Ana içeriğe atla

Tasarım Yönetimi Yaklaşımıyla Türkiye Yaratıcı ve Kültür Endüstrilerine Bakış- 2

 


PROBLEMLER

İHTİYAÇLAR

-Kreatif ekonomi unsurları iş gücü yoğun ve mikro ölçekli olduğundan piyasaya girme ve tutunma problemi yaşıyorlar.

 

-Sektör bileşenleri birbirinden kopuk. Örgütlenme problemi yaşanıyor.

 

-Yaratıcı ve Kültür Endüstrilerinin (YKE) değerinin ortaya konmasında ve anlaşılmasında zorluklar mevcut.

 

-Sivil toplum ve sivil inisiyatiflerin politika üretme ve uygulamaya ilişkin kapsama alınma zorlukları bulunuyor.

 

-YKE için yerel ekosistemin oluşturulamaması ve özel sektörün inisiyatif geliştirme problemleri mevcut .

-Veri, varlıklar, zaman.

 

-İş birliği.

 

-Kültür ve ekonomi politikalarının yakınlaştırılması.

 

-Network ihtiyacı.

 

-Aracı organizasyonlar ihtiyacı.

 

-Emtia ekonomisinden deneyim ekonomisine geçiş ihtiyacı var ve burada YKE’nin işlevi çok önemli.

 

-Kapsayıcılık.

 

-Yerellik.

 

-Fikri mülkiyet mevzuatının geliştirilmesi.

 

-Hikaye anlatıcılığı ve hayal gücünü destekleyecek eğitim sistemi.

 

-YKE için ülkesel bir yaklaşım geliştirilmeli; yaklaşım nasıl olmalı, kültürel mi? ticari mi?

 

-Etki yatırımı anlayışının etki analizi çerçevesinde kamu ve özel yatırımlar için bir ülke yaklaşımı olarak benimsenme ihtiyacı.

 

-Tasarım yaklaşımı ve girişimciliği destekleyen bir eğitim sistemi.

 

-Disiplinler arası yaklaşım ve sinerjik ortaklıkların her alanda gelişmesini teşvik.

 

-Anadolu’nun büyük kültürel potansiyeli yaratıcı ve kültürel endüstrilerin işlevselliği ile “Kültür Süper Gücü” olabiliriz.

 

-Kültür, turizm, tarım, teknoloji ve spor birlikteliği ve sinerjisi için YKE’den  

faydalanılmalı.

 

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

Asıl Şimdi Güvenli Turizm Koridorları!..

  Malum, Koronavirüs yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Geçtiğimiz yıl burada salgının turizme etkileri ile ilgili birçok yazıda yorumlar yapmış, hatta projeler sunmuştum. Turizm sektörü ile ilgili herkesin de benzer çabaları oldu. Bahsettiğim projelerden biri de geçtiğimiz Nisan ayında düşündüğüm ve Ağustos’ta bu platformda yazdığım “Güvenli Turizm Koridorları” ile ilgili (Pier to Pier Project for Safe Tourism) idi. O zamanlar birçok ülke benzer projeler geliştirdi ve uyguladı. Kimi nispeten başarılı oldu, kimi de başlamadan bitti. Ancak böyle projeler geliştirirken ülkelerin özgün durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim de kendi kurallarına göre işleyen bir turizm endüstrimiz var. Birkaç destinasyona yoğunlaşmış dar alanda yüksek turist rakamlarına dayalı bir sektörel yapıya sahibiz. Salgın şartlarında turizm faaliyetlerini sürdürürken bu yapının bazı avantajlarını da yaşadık. Örneğin geçtiğimiz yaz 4 destinasyonumuzun turist trafiğine açılabilmesi otellerimizin “

Covid-19 Salgınının Turizme Etkileri

Daha önce benzeri olmayan bir olay… Daha düne kadar tüm ilgililer 2020’de turizm ve seyahat sektörünün yine başarılı bir yıl geçireceğini öngörüyor buna göre planlar yapıyordu. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), turizmde önceki senelerdeki kadar artış olmayacağını belirtmiş olsa da %4 büyüme beklentisini açıklamıştı. Özellikle son 10 yılda sektörler arasında en popüler olması hasebiyle tüm yüzlerin çevrildiği seyahat ve turizm sektörü yine başarılı geçecek bir yılın arifesindeydi. Herkesin keyfi yerinde gibiydi, ta ki Covid-19 ciddiyetini ortaya koyana kadar… İlk önce Çin’de görülen vakaları herkes yine SARS ve MERS gibi algılayıp, bölgesel ve kısıtlı zaman etkilerini gösterecek bir olay olarak gördü. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart günü resmî olarak Covid-19 Pandemisini ilan ettiğinde ilk korku da başlamış oldu. Artık dünya üzerindeki herkes yeni güne geçmiş yaşam biçimini dünde bırakarak uyanmıştı. Bu kuşağın yaşamadığı pek çok uygulama ardı sıra yaşamımıza girdi