Ana içeriğe atla

Sud de France örneğinde Kolektif Markalar ve Yerel Kalkınma

 


Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 20 Ekim 2023 günü gerçekleştirilen Muğla Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesinin odak konusu, coğrafi işaretler, gastronomi ve turizmden ilham alarak, yöresel markaların kolektif yönetimi ve kalkınmaya desteklerinin sağlanmasıydı. Söz konusu zirve kapsamında, ülkemizde coğrafi işaretler ve turizmin ortak problemi ve ihtiyacı olan yönetim/yönetişim konularının çözümüne ilişkin iyi bir örnek olarak gördüğümüz Sud de France (SdF) ile ilgili sunumu Bölge Danışmanı M. Rene Moreno gerçekleştirdi, aşağıda SdF’ye ilişkin verilen bilgiler Sayın Moreno’nun sunumundan derlenmiştir.

İnsanlığın yaşadığı Covid-19 salgının etkilerini sürdürdüğünü söyleyerek konuya başlamanın doğru olacağını düşünüyorum. Özellikle “Yeni Normal” olarak adlandırılan gelişmeler aslında değişen düşünce yapısı ve yeni değerlere işaret ediyordu. O günlerde turizm ile ilgili yazılarımda destinasyonlarımızın bu süreci yeniden markalama –yeniden tasarım- süreci olarak değerlendirmeleri gereği üzerinde durmuş ve “yenilenme”nin sürdürülebilirliğe katkı vereceğini belirtmiştim. Böyle zamanlar yeni bir yol ve yeni tasarımlar için önemli fırsatlar sunar.

Bugün gelinen noktada, “Kolektif Markalar ve Yöresel Kalkınma” konusunu irdelerken salgınla birlikte yeniden tasarlanan ortamda “Yer” ve “Topluluk” kavramlarının önem kazanması nedeniyle daha çok düşünmeye başladığımız inovasyon, rekabet, fikri mülkiyet hakları, markalaşma, yerel kalkınma, yönetim, yönetişim, sürdürülebilirlik, kültür, gastronomi, yöresel ürünler ve coğrafi işaretler gibi kavramlar çerçevesinde bu konuların birbirleriyle bağlantılarını görerek ana hedef olan kalkınma ve yaşam kalitesinin artması olgusu üzerinde duracağım.

Öncelikle “Yer” kavramıyla başlamakta yarar var; turizmde “destinasyon” kelimesi ile işaret edilen yer ifadesine bu çerçeveden baktığımızda “varılacak yer” yani sonuç ve amaçla ilgili anlamlar yüklüyoruz. Burada, coğrafi işaretler terminolojisinden ödünç alarak gündeme getireceğim “Yöre” kavramının ise dilimizde çok daha geniş anlam ifade ederek bir süreci işaret ettiğini belirtmeliyim. Yöre, Fransızcada tarımsal gelenekleri bakımından alanları sınırlı toprak (terroir), topraktan gelen özel tat ifadesi için kullanılmıştır. Türk Dil Kurumuna göre yöre, belli bir coğrafi bölgede yer alan, karakteristik özellikleriyle çevreden ayrılan bir yer, sınırlı bölüm, civar, mahal anlamına gelir. Fransa, Ulusal Menşe ve Kalite Enstitüsü (INAO) ise yöreyi içinde bir beşeri faktörler kümesi, bir tarımsal üretim ve bir fiziki ortamın bulunduğu ve bunların arasında karmaşık etkileşimlerin yer aldığı bir sistem olarak tanımlar. Böylece “Yöre” kavramının boyutlarını; doğal faktörler, coğrafi boyut, tarihi ve geleneksel boyut, beşeri faktörler olarak görebiliriz. Bu açıklama, ilgi alanımızı oluşturan yer markalama, yöresel kalkınma, coğrafi işaretli ürünler ve turizm arasındaki etkileşimi göstermesi bakımından bizim için çok değerlidir. Yörelerimize ilişkin yeni organizasyonlar ve iş birlikleri üzerine tasarımlar yapacaksak süreçle ilgili olduğunu düşündüğümüz “Yöre” kavramı üzerinden yol almakta fayda var. Özellikle sürekli olarak tanım, algı ve yönetim problemleriyle ilişkilendirdiğimiz turizm ile ilgili olarak sonuç odaklı destinasyon ifadesi yerine algımızı ve tanımlamalarımızı farklı boyutlarla zenginleştiren ve yönetim/yönetişim konularını da öne çıkaran süreç odaklı “Yöre” ifadesinin daha yaygın kullanılmasını öneriyorum.

