Türkiye için 2030 turizm vizyonu: Turizmin değişim
gücünden yararlanmak…
Turizmin son 20 yıldaki hızlı gelişimi beraberinde ekonomik, sosyal ve çevresel dengesizlikleri de getirmiştir. Bu durum Covid-19'un etkisiyle yerelde de büyük etkilerle ortaya çıkmıştır.
Pandemi, turizm politikasını derinden değiştirdi. Şimdi birçok ülke hızlı bir şekilde turizm politikalarını çevreye saygılı ve sürdürülebilir gelişme ilkeleri uyarınca revize etme ihtiyacı hissediyor ve bu yönde çalışmalarını hızlandırıyor.
Bu amaca ulaşmak için ise; toplu bir bakış açısıyla oluşturulmuş bir işbirliği ve network yaklaşımına ihtiyaç var. Bu amaca sektörün ve sivil toplumun verileri ve desteğiyle ulaşılabilecektir; çevresel sürdürülebilirliğe, çeşitliliğe, yenilikçi yaklaşımlara ve ziyaretçi yönetimine özel önem verilmelidir.
Söz konusu bu gereklilikler yerine getirilmeye çalışılırken her yere ve topluma uygun bir “tek” çözüm formülü de bulunmamaktadır. Destinasyonlar bu yaklaşımı genel ilkelere uygun olarak kendi sosyal, ekonomik ve kültürel yapılarına uygun bir biçimde oluşturmalılar.
Ancak bütün destinasyonların bu noktada dikkat etmeleri ve saygı göstermeleri gereken kural ise "yönetişim" yani; etkin, şeffaf, geniş temsile dayalı, çok katmanlı bir yönetim mekanizması.
Bu amaçla;
Covid-19 öncesi turizm politikalarına ilişkin negatif yönleri eleyerek turizmin
gelecek vizyonu için öncelikle çevresel, sosyal ve kültürel sürdürülebilirliği
özümseyen bir anlayışla turizmin başarısının yeni algısını yaratarak bu noktada
bir paradigma değişimi gerçekleştirilmelidir.
Politika yapıcıların turizmi daha geniş perspektifle ilişkilendirerek kalkınma politikaları içinde düşünmeleri ve bunun sonucu olarak da sektör ve yerel halkın da içinde olduğu entegre politikalar üreterek politika-endüstri-toplum (Paydaşlar işbirliği) anlayışının yaygınlaşması gereklidir.
Yeni turizm ekonomisinde sürdürülebilir politika ve uygulamaların başat olması gerekmektedir.
Buna bağlı olarak turizm iş modellerinde de çevreye duyarlı pratikler yaygınlaşarak ulaşımda, yiyecek içecek sektöründe ve değer zincirinin diğer halkalarında teknolojinin yardımıyla ziyaretçinin yönetimi de daha etkin sağlanmalıdır.
Turizmi daha iyi yönetmenin ilk koşulu ilgili tüm alanları -turizm ekosistemini- daha iyi ölçmek ve izlemekten geçer. Turizm stratejileri ve yeniliklerini hayata geçirmek için turizmle ilgili her alanın daha iyi ölçülmesini sağlayacak, veri akışı sağlayacak güvenilir yapıların oluşturulması gereklidir.
Covid-19 pandemisi tam 70 yıldır sürekli büyüyen turizm endüstrisinin daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir sistem içinde vizyonunu yenilemesi gerekliliğini gözler önüne sermiştir. Söz konusu süreci hızlandırmıştır. Hemen pandemi öncesini düşündüğümüzde; 1.5 milyara ulaşmış turist rakamını görüyoruz. Yıllık %4 seviyelerinde global büyüme söz konusuydu. Turizm geliri 2000 yılında 495 milyar dolar iken 2019'da bu rakam 1.5 trilyon dolara ulaştı. Bu aynı zamanda global ürün ve hizmet ihracatının %7'sine tekabül ediyor. Global anlamda her 10 istihdamdan 1'i turizmden kaynaklanıyor. İşte ekonomik olarak da bu noktaya varmış ancak sürdürülebilirliği için paradigma değişimine ihtiyacı olan bir turizm endüstrisi ile karşı karşıyayız.
Turizm;
istihdam ortamı
yaratıyor,
bölge, şehir ve
yerel ekonomileri canlandırıyor,
yenilikçi küçük
ölçekli işletmelere fırsatlar sunuyor,
doğal ve kültürel
varlıkların tanıtımı için ortam oluşturuyor ve
ulaşım ve üst
yapıların gelişmesine destek oluyor.
Tasarlanan paradigma değişimi ile öncelikle destinasyon tanıtımı anlayışından destinasyon yönetimi anlayışına geçilmelidir.
