Ana içeriğe atla

FİLM (Ekran/İçerik) TURİZMİ-II

 



Daha önce bu Blok'ta yazdığım (https://irfanonal.blogspot.com/2021/10/film-ekranicerik-turizmi.html) aynı başlıklı yazının devamı niteliğinde bir yazı yazma gereksinimi okuduğum bir haberden kaynaklı olarak gelişti. İngiltere merkezli haberin başlığı şöyleydi: İlk kez düzenlenen Dünya Ekran Turizmi Zirvesi Birmingham'a geliyor. İlk kez düzenlenecek Dünya Ekran Turizmi Zirvesi – SET-JET25, 2025'in sonlarına doğru (21 Kasım 2025) Birmingham'da yapılacak. Dünya Ekran Turizmi Zirvesi, film ve televizyonlarda görülen mekanlara yapılan turizmin yükselen bir pazarı olan 'set-jetting'[1] konusunda Birleşik Krallık ve uluslararası en iyi uygulamaları sergilemeyi amaçlıyor. Son araştırmalara göre Set-jetting, bir çok tur operatörü ve danışmanlık firması tarafından global seyahat trendlerinden biri olarak gösteriliyor. Zirve, turizm operatörleri, destinasyon ve çekim pazarlama direktörleri, otel grupları ve Birleşik Krallık ve yurtdışındaki ekran ve film komisyonları için hedefleniyor. Zirve’de film turizmi pazarlaması, destinasyon markalaşması, halkla ilişkiler ve sosyal medya kampanyası geliştirme konularında uzman konuşmacılar yer alacak.

Zirve'nin lansmanı, "Paddington in Peru" ve "Gladiator II" gibi filmler, "Emily in Paris", "Bridgerton" ve "The White Lotus" gibi TV dizilerinin tüketicileri harekete geçirmesinin ardından ekran turizmi için en önemli yıllardan birinin sonunda gerçekleşiyor. Zirve organizasyonunun paydaşlarından VisitBritain CEO Patricia Yates, “Filmler ve televizyon şovlarının seyahat için güçlü motivatörler olduğunu biliyoruz ve Birmingham'daki Dünya Ekran Turizmi Zirvesi'ni desteklemekten mutluluk duyuyoruz. Bu, yaratıcı endüstri liderlerinden ve destinasyonlardan fırsatları değerlendirme konusunda değerli bir fırsat.” Açıklamasında bulundu. Ayrıca, 2025 Ocak ayında başlatacakları 'Starring GREAT Britain' kampanyasıyla  zamanlama da çok uygun. Bu kampanya ile Britanya, "gösterinin yıldızı olacak". İfadesini sözlerine ekledi. Tam da bu noktada VisitBritain tarafından gerçekleştirilen konuyla ilgili bir araştırmadan da bilgiler vermek istiyorum:

Araştırmaya göre, Birleşik Krallık’a potansiyel ziyaretçi olan 10 kişiden 9’unun film ve televizyon mekanlarını ve ekranda görülen yerleri ziyaret etmeye hevesli olduğu gözüküyor.

Ekran turizmi, Birleşik Krallık'a gelen ziyaretçiler ve Birleşik Krallık'a seyahat etmeyi düşünenler arasında etkili bir trend olarak öne çıkıyor. 

Londra, ekran turizmi için en büyük potansiyeli gösteriyor ve Birleşik Krallık ziyaretçileri ile seyahat etmeyi düşünenler arasında en fazla ilgiyi çekiyor. Film ve televizyon, Londra dışındaki seyahatleri motive etmede de önemli bir rol oynamaya devam ediyor. 

Ekran turizmi, tüm demografiler arasında popular ancak gençler arasında daha fazla etkiye sahip.

Son 10 yılda Birleşik Krallık’a tatil amaçlı seyahat edenlerin %70’i Birleşik Krallık’ta bir film veya televizyon mekanı ziyaret etti.

