Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İletişimin Güçlü Dili; Müzecilik ve Sergiler -2

Hyperconnectivity 2001 yılında kullanılmaya başlanmış, çoklu iletişim anlamına gelen bir kelimedir. Türkçesini düşündüğümüzde çok veya aşırı bağlantı -iletişim- olarak da tarif edebiliriz. Günümüzde yüz yüze, elektronik posta, mesaj, telefon veya internet gibi araçlarla sürekli bir iletişim halindeyiz. İletişimin bu küresel ağı her günümüzü daha karmaşık, çeşitli ve birbirimizle bağlantılı kılıyor. Hatta çoklu iletişim (hyperconnected) dünyasına müzeler de girmiş, bir parçası olmuş durumda. Bu yüzden Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) 2018 Uluslararası Müzeler Günü temasını ‘Hyperconnected   (Çoklu iletişim) Müzeler: Yeni Yaklaşımlar, Yeni Kitleler’ olarak belirlediğini açıklamıştır. Günümüzde müzelerin çoklu iletişimini anlayamadığımız sürece hayatımızdaki rollerini de anlamamız mümkün görünmüyor. Müzeler, yerel ve kültürel hayatın olduğu kadar doğal hayatın da ayrılmaz bir parçasıdırlar. Günümüzde ise müzeler, teknoloji sayesinde temel ve her zamanki ziyaretçilerinin çok öt

İletişimin Güçlü Dili; Müzecilik ve Sergiler

Günümüzde güçlü bir kültürel diplomasi aracı olarak kabul edilen Müzecilik ve Sergiler hakkındaki görüşlerimizi destekleyen, Sanat Muhabiri David Sanderson'un  8 Ocak 2018 tarihli The Times Gazetesindeki haber-makalesinin Türkçe çevirisini dikkatinize sunmak istedim. İngiltere ile İran arasında ortak bir tarih ve gerginlik mevcuttur. Ayrıca, dünyanın en gizemli sanat koleksiyonlarından birinin sergilenmesi konusunda bu iki ülkenin ortak bir uğraşısı olduğu ifade edilmektedir. British Museum Müdürü, geçtiğimiz ayın son günlerinde gerçekleştirdiği gizli bir ziyaret kapsamında, İran Şahının eşi tarafından devrimden önce bir araya getirilen batı sanatının paha biçilmez bir koleksiyonunu gördü. Hartwig Fisher, ayaklanmaların ülkeyi kasıp kavurmaya başlamasından kısa bir süre önce, hapse atılan İran asıllı İngiliz gazeteci Nazanin Zaghari-Ratcliffe’ye yönelik muameleden ötürü iki ülke arasındaki geriliminin arttığı bir dönemde, “kültürel diplomasi” kapsamında Tahran’a bir

Tanıtma Bülten Yazıları 16

Türkiye’nin Yumuşak Gücü Ülkemiz adına bir zihin çivisi niteliği taşıyan Turkey Home global imaj kampanyamız şemsiyesi altında yaptığımız tüm faaliyetlerimiz bir gerçeğin altını iyice çiziyor: Kendimizi doğru tanımlayan ve stratejik bir akılla süreklilik kazandırılan tanıtım kampanyaları, hedefine mutlaka varmaktadır. Tanıtma Genel Müdürlüğümüzün faaliyetlerinden sizleri haberdar etmek için yayın hayatına başlayan “Tanıtma Bülten” 5. yaşına giriyor… Bu sayıda da geçtiğimiz üç ay boyunca yürüttüğümüz faaliyetleri bulacaksınız. Yurt içinde ve yurt dışında onlarca faaliyet… Kültürel diplomasi ve turizm diplomasisinin en güzel örnekleri… Ülkemiz ve insanımız adına yürüttüğümüz tanıtım ve imaj çalışmaları… Bu faaliyetleri sıraladığımızda ortaya bir gerçek çıkıyor... Önce bu sayının içeriğinde değindiğimiz konulara/başlıklara bir göz atalım; Ukrayna’nın Kamaniçe şehrinde Türk Kahvesi Festivali… Kanada, Toronto’da Masal Festivali’nde Anadolu masalları… İstanbul’da Gençlik Festivali…

