Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Turizm’in yönetişim anlayışına bir eleştiri…

Günümüzde hâkim sistem politikalarının gözde kavramlarından olan ‘yönetişim’, ‘çok ortaklı bir yönetim’ anlamına gelir. Özellikle 80 sonrası düzende Devleti kamusal alanda sınırlamak, sosyal yönünü törpüleyip sermayeye yer açmak için türetilmiş bir sözcük olarak "olumlu" bir çağrışımla da yüklenmiştir. İlk düşüncede çok ortaklı yönetimin demokrasi ve kamu yararına uygun olması beklentisi yerinde olmakla birlikte özellikle 2000 sonrası tecrübelerimizden küreselleşme ile birlikte ‘yönetişim’ kavramının aslında sermayeyi koruduğu ve çoğalttığını buna karşı toplum adına denetimi de azalttığı görülmüştür. Yani toplum adına ‘kamu yararına’ yapılması gereken ‘denetim’ aşındırılarak toplumun hakkından bir gasp mevcuttur. Turizm de hayatın pek çok alanı ile ilişkili ve bu alanların etkileşimi neticesinde beliren bir sendrom olarak kabul edildiğinde küreselleşmenin bir unsuru/sonucu olarak ‘yönetişim’ kavramını çokça kullanmaktadır. Özellikle turizm yönetimine ilişkin yazında yönet...
En son yayınlar

Yeni Nesil Turizm Yönetimi

Neoliberal politikaların etkisiyle dünyayı saran küreselleşme dalgasının yarattığı ivmenin en belirgin ürünlerinden biri turizm ya da ziyaret ekonomisi oldu. ‘Refah Devleti’ politikalarının krize girdiği 70’ler ve onu takip eden 80’ler sonrası değişen paradigma neticesinde sürekli büyüyen bir turizm endüstrisi ile karşılaşıyoruz. Turizm açısından bu hızlı popülerleşme beraberinde bir takım zorlukları da getirmedi değil. Kimi görüşlere göre turizm, hakim sistemin şımarık çocuğu ifadesiyle nitelendirilmiştir. Uygun bir tabir kullanmak gerekirse bu süreçte turizmin en belirgin “sınama” alanı ‘turizm yönetimi’ olmuştur. ‘Turizm nasıl yönetilmelidir?’ sorusu turizm yöneliminden pay almak isteyen her ülkenin, bölgenin, şehrin hatta köyün gündeminin ilk sıralarında yer almıştır ve almaya da devam etmektedir. Merkezi yönetim? Yerel Yönetim?: Hangi yaklaşım ön planda olmalıdır? Birlikte yönetim (yönetişim) nasıl tesis edilmelidir? Kamu yönetimi ve sivil toplum nasıl bir işbirliği oluşturmalıd...

2025’te Gidilecek 52 Yer

Her yeni yıl heyecan ve hedefleriyle başlar. Bu hedeflerin bir kısmı da seyahat  ve ziyaret edilecek yerlerle ilgilidir. İşte bu yerleri öneren listelerin en ünlülerinden biri de The New York Times Gazetesinin “Gidilecek 52 Yer” listesidir ( https://www.nytimes.com/ interactive/2025/travel/ places-to-travel-destinations- 2025.html ).  Listede bu yıl da seyahate ilişkin dikkati çeken konuları görmek, yeni veya eski destinasyonların hikayelerini okumak ilgi çekici, özellikle de seyahat severler ve turizm sektörü bileşenleri için...  Seyahatin anlamı yeniden keşfediliyor, neredeyse 70 yıldır kesintisiz büyüyen (Kovid-19 dönemi hariç) turizm  ve seyahat sektörü neoliberalliğin küresel dünyasındaki coşkunluğunun ardından yeniden şekilleniyor;bazı görüşlere göre 'kapitalizmin şımarık çocuğu' çevresel sınamalar karşısında kendini yeni bir etik değere oturtmanın arayışı içinde. Listeyi incelediğinizde kitlesel olan veya sayı ile ifade edilen bir turizm anlayışını...

FİLM (Ekran/İçerik) TURİZMİ-II

  Daha önce bu Blok'ta yazdığım ( https://irfanonal.blogspot.com/2021/10/film-ekranicerik-turizmi.html ) aynı başlıklı yazının devamı niteliğinde bir yazı yazma gereksinimi okuduğum bir haberden kaynaklı olarak gelişti. İngiltere merkezli haberin başlığı şöyleydi: İlk kez düzenlenen Dünya Ekran Turizmi Zirvesi Birmingham'a geliyor . İlk kez düzenlenecek Dünya Ekran Turizmi Zirvesi – SET-JET25, 2025'in sonlarına doğru (21 Kasım 2025) Birmingham'da yapılacak. Dünya Ekran Turizmi Zirvesi, film ve televizyonlarda görülen mekanlara yapılan turizmin yükselen bir pazarı olan 'set-jetting' [1] konusunda Birleşik Krallık ve uluslararası en iyi uygulamaları sergilemeyi amaçlıyor. Son araştırmalara göre Set-jetting , bir çok tur operatörü ve danışmanlık firması tarafından global seyahat trendlerinden biri olarak gösteriliyor. Zirve, turizm operatörleri, destinasyon ve çekim pazarlama direktörleri, otel grupları ve Birleşik Krallık ve yurtdışındaki ekran ve film komisyon...

