Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Turizm ahvali…Kısaca.

  Turizm yörelerinde yakınılan pahalılık, her türlü çevre kirliliği, otopark, kalabalıklar, toplum dışı davranışlar gibi sorunların çözümüne yönelik yaklaşım tek boyutlu olamaz. Bu sorunların hepsi bir anlayış ve yönetim problemidir... Ayrıca, hayatın her noktasında sürdürülebilirlik kavramını etkin kılmadan herhangi bir alanda, özellikle de turizmin sürdürülebilirliğinden de bahsedilemez. Kaldı ki turizmi demokratikleştiremezseniz yani topluma yayamazsanız eninde sonunda tıkanırsınız. O nedenle bilhassa yerel halkın desteklemediği ve yerel yönetimlerin etkin olmadığı bir yerde turizmi geçerli olmayan paradigmalarla sürdürmede ısrarcı olmak topluma ve çevreye yük oluşturacaktır. İnsanlar böyle bir sektörü taşımak istemezler. Taşısalar da ona karşı sempati geliştirmezler. Turizm yönetimleri bu konuya eğilmelidir, aksi takdirde insanlarda turizm sektörüne ilişkin algı da deforme olur. Türkiye maalesef bu süreci yaşamaktadır; turizmi demokratikleştirememektedir, yaşanan ekonomik s...

COĞRAFİ İŞARETLER VE YÖRE (Farklı bir hikaye)

  (Fransa Bisiklet Turundan-2024) ...Ülkemizde coğrafi işaret sistemini incelemek ve eksikleri ortaya koymak çok önemlidir çünkü tadın yansıması olan yöre kavramını içselleştirmemize coğrafi işaretler aracı olacaktır. Cİ sistemini bir sacayağı olarak simgeleştirdiğimizde tescil, yönetişim ve denetim unsurlarının gereğinin eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi gerçeği ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz...  Yöre kavramı Bu yazıda Türkiye’de son yıllarda oldukça popüler hale gelen coğrafi işaretler ve buna bağlı olarak yöre kavramının ne ifade ettiği kültürel bağlamında değerlendirilerek temsil ve iletişim aracı olarak yer, insan ve ürün ilişkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yöre tanımı TDK’da şöyledir: Bir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü; havali, mahal, civar. Bir değerlendirmeye göre yöre, kendine mahsus alametleri bulunan bir bölgeciktir. Böyle bir coğrafi yöre, geçmişte olmuş ve bugün olmakta bulunan olaylar ve objelerin bileşmesidir...

Avrupa’nın Gastronomi Merkezi: İSPANYA. Peki, Nasıl Oldu?

Yakın zamanda Conde Nast Traveller Dergisinde yayınlanan Martı Buckley imzalı Fransız kaliteli yemeklerini veya yeni İskandinav mutfağını unutun, İspanya sessizce Avrupa'nın en lezzetli ülkesi haline geldi başlıklı yazıyı görünce hemen dikkatimi çekti ve okudum. Malum ilgi alanımızdaki bu başlığa tepkisiz kalamadık ve önceki yazılarımıza da küçük bir atıf yaparak meseleyi tekrar gündeme getireyim istedim… Bu yıl Las Vegas’ta yapılan bir törenle yine dünyanın en iyi ilk 50 restoranı açıklandı ve ilk 5 sıranın üçüne İspanyol mutfağı temsilcileri oturdu. Dahası, dünyanın 1 numaralı restoranı Barselona’da. Yazıda ünlü şeflerin düşünceleri eşliğinde bu başarı hikaye edilmiş. 20. yüzyılda dünya ‘fine dining’ (yemeği unutulmayan bir deneyime dönüştürme) mutfağına Fransızlar hakimken, İspanyol mutfağı yaşadığımız çağa damgasını vurdu. Bu durumla ilgili olarak öne çıkan bazı görüşlere burada yer vermek yazının sonunda söyleyeceklerimize katkı oluşturacaktır… İspanyol mutfağı ürün ...