EUROPALIA TÜRKİYE 2015 FESTİVALİ ÖRNEĞİNDE KÜLTÜR VE SANAT ETKİNLİKLERİNİN TURİZME ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Çağımızın en çok konuşulan konulardan biri kültürel diplomasi, kamu diplomasisi veya turizm diplomasisi olarak görülmektedir. Bu faaliyetlerin ne olduğu, nasıl gerçekleştirildiği vb. konular hakkında ise çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bu tartışmaları bir kenara bırakarak burada tüm bu faaliyetlerin merkezine sempati olgusunu yerleştirip bir örnek olay üzerinden konuyu incelemeye çalıştık. Kültürel diplomasi, kamu diplomasisi veya turizm diplomasisi gibi bir ayrıma gitmeden, kritik bir dönemde, doğrudan toplumlar arasında köprü kurmaya ve karşılıklı sempati uyandırmaya yönelik çabalar anlatıldı. Europalia Sanat Festivali’nin amaç, içerik ve görevlerinden bahsedilerek, festivalin güven atmosferi içinde kültürler arası diyaloğu desteklemedeki misyonu ve bunun yansımaları açıklandı. Misafir ülkenin hükümeti ile gerçekleştirilen bir çerçeve anlaşma uyarınca ülkenin kültür alanındaki uzman kişi ve kuruluşlarının desteğiyle karşılıklı hemfikir olunan programlar çerçevesinde yürütülen fest

Kültür ve Turizm Bakanlığı

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Turizm Bakanlıkları 2003 yılında tek bakanlık bünyesinde birleşmiştir. Bu birleşmenin turizm açısından amacı Ülkemizdeki turizm faaliyetlerini Anadolu coğrafyasına yayılmasını sağlayacak ürün ve destinasyon çeşitliliğini artırmaktır. Turizmden elde edilecek gelirlerin Anadolu’daki kültür mirasının ayağa kaldırılması için kullanılması ve böylece kültür turizminin ülkemizde kıyı turizmi ile birlikte gelişmesinin sağlanmasıdır. Bu amaç bir ölçüde başarılmıştır. Bugün Anadolu’da birçok kültür, kış, termal, yayla, doğa, sağlık turizm destinasyonları (Afyon, Denizli, Konya, Safranbolu, Amasra, Kayseri, Çorum, Ankara,   Hatay, Şanlıurfa, Mardin, Gaziantep, Diyarbakır, Erzurum, Van, Trabzon, Rize, Ordu gibi) bu süreçte turizm hareketliliği kazanmıştır. Ülkemizde gelişen alt yapı da Anadoludaki turizm hareketinin en önemli destekçisi olmuştur. Bu dönemde ortaya konulan vizyon 2023 Turizm Strateji Belgesi ile 2007 yılında bir devlet politikası olara

Turízm Yonetimi: Dunya ve Turkiye

Bugün Türkiye dünyanın en önemli turizm ülkelerinden birisi haline gelmiştir. Şimdi gündemimizde olan hususlar ise; gelinen noktada kazanılan deneyim ile çok daha çeşitli, çevreye saygılı, ekonomik yansıması halkımızın refahına daha fazla hizmet edecek politikalar geliştirmek ve onları uygulamaya geçirmektir. Turizm politikalarımızı gözden geçirmenin en önemli nedenleri: Turizm performansımızı artırmak, turizmi rekabet ve yenilikçi çalışmalarımızın merkezine koyarak; turizm politikaları araştırma ve geliştirme tecrübe ve bilgisini artırmaktır;   doğru örnekleri yaymak ve koordinasyon çalışmalarını güçlendirmektir. Yerel ve bölgesel kalkınma için turizmin en değerli potansiyele sahip olduğunun farkında olarak politikalarımızın yenilenmeye ihtiyacı vardır. Turizm sektörümüzün önündeki en önemli sorunlar rekabet ve sürdürülebilirlik konularıdır. Sadece kum-deniz-güneş odaklı, kıyı bölgelerimizde yoğunlaşmış turizm bizi gerçek anlamda bir turizm ülkesi kılmamaktadır. Oteller

Crisis Management and 'Turkey Home Campaign'

Crisis Management and “Turkey Home Campaign”   In a constantly-changing world, a destination is expected to monitor and develop its image to keep being attractive for visitors, investors, entrepreneurs as well as its own inhabitants. A fair number of places have been experiencing a branding process that creates added values rather than maintaining conventional marketing. The world-wide campaign, launched under the title of “Turkey Home” by the Turkish Ministry of Culture and Tourism in 2014, came to life with help of an extensive knowledge that sprang out of experiences gained till then, from workshops organized between the relevant sectors and the academic circles as well as out of researches focusing on perception-image aspects. “Tulip”, one of the symbols in Turkey that was first used by as a means of promotion at the turn of the new millennium has sustained to be the logo, this time, for this global campaign and Turkey brought into play the sympathy and attraction it won