Ana içeriğe atla

2025’te Gidilecek 52 Yer



Her yeni yıl heyecan ve hedefleriyle başlar. Bu hedeflerin bir kısmı da seyahat  ve ziyaret edilecek yerlerle ilgilidir. İşte bu yerleri öneren listelerin en ünlülerinden biri de The New York Times Gazetesinin “Gidilecek 52 Yer” listesidir (https://www.nytimes.com/interactive/2025/travel/places-to-travel-destinations-2025.html). 

Listede bu yıl da seyahate ilişkin dikkati çeken konuları görmek, yeni veya eski destinasyonların hikayelerini okumak ilgi çekici, özellikle de seyahat severler ve turizm sektörü bileşenleri için... 

Seyahatin anlamı yeniden keşfediliyor, neredeyse 70 yıldır kesintisiz büyüyen (Kovid-19 dönemi hariç) turizm  ve seyahat sektörü neoliberalliğin küresel dünyasındaki coşkunluğunun ardından yeniden şekilleniyor;bazı görüşlere göre 'kapitalizmin şımarık çocuğu' çevresel sınamalar karşısında kendini yeni bir etik değere oturtmanın arayışı içinde. Listeyi incelediğinizde kitlesel olan veya sayı ile ifade edilen bir turizm anlayışını değil, değer yaratan ve insanların yaşam kalitesine katkı veren seyahat deneyimlerini görüyorsunuz. Eski paradigmanın iklimi ve çevreyi tahrip ettiği çok açık ortadayken yeni  bir turizm anlayışı seziliyor, tıpkı yeni bir hayatın mümkün olduğu yönünde artan anlayış gibi...Listede son yıllarda ülkemizden bir destinasyon yer almıyor, halbuki önceki yıllarda listeye girmiş destinasyonlarımız vardı. Bu durum, listeye girebilecek destinasyonumuzun olmadığı anlamına gelmiyor. Listenin yeni eğilimini keşfedememek ya da yeni hikayesi olan bir destinasyonumuzun iletişimini hakkıyla yapamamak bu sonuçla karşılaşmamızın nedenleri olabilir.    Bence ikisi de geçerli. Gerçi yeni hikaye yaratmak için yeni bir vizyon şart...

Öte yandan turizmi geçmişten beri sayılarla ifade etme yanılgımız sürüyor. Üstelik yaşadığımız ekonomik ve toplumsal zorluklar söz konusu yanılgımızı sürekli hale getirirken bu durumu sektör kuruluşlarının eylemsizliği de perçinledi. "Değer" geri plana düşerken otelcilik sektörünün baskın ticari öncelikleri turizmin hikayesi gibi algılandı. Kıssadan hisse, bu liste vesilesiyle; hayata ve turizm’e dair anlayışımızı değiştirmeden başka bir turizmin mümkün olduğunu kavramak zor...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti...

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimiz...

COP29 nedir ve neden önemlidir? *

  COP29 ve İklim Değişikliği ile Mücadelenin Önemi COP29, 11-22 Kasın 2024'te Azerbaycan'ın Bakü şehrinde düzenlenecek olan 29. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'dır. Bu konferans, gelişmekte olan ülkeler için iklim eylemi finansmanının nasıl sağlanacağı konusunda müzakerelere odaklanacaktır. Özellikle, COP28'de yapılan anlaşmaların yetersizliği nedeniyle COP29’da mevcut taahhütlerin korunması ve yeni önlemler üzerinde ilerleme sağlanması kritik bir önem taşımaktadır. İklim Finansmanı ve Yeni Hedefler Finansman, COP29'un önemli gündem maddelerinden biridir. Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yıllık 100 milyar dolarlık bir iklim finansmanı sağlamayı taahhüt etmiş olsa da, bu hedefin gerisinde kalınmıştır. Yeni bir Kolektif Nicel Hedef (NCQG) üzerinde anlaşılması ve bu hedefin gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılaması beklenmektedir. Uyum finansmanı da NCQG’nin bir parçası olarak ele alınmalıdır; ancak bu konuda anlaşma sağlamanı...