Ana içeriğe atla

Bir Ülkenin Turizm Yol Haritası…



Covid-19 salgını sonrası dönem Türkiye’nin Yeni Turizm Yol Haritası için milat olabilir; TOPLU STRATEJİK BİR HAMLE İLE YENİ HİKAYE YARATMAK. Bu noktada krizleri yönetmek çok önemli olmakla beraber krizi fırsata çevirmek odaklanacağımız konu olmalı.

Bu yazıda bir ülkenin  turizmde yeni bir yol haritası örneği olabilecek strateji-kurumsallık-politikalar çizgisinde 11 yılda yaptıklarını yalın bir şekilde anlatacağım. Bu hikâyeyi yaratan ülke ise yazının sonunda yer alacak.

Turizmde yeni ve etkin bir sayfa açmak isteyen bu ülkenin attığı adımları şöyle sıralayabiliriz: Ülkenin turizm politikalarını gözeten, turizme ilişkin tüm konularda hükümeti temsil eden, çalışmaları da bir komisyonca yürütülen bir AJANS kurulur (2008). Turizme ilişkin tüm konularda bu ajans hükümeti temsil eder. Ülkenin bir destinasyon olarak tanıtımı KAMU VE ÖZEL SEKTÖR İŞBİRLİĞİNDE yürütülmesi esasına dayalıdır.

Hükümet turizmde hedeflerine erişmek için TURİZM STRATEJİSİ VE ULUSLARARASI TURİZM BİRİMLERİ’ni kurar. Aynı amaç dâhilinde TURİZM POLİTİKALARI TANITIM OFİSİ oluşturulur.

Ülke 2011 yılında büyük bir doğal felaket yaşar ve takip eden 5 yıllık süre zarfında ülkenin ekonomik büyümesini hızlandırmak amacıyla yeni bir ULUSAL TURİZM PLANI geliştirilir.
Söz konusu planın politik yönü ve güdümü “Turizmin destek merkezinin genişletilmesi” ni ve “Turizmin kalitesinin iyileştirilmesi” ni içermektedir.

Hükümet ülke ekonomisinin yeniden canlanmasını sağlayacak üç temel politikadan biri olarak “Yeniden Kalkınma Stratejisi” adıyla yeni bir büyüme stratejisini başlatır (2013).
Turizm söz konusu strateji kapsamında ekonomik büyümeyi harekete geçirecek başlıca politika sahalarından biri olarak kabul edilmiştir.

Ajans özel sektör ve kamu’da var olan insan kaynağından yararlanarak ayrıca open-skies ve M.I.C.E. etkinliklerinden doğan fırsatları da kullanarak ülkeye yönelik seyahatleri teşvik etmek için bir sistem geliştirilir.

Öncelikli politika önerilerini ele almak için “Politika İnceleme Forumu” düzenlenir.
Paydaşlarla işbirliği ve istişare artırılır. Turizm, alt yapı ve ulaştırma’dan sorumlu bakanlık bünyesinde bir DANIŞMA KURULU oluşturulur (2013).

Yine aynı yıl Başbakan himayesinde ülkeyi “Turizm Odaklı Destinasyon” olarak tanıtacak BAKANLIKLARARASI KURUL oluşturulur. Belirlenen hedeflere ulaşmak için yeni bir TURİZM STRATEJİSİ çerçevesinde öncelikli politika sahaları belirlenir ve büyük bir istikrar ve enerjiyle hedeflere doğru hep birlikte yürünür.

Bu ülke anılan süre zarfında turist sayısını ve turizm gelirini 3 kattan fazla artıran *JAPONYA’dır…

*Bu yazı https://irfanonal.blogspot.com/2019/04/2-japon-mucizesi.html makalesinin içeriğinden hazırlanmıştır.

İrfan ÖNAL
8 Mayıs 2020


Yorumlar

  1. el hak doğrudur. evvelce ilmel yakin sonrasında aynel yakin tecrübe ettim yukarıda anlattığınız ülke turizm hikayesini... zihninize ve yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Sud de France örneğinde Kolektif Markalar ve Yerel Kalkınma

  Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 20 Ekim 2023 günü gerçekleştirilen Muğla Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesinin odak konusu, coğrafi işaretler, gastronomi ve turizmden ilham alarak, yöresel markaların kolektif yönetimi ve kalkınmaya desteklerinin sağlanmasıydı. Söz konusu zirve kapsamında, ülkemizde coğrafi işaretler ve turizmin ortak problemi ve ihtiyacı olan yönetim/yönetişim konularının çözümüne ilişkin iyi bir örnek olarak gördüğümüz Sud de France (SdF) ile ilgili sunumu Bölge Danışmanı M. Rene Moreno gerçekleştirdi, aşağıda SdF’ye ilişkin verilen bilgiler Sayın Moreno’nun sunumundan derlenmiştir. İnsanlığın yaşadığı Covid-19 salgının etkilerini sürdürdüğünü söyleyerek konuya başlamanın doğru olacağını düşünüyorum. Özellikle “Yeni Normal” olarak adlandırılan gelişmeler aslında değişen düşünce yapısı ve yeni değerlere işaret ediyordu. O günlerde turizm ile ilgili yazılarımda destinasyonl

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi