Turizm endüstrisi, yaşama ayak uydurma, yani dayanıklılık
konusunda mahir olmalıdır. Turist bu değişimi takip eder, böylece sektör ve
turist arasında değişime endeksli bir ilişki kurulur. Aslında turizm edilgen
yapıda, yaşadığımız dünyanın bir yansımasıdır. Bu yüzden günümüzde turist profili anılarda yer edecek düzeyde bir deneyim ve macera yaşama isteğini
temsil ediyor. Bu istek nedeniyle de turizmin algısı seyahat edenler, yerel
halk, iş ortamı ve hükümet kurumları arasında değişiyor/değişmeli. Kısacası bütün
hikaye değişim üzerine kurulmuş…Bu değişimi anlayan ve turizm endüstrisini ona
göre yeniden tasarlamak isteyen küçük! bir ülkenin turizm vizyonuna göz atalım; HOLLANDA.
Hollanda, Batı Avrupa’da, önemli sayıda Türk’ün de yaşadığı
ve etkin olduğu, turizm bakımından da önde gelen pazarlarımızdan biridir. (Hatta “Düşünün Antalya’da mutlu bir
Hollandalı” diye sözleri olan, 80’li yıllardaki turizm hamlesine eşlik eden bir
şarkımız dahi vardır.) Konya kadar toprağı İstanbul kadar da nüfusu olan
Hollanda kalkınmış ülkeler kategorisinde yer alır. Bir ticaret ve inovasyon
ülkesi olarak da anılır ve özellikle eğitim sistemi ve çocuk refahına imrenilen
referanslar verilir. Shell, KLM, Philips, ING Bank, TomTom, Ajax, Femke Bol ve Karsu gibi hayatımıza
girmiş markaları olan Hollanda ile 400 yılı aşkın diplomatik ilişkilerimiz
var (2012 yılında 400. yıl kutlamaları yapılmıştır), hatta bu yıl da Türkiye
Cumhuriyeti ile Felemenk Kraliyeti arasında imzalanan dostluk anlaşmasının 100.
, iş gücü anlaşmasının da 60 yıldönümleri idrak ediliyor. Hollanda, Türkiye’ye
en fazla yabancı yatırım yapan ülkeler sıralamasında da birinci konumda. Konumuz
turizm olduğundan iki ülkenin ortak bir değeri olan Corendon’u da ayrıca
anmalıyız.
Hollanda Turizm Ofisi (NTBC/Netherlands
Board of Tourism and Convetion) bir nevi Turizm Şurası yerine geçecek çok
taraflı toplantılar neticesinde profesyonel bir çalışmanın ardından 2018
yılında Hollanda Turizm 2030 Stratejisi’ni hazırladı ve yürürlüğe koydu (Bu
konuda geniş bilgiye NTBC web sitesinden ulaşılabilir). Vizyon değişimini
temsil eden bu belgede turizm ile ilgilenen herkesin dikkatini çekecek ve not edilecek hususlar mevcut.
Hollanda turizm endüstrisindeki harcamaların büyüklüğü 2019’da
91.2 milyar Euro’ya ulaşmış, turizm toplam gayri safi yurt içi hasılanın %4,4'ünü
oluştururken, 830.000 iş imkanı yarattığı belirtilmiştir. Pandemi öncesi yürürlüğe
konulan bu yeni vizyonun gerekçesi ise çok bileşenli ve etkin turizm sektörünün
2030’a yaklaştıkça değerinin ve etkisinin daha da artacağı beklentisidir.
“Amacımız, 2030 yılına kadar
her Hollandalının turizmden faydalanmasını sağlamaktır.”
Yeni vizyon “yenilenebilir ekonomi”, “döngüsel ekonomi” gibi
kavramlar eşliğinde sürdürülebilirliği temel almaktadır; belirli kesimlerin
çıkarları yerine ortak çıkarlara odaklanan bir anlayışı temsil ediyor. Toplumun
ortak faydasına odaklanırken fark yaratan anlayış ise turizmin başlı başına bir
amaç değil, amaca yönelik bir araç olduğudur.
Turizm vizyonunun bir diğer temel yaklaşımı, günümüzün
kompleks meselelerine karşı multi disipliner ve birlikte, çoklu yapılarla iş
birliğinde çözüm aramaktır. Bunun zor bir konu olduğu belirtilmekle
birlikte kompleks yapıda olan turizm
endüstrisinin sorunlarına ancak bu şekilde çözüm geliştirilebileceği anlaşılmış.
Bu arada çoğunluğun içine düştüğü bir sorunu da dile getirmişler:
Turizmde sürdürülebilirlik sadece bir pazarlama konusu mudur?
Bir başka ana politika; turizmi sadece işletme ve turist
düzleminden değerlendiren bakış açısı değiştirilerek yerel halk da denkleme
ilave edilmiş.
Özü itibariyle, tüm Hollandalıların faydalanması için
Hollanda'yı hedef alan yeni bir vizyon geliştirilmiş ve uygulamaya konulmuş…
Belirttiğim gibi ilgili web sayfasından detaylıca
incelenebilir ancak fikir edinmek için vizyona ilişkin bazı noktaların altını
çizmem gerekirse:
Turizmin
fırsatları ve zorlukları
Artık biliyoruz ki daha
fazlası her zaman daha iyi değildir!