'Herkes için Turizm' anlayışı benimsenmelidir. Bu şekilde turizmin iyiliği ve ekonomik yararları toplumun tüm kesimlerince hissedilecektir. Bu anlayışta; turist, yerel halk ve turizm çalışanlarının mutluluğu ve esenliği öncelikli olmalıdır.
Turizmin yararları ve sınırları arasında bir denge oluşturulmalıdır. Söz konusu sınırlarda öncelikli konu sürdürülebilirlik olmalı ve turizmin kültürel etkileri de ölçülmelidir.
Turizm herkes için yapılırken bir öncelik de turizmin ülkenin her yerine yayılması, etkili bir ziyaretçi yönetimi yapılarak belirli bölgelerin yıpranmasının önüne geçilmelidir: 'Türkiye için Turizm' anlayışı yerleşmelidir.
Ulaşım sistemi ağı her destinasyonu kolayca erişilebilir kılmalı ve herkes için erişilebilir olmalıdır.
Turizm çalışanlarının esenliği ve sürekli eğitimi sağlanmalıdır.
Ülkenin genel yönetimi içinde de; turizm stratejik bir alan olarak öncelikli olmalıdır.
Turizm veri, araştırma ve strateji enstitüsü kurulmalıdır.
Turizmin gelecek ihtiyaçları için yeni altyapı ve insan kaynağı ihtiyacı olacaktır.
Doğal ve kültürel kaynakların korunması, bu alanlarla oluşturulacak çoklu işbirlikleri ve yeni vizyon gerekliliğini yönetebilecek bir yönetim yaklaşımı oluşturulmalıdır.
Turizmin gelecek vizyonuna yardımcı olacak ve hedeflerine ulaşmasını sağlayacak teknolojik ve dijital gelişmelerin adapte edilmesi önemlidir.
Turizmin çok katmanlı yapısı, hayatın ve ekonominin neredeyse her alanıyla kesişmesi nedeniyle sürdürülebilir politikaların toplumda ve ekonomide yerleşmesini sağlamak için turizm liderlik yapacaktır. Böylece ekonominin sürdürülebilirlik ilkelerine adaptasyonu daha kolay olacaktır. Turizmin bu kapsayıcı ve etkili yapısı kullanılmalıdır.
TURİZM 2030 VİZYONU
Turizm, bir sektör veya endüstri olmanın
ötesinde bir olgudur. Turizmi kavramaya çalışırken bir olgu olarak yaklaşmak dar
çerçeveli değerlendirmeleri etkisizleştirecek ve turizm ekosistemini daha iyi
anlamamızı sağlayacaktır.
Öncelikle turizm bir insan hareketidir, merkezinde insan vardır. İnsanın
bir yerden başka bir yere hareketinin sonucunda psikolojik, sosyolojik ve
ekonomik etkiler oluşmaktadır. Böylece turizm pek çok disiplinle ortak alanlara
sahiptir. Söz konusu bu durum bize turizmin yapısına dair ipuçlarını da verir.
Yaygın bir anlayış olarak turizmin “döviz kazandırıcı” bir faaliyet olarak
değerlendirilmesi günümüz için eksik bir değerlendirme olacaktır. Turizmin
geldiği nokta itibariyle değerlendirildiğinde 2030 vizyonu çok taraflı ve
etkileşimli, pek çok alanla işbirliği ve koordinasyonu gerektiren bir özellik
taşımalıdır. Ayrıca global turizm endüstrisinin odaklandığı teknolojik devrim
ve yeşil mutabakat veya net sıfır emisyon hedefleriyle de %100 uyumluluk
sağlanmalıdır.
Turizm 2030
vizyonunun yapısal özellikleri:
İnterdisipliner;
Turizm interdisipliner yapıdadır. Pek çok disiplin (teknoloji, ekonomi,
iletişim, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, arkeoloji, tarih, coğrafya,
mühendislik, mimarlık, tıp vb.) turizmle ilgilidir. Bu nedenle, turizm için geliştirilecek
herhangi bir model, paradigma veya stratejinin sürdürülebilirliği için çeşitli
disiplinlerle etkileşiminin göz önünde bulundurulması gerekir. Böylece pek çok
alanla kesişen noktaları olan turizme ilişkin daha doğru değerlendirmeler
yapılabilir ve alınacak kararların geçerlik derecesi yükselir.
