Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Covid-19 Sürecinde Türkiye’nin “Soft Power” Diplomasisi

  Türkiye millî gelirine oranla ihtiyacı olan ülke ve toplumlara en fazla yardım yapan ülke. Bu tutum bir milletin genel tavrının devleti tarafından da nasıl iyi bir şekilde temsil edildiğinin somut bir göstergesidir. Dünya ekonomisinde yaşanan -özellikle son çeyrek yüzyılda-   rakamsal büyümeler beraberinde çevresel felaketleri, eğitim ve gelir adaletsizliğini getirmiştir. Covid-19 süreci insanlığın hakim ekonomik sisteminin derin problemlerini gün yüzüne çıkarmış, nominal büyümenin negatif çıktılarının daha da geniş kesimlerce anlaşılmasını sağlamıştır. Bu süreçte öne çıkan anlayış; “yeni bir hayat tarzı”,   “yeniden değerlendirmek” olurken “daha iyisini yapmak”   öne çıkan eylem ifadesi olmaktadır. Toplumların gündeminde; “sağlık”, “esenlik” ve “iyilik” çok daha güçlü olarak yerini alacaktır. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi örgütlerin işlevleri bu defa toplum kesimlerince de tartışılır hale gelmiştir. Peki, Türkiye Cumhuriyeti dünyanın karşılaştığı Covid-19 sa

Covid-19 Sürecinde Turizmi Yeniden Düşünmek…

“KAYBEDECEK HİÇBİR ŞEYİMİZ YOK!” cümlesi yaygın olarak zor zamanlarda ve olumsuz durumları vurgulamak için kullanılır. Turizm sektörü ile ilgili Covid-19 sürecinde yaşananları ifade eden daha anlamlı bir cümle olamazdı; bu defa “Yeni Normal” zamanında yeniden başlamak, yeniden hayal etmek, yeniden değerlendirmek için kaybedecek hiçbir şeyimiz yok! Bu dönemde turizmin anlamını, insanı ve ihtiyaçlarını, etkileşimi, paylaşmayı ve daha da önemlisi çevremizle hem sosyal hem de fiziksel anlamda uyum içinde yaşamanın kodlarını yeniden keşfedeceğiz. “Değişim” bu dönemin odak kelimesi olacak. Turizmle ilgili olarak yaklaşımlarımız, iş yapış biçimimiz ve en önemlisi turizmi yönetme anlayışımız  değişime uğrayacak. Daha şimdiden çevreyi ve insanı korumak için birçok ödevimiz oldu. Eğer yerine getirmezsek bu değişime ayak uyduran toplumların ve kurumların görüş alanından çıkarız. Turizm, insanın en çok da kendine yolculuğudur… Turizmin en sevdiğim tanımı, ‘yolculuk’la da bağdaşan, insa

Bir Ülkenin Turizm Yol Haritası…

Covid-19 salgını sonrası dönem Türkiye’nin Yeni Turizm Yol Haritası için milat olabilir; TOPLU STRATEJİK BİR HAMLE İLE YENİ HİKAYE YARATMAK. Bu noktada krizleri yönetmek çok önemli olmakla beraber krizi fırsata çevirmek odaklanacağımız konu olmalı. Bu yazıda bir ülkenin  turizmde yeni bir yol haritası örneği olabilecek strateji-kurumsallık-politikalar çizgisinde 11 yılda yaptıklarını yalın bir şekilde anlatacağım. Bu hikâyeyi yaratan ülke ise yazının sonunda yer alacak. Turizmde yeni ve etkin bir sayfa açmak isteyen bu ülkenin attığı adımları şöyle sıralayabiliriz: Ülkenin turizm politikalarını gözeten, turizme ilişkin tüm konularda hükümeti temsil eden, çalışmaları da bir komisyonca yürütülen bir AJANS kurulur (2008). Turizme ilişkin tüm konularda bu ajans hükümeti temsil eder. Ülkenin bir destinasyon olarak tanıtımı KAMU VE ÖZEL SEKTÖR İŞBİRLİĞİNDE yürütülmesi esasına dayalıdır. Hükümet turizmde hedeflerine erişmek için TURİZM STRATEJİSİ VE ULUSLARARASI TURİZM BİRİ

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi

Yeni, Yeniden Turizm

Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu defa fırtınanın gözündeki sektör turizm ve seyahat oldu. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uyg

COVID-19 Salgın Zamanında Kültür ve Turizm Dayanışması (Müzelerin Atağı!)

Dünya hepimizi etkileyen bir krizin içinde. COVID-19 salgını insanlığı büyük bir sınavdan geçiriyor. Kendi sektörlerimizle ilgili yoğun izlemeler ve tespitler yaptığımız şu günlerde bir şey daha dikkatimi çekti. O da: herkesin evinde olduğu ve birbiriyle temas edemediği bu günlerde dünya genelinde müzelerin hızla dijital çağın içine girmiş olmasıdır. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi iletişimin etkili dili müzecilik faaliyetlerinin sosyal medya ve dijital çağ ile etkileşiminin kazanımları hep gündemdeydi ve bu alanlarda yatırım yapan, iletişim geliştiren müze ve kültürel kurumlar da bir adım öndeydi. Ancak bu defa yaşanan krizin etkisiyle bu hazırlıkların ve tecrübenin vermiş olduğu güçle dünya genelinde pek çok müze ve kültür kurumunun koleksiyonlarını, sergilerini, repertuvarlarını geniş kitlelere açtığını ve etkileşimlerini artırdıklarını sonuçta da itibarlarını yönettiklerine şahit oluyoruz. Dünyada pek çok enstitü bu yönde faaliyet ve proje geliştirip üretimlerini in

Turizmde COVID-19 ‘un Hatırlattıkları

Herkesin can derdine düştüğü, kendisinin ve sevdiklerinin sağlığından başka bir şey düşünemediği bu günlerde geleceğe dair stratejiler geliştirmek de ajandamızda yer almalı. Belki bireyler değil ama kurumlar bunu düşünmek zorunda. Ne felaketler geldi geçti ama hayat devam etti! Bundan sonra da devam edecek… Dünyayı saran Corona Virüs felaketinin öncelikle etkilediği sektörlerin başında seyahat ve turizm geliyor. Düne kadar dünyanın en hızlı gelişen sektörü olarak seyahat ve turizm endüstrisinin başarılarından, geleceğe dair umutlarından bahsederken şimdi her şeyi “sil baştan” kurgulamak zorundayız. Ama umutsuzluğa kapılmadan hareket etmeliyiz çünkü insan tecrübesi ve birikimi her şeyi yeniden diriltebilir. Tarih bununla ilgili sayısız örnekle doludur. Bu durumda Türk turizm sektörü inişli çıkışlı 40 yıllık “otelcilik” ağırlıklı “turizm” anlayışını zorunlu olarak değiştirecektir. “Değişim” yaşanan felaketten ve sonuçlarından güç alarak kendisini zorunluluk olarak hisset