Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Turizm Fanusta Gelişir mi?

  Dünya Ekonomik Forumunda Mayıs ayının son haftası açıklanan Turizm ve Seyahat Gelişmişlik 2021 İndeksi bize ne anlatıyor? Turizm ülkelerin gelişmişlikleriyle ve buna bağlı olarak sundukları yaşam kalitesiyle doğrudan ilişkilidir ayrıca ziyaret ekonomisi olarak da parametrelere sahip bir endüstridir. Bu nedenle turizmi fanusta geliştirmek belirli bir zaman dilimi içinde mümkün olmakla beraber bu yöntemin sürdürülebilirliği tartışmalıdır. Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere kalkınmaya kaynak olarak sunulan "turizm" seçeneği bu ülkelerce içine düşülen bir paradoks haline dönüşebilir; turizm zaman içinde mutlaka topluma yayılmalı, çeşitliliği ve etkisi doğru algılanarak her açıdan sürdürülebilirliğini sağlayacak yönetim yaklaşımına sahip olunmalıdır.

TURİZM VE SEYAHAT GELİŞMİŞLİK İNDEKSİ 2021 (WEF) Turizmi yeniden tasarlamak

  World Econo mic Forum (WEF) tarafından iki yılda bir hazırlanan Turizm ve Seyahat Gelişmişlik İndeksi 2021 (Travel & Torism Development Index 2021 ) raporu bugün yayınlandı. Raporun teması ise sürdürülebilir ve dirençli gelecek için yeniden inşa. WEF en son raporunu 2019 yılında yayınlamıştı, o raporun teması ise turizm ve seyahat sektörü kritik eşikte idi: Kalabalıklar, turizmin ekonomik getirisinin adil olmayan paylaşımı, kültürel ve doğal varlıkların turizm nedeniyle yıpranması, yerel halkın yaşam kalitesinin turizm nedeniyle azalması ve turizme karşı yükselen tepki, olumsuz etkilenen ziyaretçi deneyimi vb. konular gündemdeydi. O zamandan beri gelişen pandemi ve şu an yaşadığımız jeopolitik olumsuzluklar turizm ve seyahat sektörü için yeni belirsizlikler anlamı taşımaktadır. Şu an gündemimizde olması gereken ise yaşananları tekrar değerlendirip ders çıkararak turizm ve seyahat sektörünün yönetim ve tasarımına direnç ve sürdürülebilirlik konularını işlemektir. Bu nedenle WEF 2

Turizm İletişimi...

  Hep üzerinde durduğum bir konu; turizm çok boyutlu ve etkileşim alanı geniş bir olgu…  İşte son yıllarda sosyal medyanın verdiği rahatlıkla da turizm iletişim ofislerinin içine düştüğü bir yanılgı var: Çağdaş turizm iletişimini içselleştirmemek ve tek boyutlu algılamak… Bu durum beraberinde iletişimde samimiyetsizliği getiriyor ve etkinizi kaybediyorsunuz. Evet, sosyal medya ve dijital yenilikler turizm iletişiminin de merkezinde yer alan konular ancak her şeyin bir kültürü olduğu gibi sosyal medyayı kullanmanın da bir kültürü, tavrı olmalı. Sosyal medya bir iletişim devrimi… en azından etki açısından… Turizmin kitlesel algısı ve ekonomisi iletişimini de etkiliyor ve sık sık    “seri üretim” tuzağına düşülüyor. Turizm iletişiminden sorumlu ofislerin bu tuzağa dikkat etmeleri gerekir. Unutmayalım, teknolojik kolaylık her zaman iletişimde niteliği beraberinde getirecek diye bir kural yoktur. Sizin marifetiniz samimiyetinizi her hal ve koşulda karşınızdakine doğru bir şekilde ilet

FİKRİ MÜLKİYET VE GENÇLİK

  Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü dolayısıyla bu yılın temasını Fikri Mülkiyet ve Gençlik olarak belirledi. Dünyada fikri mülkiyet haklarının önemine dikkat çekmek için her yılın 26 Nisan günü Dünya Fikri Mülkiyet Günü olarak kutlanmaktadır. İnsanlığın teknolojik ve kültürel ilerlemesine ve bu ilerlemenin temelini oluşturan inovasyon ve üretimin sürekliliğinin teminatı olarak yaşadığımız evrensel düzende fikri mülkiyet haklarının yeri çok önemlidir. Bundan tam da 10 yıl önce 2012 yılının teması Vizyoner Yenilikçiler idi ve bu münasebetle yazdığım yazıda:"… sanatsal faaliyetler ile teknolojik buluşlardaki gelişmenin insan hayatı üzerindeki olumlu etkisinin ve dünyamıza şekil veren rolünün gözler önüne serilmesi amaçlanmaktadır…Fikri Mülkiyet Günü, özellikle de yenilikçiler tarafından ortaya konan yaratıcılık ile yine bu kişilerin küresel boyutta toplumlara sundukları paha biçilemez katkılarına dikkat çekmeyi amaçlamıştır. 'İster sanats

GIAHS NEDİR?

