yönetimlerini ve liderlerini çok ilgilendirmektedir. Bir yerde, orada yaşayan insanların yaşam kalitesini düşürmeden, doğal, tarihi ve kültürel çevrenin sürdürülebilirliğini engellemeden kaç turistin mutlu ve istekli bir şekilde misafir edilebileceği destinasyonların en önemli konusudur. Turizm faaliyetlerinde “samimiyet”, yerel halkın “onuru”, “itibarı” ve “isteği” gibi kavramlar da bahsi geçen güncel turizm yaklaşımının bir parçasıdır. Bu yaklaşım beraberinde “sorumlu” yöneticileri ve destinasyon yönetimlerini gündeme getir

BİR FİLM, BİR MAKALE…

  Evet! Yemek anıdır... Aşk Tarifi (The Hundred-Foot Journey) Hindistan-ABD ortak yapımı 2014 tarihli dram, komedi türünde bir film. Filmi iki kere izledim ve bu defa detaylardaki mesajlara biraz daha vakıf olma şansı buldum. Size de mutlaka öneririm, özellikle sinema, gastronomi, iletişim, kültür ve turizm gibi konulara ilginiz varsa mutlaka izlemelisiniz. Filmde Fransız ve Hint Mutfakları harika bir şekilde beyaz perdeye aktarılmış; adeta bir kültürel diplomasi eseri. Genç yaşında mutfakla tanışmış Hassan hayatın rüzgârıyla kendini bir Fransız kasabasında bulur ve burada bir restoran açar. Egzotik Hint Mutfağı bir anda kasabalının ilgisini çekecektir. Bu durum, restoranın karşısında bulunan Şef Madam Mallory’nin prestijli restoranıyla bir rekabete girmesini de beraberinde getirir. Hassan’ın yemeklerinin gücü ait olduğu topraklardan gelmektedir. Filmde Hint baharatları ve geleneksel bilginin gastronomi açısından ne derece değerli olduğu gözler önüne seriliyor. Filmin adında da

Destinasyonların Havalimanı İşletmeleriyle İşbirliği Üzerine...

  Boş havalimanı olmaz, eksik destinasyon yönetimi olur! Destinasyonların havayolu bağlantıları turizm sektörü için önemli role sahip. Turistlerin seyahat tercihlerinde havayolu birinci konumda bulunuyor ( %55; 2016). Böyle olunca destinasyonların bölgelerine hizmet eden havalimanı işletmeleri ile birlikte destinasyon yönetimi stratejisi geliştirmeleri öncelik taşımaktadır. Destinasyonu merkez alan veya transit yolcular için bekleme zamanını destinasyonda geçirmelerine sağlayacak ürünler geliştirmek o destinasyonun ve havalimanı işletmesinin birlikte ve başarılı çalışmalarına bağlıdır. Bu konuda öne çıkan bası hususlar şunlar olabilir: -Destinasyon için havalimanının bir havayolu şirketince “merkez” olarak konumlandırılması, bunun için gerekli cazibenin oluşturulması. -Destinasyonun markalaşmasına yardımcı olacak ürünlerin çekiciliğinin oluşturulması ve konumlandırma için gereken stratejinin hazırlanması ve uygulanması. -Hizmetlerin ve destinasyonun iyi yönetilmesini sürekli

Turizm Fanusta Gelişir mi?

  Dünya Ekonomik Forumunda Mayıs ayının son haftası açıklanan Turizm ve Seyahat Gelişmişlik 2021 İndeksi bize ne anlatıyor? Turizm ülkelerin gelişmişlikleriyle ve buna bağlı olarak sundukları yaşam kalitesiyle doğrudan ilişkilidir ayrıca ziyaret ekonomisi olarak da parametrelere sahip bir endüstridir. Bu nedenle turizmi fanusta geliştirmek belirli bir zaman dilimi içinde mümkün olmakla beraber bu yöntemin sürdürülebilirliği tartışmalıdır. Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere kalkınmaya kaynak olarak sunulan "turizm" seçeneği bu ülkelerce içine düşülen bir paradoks haline dönüşebilir; turizm zaman içinde mutlaka topluma yayılmalı, çeşitliliği ve etkisi doğru algılanarak her açıdan sürdürülebilirliğini sağlayacak yönetim yaklaşımına sahip olunmalıdır.

TURİZM VE SEYAHAT GELİŞMİŞLİK İNDEKSİ 2021 (WEF) Turizmi yeniden tasarlamak

  World Econo mic Forum (WEF) tarafından iki yılda bir hazırlanan Turizm ve Seyahat Gelişmişlik İndeksi 2021 (Travel & Torism Development Index 2021 ) raporu bugün yayınlandı. Raporun teması ise sürdürülebilir ve dirençli gelecek için yeniden inşa. WEF en son raporunu 2019 yılında yayınlamıştı, o raporun teması ise turizm ve seyahat sektörü kritik eşikte idi: Kalabalıklar, turizmin ekonomik getirisinin adil olmayan paylaşımı, kültürel ve doğal varlıkların turizm nedeniyle yıpranması, yerel halkın yaşam kalitesinin turizm nedeniyle azalması ve turizme karşı yükselen tepki, olumsuz etkilenen ziyaretçi deneyimi vb. konular gündemdeydi. O zamandan beri gelişen pandemi ve şu an yaşadığımız jeopolitik olumsuzluklar turizm ve seyahat sektörü için yeni belirsizlikler anlamı taşımaktadır. Şu an gündemimizde olması gereken ise yaşananları tekrar değerlendirip ders çıkararak turizm ve seyahat sektörünün yönetim ve tasarımına direnç ve sürdürülebilirlik konularını işlemektir. Bu nedenle WEF 2

Turizm İletişimi...

  Hep üzerinde durduğum bir konu; turizm çok boyutlu ve etkileşim alanı geniş bir olgu…  İşte son yıllarda sosyal medyanın verdiği rahatlıkla da turizm iletişim ofislerinin içine düştüğü bir yanılgı var: Çağdaş turizm iletişimini içselleştirmemek ve tek boyutlu algılamak… Bu durum beraberinde iletişimde samimiyetsizliği getiriyor ve etkinizi kaybediyorsunuz. Evet, sosyal medya ve dijital yenilikler turizm iletişiminin de merkezinde yer alan konular ancak her şeyin bir kültürü olduğu gibi sosyal medyayı kullanmanın da bir kültürü, tavrı olmalı. Sosyal medya bir iletişim devrimi… en azından etki açısından… Turizmin kitlesel algısı ve ekonomisi iletişimini de etkiliyor ve sık sık    “seri üretim” tuzağına düşülüyor. Turizm iletişiminden sorumlu ofislerin bu tuzağa dikkat etmeleri gerekir. Unutmayalım, teknolojik kolaylık her zaman iletişimde niteliği beraberinde getirecek diye bir kural yoktur. Sizin marifetiniz samimiyetinizi her hal ve koşulda karşınızdakine doğru bir şekilde ilet