Bu sabah The Guardian Gazetesinde Emma
Beddington’un makalesini* okuyunca hemen aklıma
ülkemizde coğrafi işaretli ürünlerle ilgili uyguladığımız politika geldi. Neredeyse
her gün yeni ürünler eklediğimiz coğrafi işaretli ürünler listemiz ve bunun çevresinde
gezinen tarım, gastronomi, turizm, kültür gibi yine çok önemli konu başlıkları
gerçek ilgiye muhtaç. Önce makalede ne diyor ona bakalım; Fransa’da Normandiya
Bölgesinin en önemli ihracat ürünü ve kültürünün de güzide temsilcisi
Camembert Peyniri varoluşsal bir tehditle karşı karşıya bulunuyor. Peynirin
ticari seri üretimi en önemli unsur olan mantarı yok ediyor ve böylece bilinen
Peynir de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya gelmiş. Bunun üzerine yazar da 'Teşbihte hata olmaz' misali, Normandiya'da adeta "din" gibi kutsanan Camembert'in başına gelenler karşısında genel greve gidilse yeridir derken 'Paris neden yanmıyor!' diye soruyor. Camembert Peyniri ile
ilgili daha geniş bilgi ve hikâyesi için Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu’nun yıllar
önce yaptığı saha çalışmasının yer aldığı YÜciTA Bültenleri 8. Sayısına web
sitesinden ulaşabilirsiniz** Tıpkı
Camembert Peynirinde olduğu gibi aynı durum ünlü Rokfor Peyniri için de
geçerli.
Fransa yıllık 29 milyar
Euro Coğrafi İşaretli Ürünler ihracatı ile Dünyanın lideri konumunda. Avrupa
Birliğinin toplam Cİ Ürünler ihracatı ise 100 Milyar Euro’nun üzerinde. Başta
Fransa olmak üzere genelde Avrupa Birliğinde dünyaya örnek oluşturabilecek Cİ
yönetişimi ve denetimi uygulamaları mevcut. Bu konuda üreticiler çok aktif, kooperatifleşme
üretimin ve yönetişimin sürdürülebilirliğini sağlıyor. Fransa Örneğinde INAO ( The National
Institute for Origin and Quality) Enstitüsü Cİ ürünlerinin yönetimi,
denetimi ve yönetişimi konusunda örnek bir kamu otoritesi olarak öne
çıkmaktadır.
Gelelim ülkemize; bugün itibariyle 1525 tescilli Coğrafi
İşaretli ürünümüz bulunmaktadır. Bu konuda son yıllarda artan ilgi tüm ülkeye
yayılmış durumda. Dünyanın en fazla Cİ tesciline sahip ülkesiyiz, 20 ürünümüz
de AB tesciline sahip. Bu durum potansiyelimizle paralellik gösteriyor ancak iş
tescille bitmiyor! Başlıyor. Özellikle Cİ yönetişimi ve denetimi konusunda
alınacak çok mesafemiz var, YÜciTA’nın sürekli olarak gündeme getirdiği Enstitü
kurulması önerisi ülkemizde de Fransa örneği gibi bir başarıyı yaratabilir.
Ayrıca sistemin merkezinde bulunması gereken üreticiler ülkemizde maalesef çok
gerilerde ve konuyu sahiplenemiyorlar. Üretim biçimlerimizi ve
kooperatifleşmeyi öncelikle gündemimize taşımalıyız. Üreticinin ve üretimin
olmadığı yerde Ci tescili bir şey ifade etmeyecektir.
Bugün başta Paris olmak üzere Avrupa’nın pek çok başkentinde
hükümetlerin ve AB’nin tarım politikalarını eleştiren çiftçiler durumu ortaya
koyarken coğrafi işaretler tarımın ve kültürün en güçlü ortak ifadelerinden biri olarak öne
çıkmaktadır.
**https://yucita.org/file_page_10_YUciTA-Bulten-Sayi-8.pdf
Yorumlar
Yorum Gönder