Böylece coğrafi işaretler ile turizm arasındaki ilişkiyi de yöre kavramı üzerinden özetlemiş oluyoruz. Kısaca; yöre kavramını iyi algılarsak coğrafi işaretler, turizm ve gastronomide de başarılı sonuçlara ulaşabiliriz.

Konuya giriş anlamında bahsettiklerimiz bizi doğal olarak yönetim ve planlama konularına götürmektedir, bir başka deyişle marka yönetimi kavramı öne çıkmaktadır.

Günümüzde yer ve kalkınma ile öne çıkanlar; rekabet, kimlik, ürünler, değerler, globalleşme, yöreler, yerelleşme gibi kavramlar olmaktadır. Kalkınma ve rekabet ilişkisinde dikkati çeken konu ise “yer markalama” olmaktadır. Her yöre kendini ayrıştıran özelliklerini değerlendirerek/değer katarak rekabette öne çıkmayı, böylece kalkınma ve yaşam kalitesini artırmayı gündemine almışken bu durum ise “iyi yönetim” ve “yönetişim” konularıyla ilgili olarak birlikte hareket etmeye ve iş birliğine ihtiyaç duyuyor; bu nedenle farklı alanlar arasında somutlaştırılmaya çalışılan “Sinerji” gündeme gelmektedir. Bütün bu amaçlara ulaşılmasını sağlayacak ise “Kolektif yaklaşım ”  olmaktadır.

Yer markalama zaman zaman sadece pazarlama ve tanıtım olarak düşünülmektedir; bu eksik bir yaklaşımdır. Yer markalamanın ekonomik, sosyal, kültürel ve çevre ile ilişkili boyutları vardır ve bu yazıda mercek altına aldığımız konulardan coğrafi işaretler de bu kapsamın içindedir.

Global sistemde yerel kalkınma ile ilgili başat paradigmayı “Rekabet” olarak görmekteyiz. Yerel kalkınma artık çok aktörlü, çok boyutlu ve çok yönlü bir süreçtir. Kalkınmada öncü uluslararası kuruluşlardan OECD’nin odak konuları arasında bunu görmek mümkün.  Kalkınma kavramına ilişkin yöresel yaklaşım, yöresel kaynak ve ürünlerin değerlendirilmesi, çoklu iş birlikleri global dünyada yörelerin rekabet gücünü artırmaktadır. Rekabet alanında öne çıkmak için ise “İnovasyon” ve bununla bağlantılı bir konu olan “Fikri Mülkiyet Hakları” önem kazanmıştır.

Söz konusu bağlantılı konuların birbirleriyle ilişkileri yaşam kalitesini yükselten, yerel değerlerin önem kazandığı ve yerel kalkınmayla sonuçlanan bir sistemi yaratır; günümüzde 4. Endüstri Devrimiyle ilişkili olarak “Deneyim Ekonomisi” denilen olgu tam da budur: 1. Endüstri Devriminin odağı olan emtiaya bağlı ekonomiden “Deneyim”e dayanan bir ekonomik sisteme doğru evrimi de temsil etmektedir. Değerlerinizi kimliğinizi temsil edecek şekilde ortaya çıkarıp insanların güzel deneyimler yaşamasına aracı olarak yönetmelisiniz.

Bu noktada coğrafi işaretler ve yöresel ürünlerle kalkınma arasındaki ilişkiyi açmakta fayda var; coğrafi işaretli ürünler ve yöresel ürünler tarım ve yerel kalkınmanın en önemli araçları konumundadır. Özellikle Avrupa’da yöresel kimliği vurgulamak için kamu ve sivil toplum birlikteliğiyle oluşan “Kolektif Yer Markaları”nın yöresel ürünleri ve hizmetleri yaygın bir şekilde değerlendirdiğini görüyoruz.

‘Kolektif Yer Markaları’ özellikle coğrafi işaretli ürünler, yiyecek - içecek hizmetleri ve turizm hizmetleri ile oluşmaktadırlar: Kolektif markalar, bir fikri mülkiyet hakkı kategorisi olarak ticari markadırlar ve başta turizm sektörü olmak üzere pek çok alanda başarıyla kullanılmaktadır. Kolektif markalar bir derneğe veya bir grup insanı temsil eden kooperatif ve işletmelere ait olabilirler. Topluluğun tüm üyeleri veya kooperatif ortakları ortak markayı belirlenmiş kriter ve standartlara uygun mal ve hizmet ürettikleri sürece kullanabilmektedirler. Ortak markanın kullanımına ilişkin olarak üyelerinin belirli kurallara uymasını sağlamak için belirlenmiş standartlar oluşturulur. Genellikle toplu işaretlerin sıklıkla kullanıldığı durumlarda; karakteristik özellik taşıyan ürünleri tanıtmak, belirli bir bölgeye ait olan ve tarihiyle bağlantılı olan, bölgenin kültürel ve sosyal özelliklerine atıf yapmak için kolektif markanın yaratılması sonucunda ilgili ürünlerin ulusal ve uluslararası pazrlarda pazarlanmasına yardımcı olur. Aynı zamanda bir ürünle ilgili olarak (bu bir coğrafi işaretli ürün olabilir) üreticiler arasında iş birliği çerçevesi de sunar. Ortak bir strateji her açıdan ilgili ürün veya hizmetin değerine olumlu olarak yansımakta ve rekabet avantajı sunmaktadır. Sonuç olarak kolektif markalar özellikle yerel kalkınma için güçlü araçlardandır.