Simbiyotik; Turizmin çok
çeşitli yapısı ve etki alanının genişliği başka alanlarla ilişkisini de
etkilemektedir. Özellikle kültür alanıyla kurulan sinerjik ilişki turizmin
alternatif arayışlarında başat rolü oynamış ve günümüzde etkin turizm
çeşitlerinden biri haline gelmiştir. Söz konusu sinerjinin teknoloji, sağlık
gibi alanlarla da başarılı bir şekilde oluştuğunu görebiliriz. Ancak
yaşadığımız şartlarda bu ilişkinin “simbiyoz” (ortak yaşam) –birbirine daha çok
fayda sağlayacak- aşamaya gelinmiştir. Böylece turizm başta kültürle olmak
üzere çeşitli alanlarla oluşturacağı simbiyoz ilişkiyle sürdürülebilir
kalkınmayı, yaşam kalitesini artırmayı (ziyaretçi ve yerel halk) ve çevreye
olan etkisinde net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı başarmalıdır.
Network; Günümüzde hiçbir
amaç sizin dışınızdaki alanların katkısını almadan ve işbirliği yapılmadan
ulaşılabilir değildir. Network anlayışı amaçlara erişimi sağlamaktadır. Turizm
de pek çok sektörle ve insanlarla bağlantılıdır. Bu bağlantı hem üretimin hem
de bilginin karşılıklı olarak artmasını sağlar. Network anlayışının turizmde
kurumsallaşması söz konusu bilgi, ürün ve insan bağlantılarının süreklilik
kazanması ve arzu edilen çıktının da artması anlamına gelecektir.
İletişim; Turizmin
yapısıyla ilgili olarak şu ana kadar anlattıklarımızın güçlü bir iletişimle
desteklenmesi önemlidir. Ulusal ve uluslararası iletişim turizm ürünlerinin ve
destinasyonların markalaşma sürecinin güçlenmesini sağlayacaktır. İletişim,
diplomasinin çeşitli dallarını (kültür, turizm, kamu, bilim, sağlık, spor,
ekonomi vb) bir stratejiye dayalı olarak ahenkle yönetmelidir.
Turizm 2030
vizyonunun yönetsel özellikleri:
Koordinasyon ve
işbirliği; Turizm ekosisteminin büyüklüğü turizm yönetimini de
zorlaştıran bir unsurdur. Bu nedenle turizm yönetiminde etkin kamu, özel ve
sivil inisiyatif koordinasyonu ve işbirliği gerekmektedir. Bu durum kısaca
“destinasyon yönetimi” olarak adlandırılır. Turizmde destinasyon yönetimi bir
yerin bütün olarak algılanmasını gerektirir ve “yaşanabilir”, “ziyaret
edilebilir”, “yatırım yapılabilir” sıfatlarının destekçisi olmalıdır. Bu açıdan
değerlendirildiğinde yerel yönetimler çok önemli konumdadırlar. Söz konusu
koordinasyon ve işbirliğini destinasyonlarda hayata geçirecek kurumsal
yapılanmanın da ülkenin ve toplumun şartlarına uygun olarak oluşturulması ve
işletilmesi gereklidir.
Yönetişim; Günümüzde her
alanda şeffaf, hesap verilebilir ve sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu
yönetişim ilkelerinin yerleştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle turizm
yönetimini kolaylaştıran ve sürdürülebilir gelişmesini teminat altına alan
kamu-özel-sivil inisiyatif birlikteliğinin yerelde kurumsallaşması yönetişim
anlayışının etkin kılınmasıyla mümkün olacaktır.
Turizm veri,
bilgi ve teknoloji enstitüsü;
Turizm toplumsal hayatımızda çok çeşitli alanlarla örtüşen veya kesişen
alanları nedeniyle sürekli değişimi esas olan bir olgudur. Toplumsal hayatımız,
davranışlarımız, destinasyonlar, ürünler ve teknoloji sürekli değişim içinde ve
bu değişim yeni paradigma, strateji, veri ve bilgi üretimini gerekli
kılmaktadır. Bu nedenle turizme yön verebilmek ve gelecek stratejilerinin
oluşmasında turizm yönetimine yardımcı olacak veri ve bilgi toplama,
değerlendirme, araştırma yapma ve strateji üretme, yeni teknolojileri izleme
işlevini yerine getirecek kurumsal bir yapılanmaya ihtiyaç bulunmaktadır.
Merhaba Genel Müdürüm, öncelikle yeni yılınız kutlu olsun.... Birçok detay içeren çok yararlı bir yazı kaleme almışsınız. Yazıda, turizm için ihtiyaç olan kurumsal bir yapıdan bahsetmişsiniz....bence söz konusu yapının "yaptırım ve (yerinde) denetleme" mekanizması da olmalı. Saygılarımla
YanıtlaSilKatkınız için çok teşekkür ederim. Ben de yeni
YanıtlaSilyılınızı kutlarım...