Ana içeriğe atla

Turizm ahvali…Kısaca.

 


Turizm yörelerinde yakınılan pahalılık, her türlü çevre kirliliği, otopark, kalabalıklar, toplum dışı davranışlar gibi sorunların çözümüne yönelik yaklaşım tek boyutlu olamaz. Bu sorunların hepsi bir anlayış ve yönetim problemidir...

Ayrıca, hayatın her noktasında sürdürülebilirlik kavramını etkin kılmadan herhangi bir alanda, özellikle de turizmin sürdürülebilirliğinden de bahsedilemez. Kaldı ki turizmi demokratikleştiremezseniz yani topluma yayamazsanız eninde sonunda tıkanırsınız. O nedenle bilhassa yerel halkın desteklemediği ve yerel yönetimlerin etkin olmadığı bir yerde turizmi geçerli olmayan paradigmalarla sürdürmede ısrarcı olmak topluma ve çevreye yük oluşturacaktır. İnsanlar böyle bir sektörü taşımak istemezler. Taşısalar da ona karşı sempati geliştirmezler. Turizm yönetimleri bu konuya eğilmelidir, aksi takdirde insanlarda turizm sektörüne ilişkin algı da deforme olur. Türkiye maalesef bu süreci yaşamaktadır; turizmi demokratikleştirememektedir, yaşanan ekonomik sıkıntılar daha fazla toplum kesimlerini turizm faaliyetinden uzak tutmaktadır.

Sonuç olarak turistlerin size ilişkin ‘bakışını’ kaybettiğiniz anda ve yeni bir 'bakış' üretemediğinizde  ‘eski destinasyon’ oluverirsiniz ve yılların emeği ve yatırımı boşa gider. Özellikle Covid-19’un dünya düzenindeki değişimi hızlandıran etki göstereceğini hep belirtmiştik. Sistem değişiyor…Turizm hayatın aynasıdır;  değişen yaşamı ve insanı tahlil ederek yeni turizmin yönü de tayin olur. Yeni turizm, yeni ‘turist bakışı’ , yeni 'turizm tasarımı' ve yeni 'turizm kurumsallığı' demektir, buna ayak uydurmak lazım...Turizm sektöründen beklenen ise 50 yıllık resmi turizm tecrübesinin gerekli dönüşümü yapması; turizmi demokratikleştirmesi ve ülkenin 'sürdürülebilirlik' dönüşümünde öncü olmasıdır. Yakınmanın ve bilgi çarpıtmanın bu süreçte yeri olmamalıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti...

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimiz...

COĞRAFİ İŞARETLER VE YÖRE (Farklı bir hikaye)

  (Fransa Bisiklet Turundan-2024) ...Ülkemizde coğrafi işaret sistemini incelemek ve eksikleri ortaya koymak çok önemlidir çünkü tadın yansıması olan yöre kavramını içselleştirmemize coğrafi işaretler aracı olacaktır. Cİ sistemini bir sacayağı olarak simgeleştirdiğimizde tescil, yönetişim ve denetim unsurlarının gereğinin eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi gerçeği ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz...  Yöre kavramı Bu yazıda Türkiye’de son yıllarda oldukça popüler hale gelen coğrafi işaretler ve buna bağlı olarak yöre kavramının ne ifade ettiği kültürel bağlamında değerlendirilerek temsil ve iletişim aracı olarak yer, insan ve ürün ilişkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yöre tanımı TDK’da şöyledir: Bir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü; havali, mahal, civar. Bir değerlendirmeye göre yöre, kendine mahsus alametleri bulunan bir bölgeciktir. Böyle bir coğrafi yöre, geçmişte olmuş ve bugün olmakta bulunan olaylar ve objelerin bileşmesidir...