Böylece elde edilen yöresel başarıların öncelikle etkin kolektif hareket, denetim, yönetim hizmetleri ve tüketici bilinciyle elde edildiğini belirtmek gerekir. Yazının devamında inceleyeceğimiz Sud de France (SdF) örneği başarılı bir kolektif proje olarak anılmaktadır. Bu nedenle özellikle gelişmekte olan ülkelerde Cİ ve yöresel ürünler konusunda ticari önceliklerden ziyade ilk olarak düzenleyici konular üzerinde durulmasında yarar var; yönetim ve yönetişim, örgüt ve sürdürülebilirlik öne çıkan konular olmalıdır. Buradan “Kolektif Yer Markaları” ile ilgili olarak amacın kamu-özel-sivil inisiyatif birlikteliğini sağlayarak sektörler arası sinerji yaratmanın başat olduğunu anlayabiliriz.

Aşağıda yer alan örnek olayı incelemeye geçmeden önce, anlaşılmasını kolaylaştırmak üzere,  cevabını aradığımız soruyu şöyle belirtmek mümkün; Yer ve kültür, çevre, sosyoloji etkileşimi-iş birliği ile ortaya çıkan ve kendinizi ayrıştırarak markalaşma ve kalkınma yolunu açan bir strateji mi izleyeceksiniz? Yoksa kimliğinizi kaybettiğiniz, küreselleşme içinde aynılaşarak yok olup gidecek bir taktik/politika mı izleyeceksiniz? Bu nedenle yer markalama, özellikle yöresel kimlik ve değerler, gastronomi ve turizmle ilişkili çeşitli pratiklerle öne çıkan bir konu olmaktadır, dolayısıyla kalkınma ve markalaşma için bu “enerji”yi iyi kullanmalıyız.

     
                   

Sud de France markasını, Fransa’nın güney batı bölgesinde yer alan ve merkezi Montpellier şehri olan Occitanie bölgesinin şemsiye markası olarak adlandırabiliriz. Dönemin belediye başkanının inisiyatifi ile 2006 yılında kurulan markanın amacı yerel kalkınmayı sağlamak ve bölgede yaşayan insanların yaşam kalitelerini yükseltmek olarak belirtilmiştir. Bu markanın doğuşuna sebep olan nedenler (problemler ve ihtiyaçlar) ise bölgenin tarımsal kapasitesinin (bağcılık ve şarapçılık) Fransa’nın ve Avrupa’nın en büyüğü olması ve ayrıca yanı başında yer alan ve aynı coğrafyaya sahip yörelerle karşılaştırıldığında turizmde istenen ölçüde gelir yaratamamaları olarak belirtmeliyiz. Peki, ne yapılmalıdır? Occitanie ürünlerinin tanıtılması, kazanılan katma değerin artırılması, üretim zenginliği ve çeşitliliğinin sağlanarak, turizm hizmetlerinde de yüksel standartlarda bir seviyeyi yakalamak ve sürdürmek amacı altında kolektif bir yapı oluşturulmuştur. Buna “Şemsiye/Kolektif Marka” denilebilir.

Markanın misyonu; Occitanie'nin imajını güçlendirmek, "Sud de France l'Occitanie" markasını gerçek bir ekonomik kaldıraç haline getirmek, bunu bölge genelinde ve ihracat için yaygınlaştırmak ve Occitanie sakinlerini ortak değerler etrafında birleştirerek, onları markanın gerçek elçileri haline getirmektir.

Böylece bölgesel şarap, tarımsal gıda üretimi, coğrafi işaretli ürünler ve turizm hizmetlerinin ortak bir çatı marka altında tanımlanmasının önü açılmıştır.

Marka hedefleri: Bölgede yetiştirilen ürünlerin tüketici açısından kolay tanımlanması ve tanınması, yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde kolektif tanıtıma yönelik ticari strateji ve iş akışının geliştirilmesidir.

