Ana içeriğe atla

2019 Göbeklitepe Yılı






Kültür ve Turizm Bakanlığı 2018 yılını “Troya Yılı” ilan etmişti. Ülke olarak tanıtım meselelerinde iyi bir odaklanmayla başarılı bir yıl geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Tanıtım çalışmalarıyla ilgili olarak ulusal ve uluslararası alanda iletişimimizin odağında Troya’nın eşsiz hikayesi ve yeni açılan Troya Müzesi oldu. Hep birlikte tanıtım ve iletişimimizde odaklanma, sadelik, güçlü hikaye ve  koordineli çalışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha tecrübe ettik.
Bu noktada, özellikle konuyu sahiplenme hususunda gösterdikleri büyük başarı için Çanakkalelileri ve kurumlarını kutlamak gerekir. Troya Yılı faaliyetleri hepimiz için güzel bir destinasyon tanıtım çalışması da oldu. Kamu ve özel sektör birlikte çalışarak önemli çalışmalara imza attılar. Böylece bundan sonraki süreç çok daha önemli hale geldi. Bu iyi başlangıcın kurumsallaşması, ortaya çıkan ürün, tecrübe ve koordinasyon kültürünün daha başarılı çalışmalarla devam etmesi gerekiyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca, Troya Yılının bu örnek tecrübesinin ardından,  2019 Göbeklitepe Yılı ilan edildi. Troya örneğinde olduğu  gibi topraklarımıza özgü bir değerimizi tanıtım ve iletişim çalışmalarımızın  odağına alacağız. Göbeklitepe 2018 yılında UNESCO dünya mirası kalıcı listesine girdi ve “Tarihin sıfır noktası” olarak önemli ve eşsiz bir markayı ifade etmektedir. Troya kadar bilinirliği olmamakla beraber dünya tarihi açısından bir dönüm noktası konumunda olan milattan önce 12 bin yıllarına tarihlenen bir insan yerleşkesi ve tapınma yeri… Dünyaya anlatmak bizim sorumluluğumuz.
2019 Göbeklitepe Yılı bir çok hikaye ve ürünü de şemsiyesi altında barındırdığından ülke olarak iletişim ve tanıtımımıza aracı olacaktır.
Öncelikle bölgenin son yıllarda GAP İdaresince desteklenen çalışmayla bütüncül bir yapıyla ele alınıp destinasyon tanıtımına yönelik olarak Mezopotamya.travel çalışmasının duyurulması ve işlev kazanması için bir fırsat olduğunu tespit etmeliyiz. Son yıllarda bölgenin ürünlerinin ve destinasyonlarının birbirini destekler şekilde ve destinasyon mantığı ile tanıtımına yönelik çabalar yoğunluk kazanmıştı. Bakanlığımızca da Turkey.Home kampanyası çatısı altında bölgeye ilişkin ürün ve değerlerle ilgili oldukça ilgi çekici içerikler, temalar ve tanıtım çalışmaları mevcut. www.hometurkey.com
Özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgemizde son 10 yılda kültür ve turizme yönelik yatırımlar ve özgün gelişmeler başta Şanlıurfa olmak üzere Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Gaziantep gibi destinasyonlarımızı ön plana çıkarmıştır. Bölge eşsiz bir tarih, kültür ve gastronomi destinasyonu özelliği taşıyor. Buranın gelecek on yılda dünyanın en ilgi çekici turizm merkezlerinden biri olacağından kimse şüphe duymamalıdır. Şanlıurfa, Haleplibahçe, Zeugma ve Hatay Müzesine kadar uzanan çizgide dünyanın en etkileyici mozaik destinasyonu mevcut.  Bunun yanında bölgede (Hatay’ı da sayarsak) şu anda iki tane UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağında gastronomi şehri olarak adlandırılan şehirlerimiz bulunuyor. Bölgede coğrafi işaretli ürünlere yönelik çalışmaların da hızlandığını görmek sevindirici. Böylece bölgenin bütünüyle bir gastronomi cenneti olduğu gerçeği çok önemli bir unsur.
Bu açıdan bakıldığında 2019’un Güney Doğu Anadolu veya Mezopotamya destinasyonu yılı olarak Göbeklitepe’nin öncülüğünde öne çıkacağını ve birbirinin devamı olan hikayelerden kurulu bir büyük hikayeyi dünyaya anlatacağımız fırsatı herkesi heyecanlandırmalı…
Dünya çapındaki bu müzelerde tematik sergiler yurt içinde  ve yurt dışında büyük ilgi uyandıracaktır. Gastronomi tüm bölgenin ortak gücü olarak dünyaya eşsiz lezzetler sunacaktır. Her biri başlı başına gidilip görülmesi gereken bu değerleri 2019’da Göbeklitepe odağı altında yalın bir iletişim dili ile dünyaya sunmamız gerekiyor.
Göbeklitepe üzerinden dünyaya bir çok şey anlatılabilir. Kültür ve turizm diplomasisinin eşsiz gücünü kullanarak Troya Yılında kazanılan tecrübe daha ileri noktalara taşınabilir…
Bu noktada, bölgede yer alan kültür ve turizm kuruluşları ve kamu kuruluşlarının ortak bir yol haritasını Kültür ve Turizm Bakanlığı önderliğinde oluşturarak hep birlikte çok çalışmamamız gerekiyor. Bu bize aynı zamanda büyük bir sorumluluk da yüklüyor. 2019 yılında medeniyetin doğduğu toprakların hikayesini anlatarak önemli bir iletişim ve tanıtım başarısına imza atılabilir.

25 Aralık 2018



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti...

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimiz...

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza g...