İnsan ve yer (Turizm)

  Dünyanın dört bir yanında aşırı turizm’e (overtourism) yönelik adımlar atılıyor; Bu yaz Fuji Dağı’nı (Japonya) ziyaret edecekler kişi başı 13,35 USD ücret ödeyecekler. Fuji Dağı’na ev sahipliği yapan belediye dağı fotoğraflamak isteyen turistlerin sebep olduğu aşırı davranışları önlemek için tedbirlerini sıkılaştırıyor. Venedik şehri günü birlik ziyaretçilerden ücret uygulamasını başlattı. Dünyanın en popüler turist destinasyonlarından biri olan Venedik’in bu uygulaması somut bir adım olarak bu şehirde yaşayanları hala ikna ekmekten uzak görünüyor (Yılllık 30 milyon ziyaretçi, yüksek sezonda günlük 120 bin ziyaretçi). Bir başka popüler destinasyon olan Kanarya Adaları sakinleri de ziyaretçi sayılarının dondurulması için gösteriler yapıyorlar. Amsterdam şehir yönetimi yeni otel inşaatını yasaklama kararını uygulamaya geçirdi. Everest’ten Machu Picchu’ya dünyanın ilgi odağında bulunan destinasyonlar ağır bir yükün altında ezilmeye başladı. Everest’e (8849 mt.) geçtiğimiz yıl 1200...

YEREL SEÇİMLER VE TURİZM

  Malum, Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin yapılmasına az bir süre kaldı. Diğer bir ifadeyle Yerel Yönetimlerimizi; belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri, muhtarlar, ihtiyar heyetleri ve büyükşehir belediye başkanlarını belirleyeceğiz. Yerel yönetimlerin önemini pratik bir şekilde vurgulamak mümkün; yerel mahiyetteki hizmetlerin bize en yakın idarelerce görülmesi ihtiyacından kaynaklanır. Evrensel anlayış ve Anayasamızdaki kural da bu çerçevededir. Peki, bu ihtiyaçlar nelerdir? Burada, demokrasi, yerellik ilkesi, merkeziyetçilik, katılımcılık, şeffaflık, temsil, vesayet denetimi veya yerel yönetim sistemleri v.b. kavramlara değinmeden doğrudan birbiriyle ilişkili iki konu, daha doğrusu üç konu üzerinde kısaca duracağım: Kent, Çevre ve Turizm. Seçim sürecinde jenerik olarak duyduğumuz pek çok kavram arasında turizm de bulunmaktadır. Kent ve çevre sorunsalı ise jeneriğin de ötesinde asıl konumuz olmalıdır. Tıpkı kent ve çevre sorunları gibi t...

Zamanın Kavramları…

  Malum mahalli idareler seçimi yaklaşıyorken siyasi partilerimizin seçim beyannamelerinde zamanın kavramlarının öne çıktığını görüyoruz; depreme dayanıklı kentler, iklim dirençli kentler, çevre, dijital hizmetler, yeşil kentler, ulaşım ve altyapı, konut, yayalaşmış kentler, bisiklet yolları, karbon ayak izi, kültür ekonomisi ve yaratıcı endüstriler hatta turizm vb. Milletçe yaşadığımız büyük deprem acısının kronikleştiği bir dönemde bize özgü bir sorun olarak depreme dayanıklı kentler tasarlayıp kurma vaadinin   kentleşme olgusuna yaklaşımımızda “kamu yararı” ve  “katılımcı demokrasi” yerine “rant” ve “popülizm” kavramları hakim olduğu sürece gerçekleşemeyeceğini bilmek umutları kırıyor.  Öte yandan başta saydığımız kavramların gerçekleşme ihtimali ise -Mülkiye’den ödünç aldığım- “Kentlileşememe” sorunumuz baki kaldıkça yok denecek kadar az...

Paris Neden Yanmıyor?

  Bu sabah The Guardian Gazetesinde Emma Beddington’un  makalesini * okuyunca hemen aklıma ülkemizde coğrafi işaretli ürünlerle ilgili uyguladığımız politika geldi. Neredeyse her gün yeni ürünler eklediğimiz coğrafi işaretli ürünler listemiz ve bunun çevresinde gezinen tarım, gastronomi, turizm, kültür gibi yine çok önemli konu başlıkları gerçek ilgiye muhtaç. Önce makalede ne diyor ona bakalım; Fransa’da Normandiya Bölgesinin en önemli ihracat ürünü ve kültürünün de güzide temsilcisi Camembert Peyniri varoluşsal bir tehditle karşı karşıya bulunuyor. Peynirin ticari seri üretimi en önemli unsur olan mantarı yok ediyor ve böylece bilinen Peynir de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya gelmiş. Bunun üzerine yazar da 'Teşbihte hata olmaz' misali, Normandiya'da adeta "din" gibi kutsanan Camembert'in başına gelenler karşısında genel greve gidilse yeridir derken 'Paris neden yanmıyor!' diye soruyor. Camem...