Ekran turizmi trendi, daha genç demografiler arasında en güçlü şekilde yankı bulmaktadır. 35-54 ve 55+ yaşlarındaki seyahat edenlerle karşılaştırıldığında, 18-34 yaş arası bireylerin Birleşik Krallık’a tatil amaçlı seyahatlerinde film veya televizyon mekanlarını ziyaret etme eğilimleri daha yüksek. Film ve televizyon mekanları, aynı zamanda Londra dışındaki bölgeleri ziyaret etme kararında daha fazla etkili olmakta ve gelecekte Birleşik Krallık’a seyahat etme kararını motive eden bir faktör.

Gelelim dünyaya...çok yakın geçmişte, Fransa Cumhurbaşkanı ile Roma Belediye Başkanı arasında polemiğe neden olan ve neredeyse diplomatik krize yol açan konu da "Emily in Paris" adında Netflix'te yayınlanan bir diziydi. Macron dizinin Fransa'nın imajına katkı sağladığını ve ülkenin çekiciliğini artırdığını söyledi. Ünlü Sinema dergisi Variety'e verdiği röportaj'da da eşi Brigitte Macron'un dizinin bir bölümünde yer almasından büyük gurur duyduğunu ifade etti.  Emily'nin Roma'ya taşınması gündeme gelince de ortalık birbirine girdi ve mesele dünya çapında gündem oldu. Roma Belediye Başkanı Gualtieri "Sevgili Emmanuel Macron endişelenmeyin: Emily Roma'da çok iyi durumda, sonuçta kalbinize söz dinletemezsiniz: Bırakın o seçsin" diyerek polemiği alevlendirdi. İki ülke Emily'i kendilerine istiyor, nedeni açık..Dizi'nin yarattığı imaj, ekonomi ve kültürel etki...Bu dünya böyle! Şunu da unutmamak gerekir bir "yer" hikayesinin güzel, çekici olması şart. Ana hikayeniz güzel değil ve umut vermiyorsa destinasyon tanıtımında işiniz çok zor.

Ne diyelim…Darısı dizi ihracatında büyük aşama kaydeden Türkiye’nin başına. Ancak önce bir strateji gerekir; ne yapmak istediğimizi açıklayan, hedefleri belirleyen ve araçları ortaya koyan; birlikte ve iş birliği esasına dayalı bir sektör stratejisi...Burada yerel yönetimlere de çok iş düşüyor...Başarıyı tesadüflere bırakırsak, o tesadüfler her zaman sizi bulmayabilir...



[1] "Set-jetting (veya bir mekân tatili yapmak), filmlerin çekildiği yerlere seyahat etme trendidir. Örnekler arasında James Bond filmlerinde olduğu gibi Londra'da yüksek hızlı bir tekneyle tur yapmak veya Jane Austen uyarlamalarında görülen görkemli evleri ziyaret etmek yer alır. Bu terim, üst sınıf toplumunda lüks seyahatin bir biçimi olan jet-setting teriminden türetilmiştir."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti...

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimiz...

COĞRAFİ İŞARETLER VE YÖRE (Farklı bir hikaye)

  (Fransa Bisiklet Turundan-2024) ...Ülkemizde coğrafi işaret sistemini incelemek ve eksikleri ortaya koymak çok önemlidir çünkü tadın yansıması olan yöre kavramını içselleştirmemize coğrafi işaretler aracı olacaktır. Cİ sistemini bir sacayağı olarak simgeleştirdiğimizde tescil, yönetişim ve denetim unsurlarının gereğinin eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi gerçeği ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz...  Yöre kavramı Bu yazıda Türkiye’de son yıllarda oldukça popüler hale gelen coğrafi işaretler ve buna bağlı olarak yöre kavramının ne ifade ettiği kültürel bağlamında değerlendirilerek temsil ve iletişim aracı olarak yer, insan ve ürün ilişkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yöre tanımı TDK’da şöyledir: Bir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü; havali, mahal, civar. Bir değerlendirmeye göre yöre, kendine mahsus alametleri bulunan bir bölgeciktir. Böyle bir coğrafi yöre, geçmişte olmuş ve bugün olmakta bulunan olaylar ve objelerin bileşmesidir...