  Tarım-Kültür-Turizm Koronavirüs salgını insanlığın karşı karşıya olduğu bütün tehditleri biraz daha belirginleştirdi ve sorunlarımızı çözmek için vaktimizin azaldığını da ortaya koydu. Ülkemizin de yaşadığı bu sorunlardan ikisi tarım ve turizm. Tarım dünyanın gündemine “kıtlık” olarak geldi ve insanlığın varlığı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bütün bu konuların merkezinde ise sürdürülebilirlik var. Öncelikle sürdürülebilirliği hayatımızın her noktasında etkinleştirip tüm canlıların varlığını tehdit eden iklim değişikliğine ilişkin küresel hedeflerimize ulaşmalıyız. Bu noktada üretim ve tüketim kültürümüzü değiştirip kendi yaşamımızla birlikte tüm varlıkların yaşamını da önemseyecek ve gezegenimizi gelecek kuşaklar için de yaşanabilir kılacağız. Peki bunu nasıl başaracağız? Bağlantılı konuları birlikte çalışarak ve simbiyotik (ortak yaşam) ilişkiyi etkin kılarak. Tarım ve turizmin sorunlarına çözüm seçeneği oluşturacak, hatta kültürü de bu ilişkiye dâhil ederek çözümü etkinleş

TURİZM 4.0: YENİ GLOBAL PARADİGMA*

    Turizmi yeniden tasarlamak Turizm 4.0 paradigması turizmin bakiye sorunlarının çözümü için önemli bir fırsat sunuyor. İnsan tarihin en erken dönemlerinden beri seyahat ediyor. Bu süreçte sosyal ve teknolojik gelişmeler olurken seyahat endüstrisi de bu duruma ayak uyduruyor ve insan hareketi olduğu sürece turizm endüstrisi de bu hareketi düzenliyor, ta ki insan durana kadar; “İnsan ne zaman durur?” sorusunun gerçekleştiği bir sürecin içindeyiz. 2020 yılının başında ortaya çıkan Covid-19 salgını insan hareketini büyük oranda durdurdu ancak insanın salgın döneminde dahi teknolojinin yardımıyla zihinsel/sanal seyahatlerini gerçekleştirdiğine şahit olduk. Covid 19 salgını dijitalleşme ve inovasyonu hayatımızda daha çok belirginleştirerek “sürdürülebilirlik” kavramının hayatımızdaki önemini vurgulamıştır. İnsanlığın yaşamakta olduğu sağlık krizi iklim değişikliği ve çevre sorunlarıyla birleşince sorunların ötelenemeyeceğini bilakis hemen hareket etmemiz gereği insanoğlunun gündem

Turizmin Krizi

    Kriz zamanlarının en önemli özelliği belirsizliktir ve bu durum turizm endüstrisini derinden etkiler; sistem işleyemez ve turizmin fonksiyonları bozulur. Bu nedenle risk ve kriz yönetimi turizm endüstrisinin ayrılmaz parçasıdır. Bu yazıda turizmle ilgili tecrübe ettiğimiz kriz zamanlarını hatırlayıp iki önemli uluslararası örgütün (UNWTO/Dünya Turizm Örgütü ve PATA/Asya Pasifik Seyahat Birliği) yol gösterici yayınlarından da yararlanarak hâlihazırda yaşadığımız duruma yardımcı olacak açıklamalar yapmaya çalışacağız. Risk ve kriz terimlerini birbirinden ayrı düşünmüyorum çünkü kriz yönetimi aynı zamanda önleyici tedbirleri ve hazırlıkları da içerdiğinden –ki bizim çok daha fazla üzerinde durmamız gereken konudur- birbirlerinin yerine de kullanacağım. Daha net bir ifadeyle; etkili bir risk yönetimi krizlerin önlenmesinde belirleyici rol oynar. Tam tersi bir durum yani riski algılayamamak ve yönetememek ise krizin oluşmasına neden olur. Risk yönetimi turizm sisteminin normal b