COP29 nedir ve neden önemlidir? *

  COP29 ve İklim Değişikliği ile Mücadelenin Önemi COP29, 11-22 Kasın 2024'te Azerbaycan'ın Bakü şehrinde düzenlenecek olan 29. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'dır. Bu konferans, gelişmekte olan ülkeler için iklim eylemi finansmanının nasıl sağlanacağı konusunda müzakerelere odaklanacaktır. Özellikle, COP28'de yapılan anlaşmaların yetersizliği nedeniyle COP29’da mevcut taahhütlerin korunması ve yeni önlemler üzerinde ilerleme sağlanması kritik bir önem taşımaktadır. İklim Finansmanı ve Yeni Hedefler Finansman, COP29'un önemli gündem maddelerinden biridir. Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yıllık 100 milyar dolarlık bir iklim finansmanı sağlamayı taahhüt etmiş olsa da, bu hedefin gerisinde kalınmıştır. Yeni bir Kolektif Nicel Hedef (NCQG) üzerinde anlaşılması ve bu hedefin gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılaması beklenmektedir. Uyum finansmanı da NCQG’nin bir parçası olarak ele alınmalıdır; ancak bu konuda anlaşma sağlamanı...

Turizmin kıskacı...Az gelişmişlik.

Türkiye turizmde 70’lerin sıkışıklığından kurtulmalı. Bunun için komple yeni bir tasarım oluşturmalı; turizm demokratikleşmeli ve tabana yayılmalı, eğitim öncelikli olmalı, yerel yönetim anlayışı etkinleşmeli ve iyi yönetim hedeflenmeli.  Bugün dünyanın en çok ziyaretçi alan 10 destinasyonu içinde olmak bunun her geçen yıl artan sosyal, çevresel ve kültürel yükünün görülmesine engel olmamalı.  Turizme adım attığımızda da gelişmekte olan bir ülkeydik ve hala öyleyiz. Paradigma değişti ve dolayısıyla turizm de değişti. Artık turist ve ev sahibi toplum arasında denge öncelikli hale geldi ve sürdürülebilirlik anlayışı kültürel ve doğal varlıkların çevresel güvenliğinin garantisi olarak düşünülüyor. Kısaca, doğru bir tasarımla turizm pek çok alanı sürdürülebilir kılabilir ve topluma fayda sunabilir. Bu yapılmazsa turizmde aşağı yönlü bir hareket süreklilik kazanacaktır ve fedakarlık yükümüz artacaktır. Günü geldiğinde de yeni paradigmayla sahaya çıkan rakipler karşısında zorluk yaş...

SAKURA VE DORAYAKİ…

  Bir film farklı açılardan yorumlanabilir. Türkçeye ‘Umudun Tarifi’ olarak çevrilen ‘Sweet Bean’ adlı 2015 yapımı Japon Filminin konusu çarpıcı bir insan hikâyesi olarak öne çıkıyor ancak film Japon mutfağına ait bir ‘tarif’ ve Japonya imajının güçlü ögelerinden ‘sakura’ vurgusuyla kültürün açık bir gösterimini de bizlere sunuyor. Bu bakımdan çok iyi bir seyahat filmi; filmle ilgili yapılan eleştiri ve yorumlarda bu noktaya değinilmediği için ben de bu konuya değineyim istedim. Fimdeki  tarif, ‘Dorayaki’ bir Japon tatlısı. Kiraz ağaçlarıyla kaplı bir sokağın köşe başında yer alan küçük bir dükkânda Dorayaki satıcısı orta yaşlarda bir adamın yaşlı bir kadınla tesadüfi karşılaşmasıyla Dorayaki tarifinin büründüğü anlatımın gücünü görüyoruz. Dorayaki'nin yapımında gösterilen özen yaşlı kadının Azuki Fasulyeleri hakkında söylediği “Bu dünyada her şeyin anlatacak bir hikâyesi vardır” sözüyle çok çarpıcı bir şekilde aktarılıyor. Sakura zamanı Kiraz Ağaçlarının güzelliği izleyiciyi ...