Destinasyon
tanıtımından destinasyon yönetimine
Amaca
ulaşmak için bir araç olarak turizm
Turizmi, refah ve yaşam
kalitemizi etkileyen önemli toplumsal sorunların ve zorlukların çözümüne
katkıda bulunan bir faktör olarak görüyoruz. Amacımız, 2030 yılına kadar her
Hollandalının turizmden faydalanmasını sağlamaktır. Bu hedef doğrultusunda en
önemli temalar şunlardır:
- Hollanda kimliğini
güçlendirmek,
- Yaşam kalitesini artırmak,
- Sürdürülebilirlik
hedeflerimizi gerçekleştirmek,
- İstihdam fırsatları
yaratmak.
Odak
noktamız, ortak çıkarlar ve yerel halkı ön planda tutmaktır.
Bu temalarda, ziyaretçiler,
yerel halk ve işletmeler gibi tüm paydaşların çıkarları bir araya getirildi.
Hollanda'yı geleceğe dayanıklı bir destinasyon haline getirmek için, bu
grupların ortak çıkarlarına katkı sağlayan faaliyetler yürütmeliyiz. Daha önce
turizmin geliştirilmesinde yerel halkın çıkarları göz ardı edildiği için, artık
bu çıkarların öncelikli hale getirilmesi gerekmektedir…
Beş stratejik temel
Turizm, Hollanda'nın kamu
çıkarına ve ortak refahına katkıda bulunan büyük sosyal sorunların çözümünde
bir araçtır.
1. Avantajlar ve dezavantajları dengelemek.
2.
Hollanda'nın tüm bölgeleri çekicidir.
3.
Erişilebilirlik
4.
Sürdürülebilirlik bir zorunluluktur.
5.
Misafirperver bir sektör.
Başarı için üç koşul
A. Turizmin bir politika önceliği olarak belirlenmesi
Turizmin bir
politika önceliği olmalıdır. Ziyaretçi ekonomisindeki tüm aktörlerin
perspektifini genişletmek amacıyla harekete geçmesi gereken bir sektörler arası
turizm anlaşması gerekmektedir. Ayrıca hükümetlerin de açık bir rolü vardır.
Karşılaşılan zorlukların karmaşıklığı ve büyüklüğü, politika alanlarının
birbirleriyle ilişkili olmasını gerektirir. Taraf, bağımsızlık, ulusal
koordinasyon ve kararlılığın gerekliliğini ve değerini kabul etmektedir.
B. Ortak eylem ve yatırım gündemi
Bölge gelişimine,
yeniliğe, ortaklıklar ve politikalara yatırım yapmamız gerekiyor. Bu, belirli
projelere bağlı kamu-özel sektör yatırımlarını gerektirir. Ayrıca, ulusal
hükümetin, eyaletlerin, girişimcilerin ve pazarlama organizasyonlarının
birlikte gerçekleştireceği ve genel olarak destekleyeceği ulusal bir eylem ve
yatırım gündemi gereklidir.
C. Ulusal Veri İttifakı
Güncel, eksiksiz
ve yeni verilere ihtiyaç var. Turizm için bağımsız bir veri ittifakı
geliştirmemiz gerekiyor. Bu veri tabanını, mevcut verileri ve bilgileri hem
bölgesel hem de ulusal düzeyde paylaşmak için kullanabiliriz. Eksik verileri
ise ek araştırmalar yoluyla toplayabiliriz.
Dünya değişiyor…
Paylaşım
ekonomisi
Yeni jeopolitik
durum/Güvenlik kaygıları
Dijitalleşme ve
Teknoloji
Otantiklik ve
şeffaflık
Kişisel gelişim
ve tatmin için seyahat
Fırsatlar…
Önem verdiğimiz
hedeflere katkıda bulunacak bir stratejiyi proaktif olarak geliştirmeliyiz. Bu
hedefler ekonomik olabilir, ancak aynı zamanda bir bölgenin yaşanabilirliği,
ekolojisi veya kimliği de hesaba katılmalıdır.
Bu strateji belgesinde bir vizyon değişimi sergilenmiş; sayısal hedefler yerine ekonomik, sosyal ve çevresel hedefler önceliklendirilmiş. Taktikler olması gereken yerde bırakılmış. OECD’nin yeni tarihli Turizm Eğilim ve Politikaları Raporunun da öne çıkardığı iki konu; turizmin ekonomik, sosyal ve çevresel bir dengeye ihtiyacı olduğu ve turizmin yönetilmeye ihtiyacının bulunduğuydu...Belge teyit ediyor...
NBTC söz konusu vizyon değişimini tam zamanında yaparak yenilenme sürecindeki ekonomik sisteme turizm faaliyetlerinin adapte olmasının önünü açmış. Bugünlerde iyice görünür olan iklim değişikliği, çevresel güvenlik, aşırı turizm, turist vergileri, turist sorumlulukları, yerellik, pahalılık, destinasyon yönetim problemleri vb. pek çok soruna ilişkin yerinde bir öngörüyü de temsil ediyorlar. Covid-19 sınamasından geçen bu vizyonun etkilerini ilk sonuçlarıyla beraber değerlendirmek de mümkün; Amsterdam şehrinin Koronavirüs salgınıyla beraber Doughnut Ekonomi stratejisini yürürlüğe koyması, Hollanda Hükümetinin yeşil ekonomi yaklaşımı tamamen turizmi de bütüncül bir bakış açısıyla ülkenin ana stratejisine entegre etmiş. Ülkenin DNA’sının temsilinde en önemli görevlerden biri de turizme verilmiş...Buradan turizmin herkes için ve tüm ülke için var olması gerektiğini anlamalıyız.
Yorumlar
Yorum Gönder