Ana içeriğe atla

G20 Bali Liderler Bildirisinin Ardından, ( Turizm ve kültür hakkında...)

 


insan merkezlikapsayıcısürdürülebilirdirençliyeniden inşagüvenlibağlantıkesintisiz seyahatbilgiye dayalı ekonomiyaratıcılıkfikri mülkiyet haklarıyaratıcı ekonomiinsan sermayesi geliştirmedijital dönüşümyenilikçilikkamu-özel sektör ortaklıklarısürdürülebilir korumayerel turizm topluluklarıKOBİ’lerdoğal ve kültürel mirasın korunmasıyenilikçi finansmankültürün rolüsürdürülebilir kalkınmakültürel çeşitlilikkültür sanat ve miras sektörlerikültürel ekonomikamu teşviklerisürdürülebilir yatırımlarkoruma

Uluslararası sistemde en büyük 20 ekonomin oluşturduğu G20 platformuna bu yıl Endonezya başkanlık yaptı. Bali’de 15-16 Kasım 2022 tarihlerinde gerçekleşen liderler toplantılarının sonucunda yayınlanan Liderler Bildirisi ise bir yıl boyunca çeşitli konularda gerçekleşen toplantıların sonuçlarını içermesi bakımından önemlidir. Bildirinin 47 ve 48. maddeleri kültür ve turizm konularıyla ilgilidir. Global turizm endüstrisinin %75’ine denk ekonomilerin oluşturduğu G20 grubunun bu konulardaki beyan ve odakları bizi turizm ve kültür endüstrilerinin gelecek politikalarının yönü konusunda bilgilendiriyor. Söz konusu maddeler:

-Küresel toparlanma için turizmin önemli rolünü ve daha insan merkezli, kapsayıcı, sürdürülebilir ve dirençli bir turizm sektörünün yeniden inşası için topluluk temelli yaklaşımı yeniden teyit ediyoruz. Güvenli uluslararası hareketliliği ve bağlantıyı güçlendirmenin ve turizmin toparlanmasını sağlamak için Covid sonrası kesintisiz seyahatin hayati önemini kabul ediyoruz. Ayrıca bilgiye dayalı ekonomi, insan yaratıcılığı ve fikri mülkiyet haklarını içeren yaratıcı ekonominin ticari ve kültürel değerleri korurken insan sermayesi geliştirme, dijital dönüşüm, yenilikçilik, kamu-özel sektör ortaklıkları, sürdürülebilir koruma yoluyla yerel turizm topluluklarının ve KOBİ’lerin dayanıklılığını artırmaya, doğal ve kültürel mirasın korunmasına ve yenilikçi finansmana katkıda bulunduğunu kabul ediyoruz.

- Kültürün rolünü, sosyal ve ekonomik faydalarının ötesinde değerini içselleştirmiş şekilde sürdürülebilir kalkınma için kolaylaştırıcı ve itici güç olarak yeniden teyit ediyoruz. Kültürel çeşitliliği sürdürülebilir yaşam için bir kaynak olarak kullanan ve kültür, sanat ve miras sektörlerinde çalışanların katkısına değer veren kapsayıcı ve eşitlikçi bir ekosistemi her düzeyde destekleyen politikalar geliştirmeye kararlıyız. Her fırsatta, yerel topluluklar ve yerli halklar dahil olmak üzere halklarımızın kültürel mirasına saygı duyacağız, onları koruyacağız ve yaşatacağız. Kültürel ekonomiyi güçlendirmek için kamu teşviklerini ve özel sektörden sürdürülebilir yatırımları destekliyoruz. İlgili UNESCO Sözleşmeleri ve ulusal yasalara uygun olarak, kültürel mirası koruyacak, kültürel varlığın yasa dışı ticaretiyle mücadele edecek ve gerçek sahibine/menşe ülkesine iadesini teşvik edeceğiz.

Her zaman sözünü ettiğimiz turizm ve kültürün sinerjik veya simbiyotik ilişkisinin bu bildiride de vurgulandığını anlıyoruz. Ayrıca söz konusu sektörler için odaklanacağımız konular da teyit edilmiş.

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimizin “

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi