Ana içeriğe atla

Destinasyon tanıtımında müzik ve hikâye anlatımının yeri





Turizm iletişiminde yer, duygular ve hafıza arasında çok önemli bir bağ bulunuyor. Özellikle duygular ve hafıza arasındaki ilişkiyi ortaya koyan birçok bilimsel çalışma ve makale mevcut. Bu çalışmalar gösteriyor ki, günümüzde beyin birçok uyarıcıya maruz kalmakta ve bunları kendi sistemi içinde ya hemen unutmakta ya da bir yerlere atıp hafızaya kaydetmekte. İşte bu süreçte hatırlanan olmak çok önemli.. İletişim ve pazarlamanın bilimsel anlamda incelediği bu alanlara çok girmeden bu yazının konusunu daha çok örnekler üzerinden giderek turizm tanıtım kampanyalarının müzikle ilişkisine değinecek, nitelikli içerik üretmenin ve hikâye anlatımının önemine vurgu yapıp duyguları harekete geçirerek hafızalarda yer edinmenin turizm destinasyonları için önemini vurgulamak istiyorum.

Turizm kampanyaları artık şu gerçeği içselleştirmiş durumda: Duygulara hitap edeceksiniz!

Destinasyonlar için duyguları harekete geçirip (çok çeşitli olabilir) zihinlerde yer edebilmenin en önde gelen koşulu anlamlı içerik üretmek ve güçlü hikâye anlatımına sahip olmaktan geçer. Artık hepimiz şunu biliyoruz ki turizm bir yere varmakla ilgili bir şey değil. Bu anlamda destinasyon kelimesinin sözcük anlamının da belki irdelenmesi, en azından turizmle ilişkisinin yeniden düşünülmesi gerekiyor. İnsanlar seyahate kendilerine ulaşmak, kendilerini keşfetmek için çıkıyorlar; deneyim yaşamak, başka kültürleri anlamak, onlar gibi yaşamak, yemeklerini tatmak, müziklerini dinlemek istiyorlar. Bu anlamda dilimizdeki “yolculuk” kelimesi bütün bunları daha iyi karşılıyor aslında.

Turizm, insanın kendisine doğru bir yolculuğu artık. Bu yolculuğu anlamlandırabilen yerler insanları kendilerine çekebiliyorlar.

Konumuzu biraz daha daraltıp bu yazının devamında, zihinlerde yer tutabilmek için duyguları harekete geçiren içeriklerden, müziğe değinmek istiyorum:

Turizm iletişiminin müzikle ilişkisi -Turkey Home projesi örneğinde-

Ülkemizin 2014-2019 yılları arasında dünyayla iletişimini sağlayan kültür ve turizm diplomasisinin şemsiye yaklaşımı olan Turkey Home projesi müziği bir iletişim aracı olarak çok güçlü bir şekilde kullanmıştır. Bu kapsamda üretilen içeriklerin müzik alt yapıları ayrıca çalışılmış ve Türk Müziği de bir iletişim aracı olmuştur. Turkey Home tarafından ilk kez, müzelerimizde ve simge mekânlarda gerçekleştirilen canlı müzik dinletileri, önemli konserler sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayın veya sonradan yapılan yayınlarla milyonlarca insanla buluşturulmuştur. Sonuç olarak sosyal medya üzerindeki etkileşimlerin yoğunluğu da müziğin etkisini göstermiştir. Bu alanda asıl dikkat çekici sonuç ise kampanya bünyesinde üretilen video ve tanıtım filmlerinin müziklerinin elde ettiği başarı olmuştur. 2015 yılında Matador Network ile yapılan stratejik iş birliğinin sonucunda üretilen destinasyon tanıtım filmlerinin müzikleri sosyal medyadaki etkileşimlerinde çok büyük başarı göstermiş ve insanların ilgi ve beğenisini kazanmıştır. Bknz.:






Dikkate değer bir diğer  çalışma da, yurt dışındaki televizyonlarda, sinema salonlarında ve Turkey Home kampanyasının sosyal medya kanallarında gösterilmek için hazırlanan “Home of Turquoise” filmi ve müziği için 2015 ve 2016 yıllarında yapılmıştır.  Turkey Home kampanyasının yaklaşım ve tarzını ifade eden Home of Turquoise tanıtım filmi, önceki tanıtım filmlerinden pek çok alanda ayrılmaktadır. Filmde pek çok teknik yenilik olmakla birlikte filmin asıl bakış açısındaki değişime değinmekte fayda var. Ülkemizin sayısız değerleri içinde sadece bir tanesine odaklanarak onunla ilgili duygulara hitap eden, karmaşadan uzak, insan ve onun deneyimine odaklanmış film, yaklaşımındaki özellikleri ve teknik üstünlükleri nedeniyle CIFFT (International Commitee of Tourism Film Festival) tarafından 2016 yılının en iyi turizm filmi seçilmiştir. Burada filmin müziği için ise ayrı bir parantez açmak gerekir. Filmin başarısında müziğinin de önemli payı olmuş ve duyguları harekete geçirip zihinlerde yer etmesinde büyük pay sahibi olmuştur. Sosyal medyada filmin müziğiyle ilgili tüm yorumlar bu duruma işaret etmektedir. Filmin müzikleri Marios Takaushis tarafından bestelenmiş, orkestrasyonu; Harry Potter, Gravity, Exodus, The Martian gibi çalışmalarıyla bilinen Alastair King tarafından yapılmıştır. Orkestra kaydı ise sadece film müzikleri icra eden Makedon Orkestrası Fame’s tarafından 72 müzisyen eşliğinde icra edilmiştir. Dağhan Celayir’in yönetmenliğini yaptığı film, dünyanın en gelişmiş sinema ses sistemi Dolby Atmost’da yapılan ilk Türk reklam filmi olma özelliğini de taşımaktadır. Bütün bu çalışma 1,5 yıllık strateji, planlama, hazırlık ve üretim sonucunda gerçekleşmiş ve başarılı bir sonuç elde edilerek Turkey Home kampanyasının güçlü zihin çivilerinden biri olmuştur. Eminim ki bu çalışma ülkemizde bundan sonra yapılacak çalışmalar için de önemli bir tecrübeyi temsil ederek, tanıtım filmlerine yaklaşımımızı hem bakış açısı hem de teknik olarak ileri bir safhaya getirmiştir.




Müzik kadar bir diğer önemli konu da, hikâye anlatımıdır. Burada da duyguları harekete geçiren doğru ve güçlü hikâye anlatımıyla karşılaşıyoruz. Bu anlamda 2017 yılında üretilen “Home of Poetry” tanıtım filmi güçlü hikâye anlatımının etkisini göstermesi açısından başarılı bir örnektir. YouTube'da yayınlandığı hafta turizm tanıtım filmi kategorisinde dünyanın en çok beğenilen filmleri arasında sayılmıştır.


Bütün bu çalışmalar, turizm tanıtımıyla ilgili olarak üretilen nitelikli içeriklerde müziğin ve hikâye anlatımının rolünü göstermekte ve duyguları harekete geçirerek zihinlerde yer edinmenin etkisini ortaya koymaktadır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Sud de France örneğinde Kolektif Markalar ve Yerel Kalkınma

  Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 20 Ekim 2023 günü gerçekleştirilen Muğla Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesinin odak konusu, coğrafi işaretler, gastronomi ve turizmden ilham alarak, yöresel markaların kolektif yönetimi ve kalkınmaya desteklerinin sağlanmasıydı. Söz konusu zirve kapsamında, ülkemizde coğrafi işaretler ve turizmin ortak problemi ve ihtiyacı olan yönetim/yönetişim konularının çözümüne ilişkin iyi bir örnek olarak gördüğümüz Sud de France (SdF) ile ilgili sunumu Bölge Danışmanı M. Rene Moreno gerçekleştirdi, aşağıda SdF’ye ilişkin verilen bilgiler Sayın Moreno’nun sunumundan derlenmiştir. İnsanlığın yaşadığı Covid-19 salgının etkilerini sürdürdüğünü söyleyerek konuya başlamanın doğru olacağını düşünüyorum. Özellikle “Yeni Normal” olarak adlandırılan gelişmeler aslında değişen düşünce yapısı ve yeni değerlere işaret ediyordu. O günlerde turizm ile ilgili yazılarımda destinasyonl

SÜRDÜRÜLEBİLİR DESTİNASYON YÖNETİM TASARIMI (1): VERİ VE AKILLI DESTİNASYONLAR

  Bir destinasyonun sürdürülebilirliği, sakinlerinin ihtiyaçları, refahı ve yaşam kalitesi ile ziyaretçilerinin ihtiyaçları, refahı ve deneyim kalitesi arasında ne kadar iyi denge kurabildiğine bağlıdır; bu bir yönetim konusudur. Bu hassas denge, sürdürülebilirliğin belirli bir destinasyonun tüm çevresel ve toplumsal yönlerini içeren karmaşık, çok boyutlu bir kavram olduğu anlamına gelir. Bununla birlikte, seyahat başlı başına acil bir küresel sürdürülebilirlik sorununa -iklim acil durumu- büyük ölçüde etkide bulunuyor ve dünyadaki karbon emisyonlarının kabaca %8'ini oluşturuyor. Bu zorlu sorunu ele almak ise endüstrinin öncelikler listesinin başında gelmektedir. Burada, bir yönetim yaklaşımı olarak tasarım yönetimi (Design Management) ve veriler çözümde çok önemli bir rol oynayabilir, gerçek sürdürülebilirlik için atmamız gereken adımları yönlendirebilir. Veri ve sürdürülebilirlik arasındaki ilişki Turizm her şeyle ilgilidir, bu nedenle her şeyi ölçümlemeli ve destinasyo