Ana içeriğe atla

TURİZM VE SEYAHAT GELİŞMİŞLİK İNDEKSİ 2021 (WEF) Turizmi yeniden tasarlamak

 

World Economic Forum (WEF) tarafından iki yılda bir hazırlanan Turizm ve Seyahat Gelişmişlik İndeksi 2021 (Travel & Torism Development Index 2021) raporu bugün yayınlandı. Raporun teması ise sürdürülebilir ve dirençli gelecek için yeniden inşa. WEF en son raporunu 2019 yılında yayınlamıştı, o raporun teması ise turizm ve seyahat sektörü kritik eşikte idi: Kalabalıklar, turizmin ekonomik getirisinin adil olmayan paylaşımı, kültürel ve doğal varlıkların turizm nedeniyle yıpranması, yerel halkın yaşam kalitesinin turizm nedeniyle azalması ve turizme karşı yükselen tepki, olumsuz etkilenen ziyaretçi deneyimi vb. konular gündemdeydi. O zamandan beri gelişen pandemi ve şu an yaşadığımız jeopolitik olumsuzluklar turizm ve seyahat sektörü için yeni belirsizlikler anlamı taşımaktadır. Şu an gündemimizde olması gereken ise yaşananları tekrar değerlendirip ders çıkararak turizm ve seyahat sektörünün yönetim ve tasarımına direnç ve sürdürülebilirlik konularını işlemektir. Bu nedenle WEF 2020 ve 2021 gelişmelerini değerlendirdiği yeni raporunu “Değişim” mottosuyla öne sürüyor.

Raporda 117 ülke, 17 ana kriter ve 112 gösterge yardımıyla değerlendirilmiştir. Temaya da uygun olarak yeni bir çerçeve ile ekonomik ve sosyal gelişmeler daha geniş açıdan incelendiği belirtiliyor. İndeksin  ana çerçevesi 5 kategori ve bunların alt başlıklarında değerlendirilmiş: Çevre politikaları ve etkinliği, seyahat ve turizm politikaları ve etkinliği, alt yapı, seyahat ve turizm talebinin kaynakları, seyahat ve turizmin sürdürülebilirliği.

İklim krizi, pandemi, Avrupa’daki savaş sektörün yeniden canlanmasını engelleyen unsurlar olarak kalmaya devam ederken sektörün rekabetçiliğini yaratan ve sürdürülebilir kılan geçmişteki uygulamaların gelecek için aynı fonksiyonu taşımayacağı da üzerinde durulan bir diğer konu.

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün (UNWTO) turizm ve seyahat sektörlerinin yeniden canlanmasına ilişkin uzmanlar panelinde öne çıkan konuların; iç turizm, yakın destinasyonları ziyaret, açık hava aktiviteleri, doğa ve kırsal turizm olduğu görülüyor. Geçmiş iki yılda doğa turizmine ilişkin talep %20.8 artış gösterdi. Benzer şekilde raporda ele alınan ülkelerin verilerine göre iç turizm harcamalarında 2019 yılında %50.8, 2020 yılında da %62.9 artış mevcut.

Raporu okuduktan sonra bize verdiği mesaj: Dünya değişiyor ve insanların tercihleri de değişiyor. Destinasyonlar geçmişteki güçlerine dayanarak geleceği tasarlamamalılar.

 


 

 


Ülkemizi de kapsayacak şekilde öne çıkan birkaç hususa göz atarsak; listenin başında Japonya yer almaktadır. Son iki yıldır yabancı turiste kapalı olan ve kısıtlamaların kısmen devam ettiği bu ülkenin turizmde yaşadığı değişim ve gelişim kayda değer bulunmaktadır. Bu arada pandemi döneminde olimpiyat organizasyonunu da başarıyla gerçekleştirdiklerini not etmeliyiz. Benzer bir durum İtalya için de geçerlidir. Pandeminin en çok olumsuz etkilediği ülkelerden İtalya önceki listede 12. sıradayken 10. sıradan ilk listeye girmiş. Liste puanını en çok artıran ülke Vietnam, 44. sıradan 32. sıraya yükselen Endonezya ise en fazla sıçramayı yapan ülke, Kanada ilk on sıradaki yerini kaybederek 13. sıraya gerilemiş, Suudi Arabistan 10 sıra yükselerek 33’üncü sırada yer alıyor. Ülkemiz ise  listede 4 sıra ilerleyerek 45. sırada yer almış.

Raporun tekniği ve sonuçların detaylı incelemesi için www.weforum.org sitesi ziyaret edilebilir. Bu rapor bize şunu tekrar gösteriyor; Türkiye turizmde yeni hikâyesini sürdürülebilirliği temel alan arz odaklı yaklaşımla yazabilir. Böylece 50 yıl önce almış olduğu talebin şekillendirdiği rekabet üstünlüğüne dayalı kitle turizmi odaklı stratejik kararını bugünün şartlarında yenilemiş olacaktır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti...

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimiz...

COĞRAFİ İŞARETLER VE YÖRE (Farklı bir hikaye)

  (Fransa Bisiklet Turundan-2024) ...Ülkemizde coğrafi işaret sistemini incelemek ve eksikleri ortaya koymak çok önemlidir çünkü tadın yansıması olan yöre kavramını içselleştirmemize coğrafi işaretler aracı olacaktır. Cİ sistemini bir sacayağı olarak simgeleştirdiğimizde tescil, yönetişim ve denetim unsurlarının gereğinin eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi gerçeği ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz...  Yöre kavramı Bu yazıda Türkiye’de son yıllarda oldukça popüler hale gelen coğrafi işaretler ve buna bağlı olarak yöre kavramının ne ifade ettiği kültürel bağlamında değerlendirilerek temsil ve iletişim aracı olarak yer, insan ve ürün ilişkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yöre tanımı TDK’da şöyledir: Bir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü; havali, mahal, civar. Bir değerlendirmeye göre yöre, kendine mahsus alametleri bulunan bir bölgeciktir. Böyle bir coğrafi yöre, geçmişte olmuş ve bugün olmakta bulunan olaylar ve objelerin bileşmesidir...