Bu amaçlarla oluşturulan markanın şemsiyesi altına girmek 3 yıl boyunca ücretsiz olarak sağlanmıştır.

Marka pek çok marka ile iş birliği ve stratejik ortaklıklar geliştirmiştir. Bugün itibariyle 2000 civarında marka ve 15.000 ürün Sud de France markası altında temsil edilmektedir. Böylece markanın sağladığı standartlar, yönetişim ve denetim insanlara güven ve itibar vermektedir.

Sektörler ile birlikte yapılan çalışmalar ürünlere yönelik spesifikasyon ve denetimleri detaylandırdıkça tüketici güveni de aynı oranda artmakta ve markanın bilinirliği kökleşmektedir. Özellikle bölgenin iyi yönetilmeleriyle ünlü coğrafi işaretli ürünleri markaya güç vermektedir.

Markanın 3 bölümü bulunmaktadır:


 
Sud de France-l'Occitanie'ye referans verilen her hangi bir ürün.

 

Sud de France-l'Occitanie referanslı, kalite ve menşe işareti taşıyan herhangi bir ürün (AOC/AOP/IGP/Kırmızı Etiket)

 

Organik Tarım sertifikasına sahip Sud de France-l'Occitanie referanslı her hangi bir ürün.

Hedefler: Kullanım düzenlemelerine ve spesifikasyonlara uygunluğu garanti etmek, böylece markanın bölgesel bilinirliğini, konumunu ve güvenilirliğini güçlendirmek.

Onaylı bir dış kuruluş tarafından denetimler gerçekleştirilmektedir.

İşleyiş:

Spesifikasyonlara ve ilgili ceza ölçeklerine göre kontrol planları yapılmaktadır.

Şirketlerin ürünlerinden yıllık numune alınması ve raporlanması sağlanmaktadır.

3 tür kontrol:

Belge kontrolleri.

İş kontrolleri.

Satış noktalarındaki kontroller.

Kolektif tanıtım

Bölgesel iletişim kampanyaları.

Sosyal medya tanıtımları.

Şarap, tarım-gıda ve tarım etkinlikleri (bölgesel tarım gösterisi vb.), spor ortaklıkları (ragbi, futbol, hentbol), kültürel ortaklıklar (müzik festivalleri) vb. için destekler ve iş birlikleri yapılmaktadır.




Tanıtım videoları:

Occitanie tu nous régales ! 😋☀️ - YouTube

https://www.youtube.com/watch?v=tuufdmUXygM

https://www.youtube.com/watch?v=BMuhb0UYZB8

https://www.youtube.com/watch?v=_8qEilHaZi4

İş geliştirme için destekler verilmektedir.

İş kolaylaştırıcısı:

Üretici-Dağıtıcı-Tüketici’yi kapsayan değer zincirine yönelik hizmetler verilmektedir.

Özel amaçlar:

Distribütörler ve bölgesel üreticiler arasındaki ilişkileri teşvik etmek, geliştirmek ve güçlendirmek.

Fransa'da ve uluslararası alanda geniş bir ortak marka ağı kurulması.

Farkındalığı artırın/bilgilendirin/olasılık yaratın/tanıtın.

Tarım ve Tarımsal Gıda Piyasalarında bölgesel, ulusal ve uluslararası 360° destek:

Şirketlerin ticari projelerini yapılandırmalarına yardımcı olmak için dağıtım kanallarının organizasyonu ve onlara nasıl yaklaşılacağı, uzman danışmanlarla tematik çalıştaylar yapılmaktadır. (ticari müzakere, hikâye anlatımı, dağıtım kanallarının çeşitlendirilmesi, ağ yaklaşımı: e-ticaret, organik sektör için süpermarketler, ihracat pazarları, vb.)

Potansiyel pazarlara yönelik eylem formatları ve araçlar optimize edilmiş bir şekilde uygulanmaya çalışılmaktadır. (Foodhub platformu: bölgedeki tedarikçilerin iletişim bilgileriyle birlikte tüm SDFO ürünlerini listeler / "Showroom": şirketlerin belirli bir bölgeden maksimum alıcıyla buluşmasına olanak tanıyan mini sergiler)

Toplu dağıtımda (kataloglar, posterler), günlük yemek mekânlarında çeşitli etkinlikler, ticari yiyecek içecek hizmetlerinde (etkinlikler, tadımlar), otoyol yardımlarında ve özel mağazalarda (şarap satıcıları, bahçe merkezleri) iletişim kampanyaları vb.

Sud de France örneği bize destinasyon yönetimi veya Kolektif Marka Yönetimi konusunda önemli sonuçlar göstermektedir. Yöresel markaları kolektif olarak yönetmek, bunun için kolektif marka yaratmak kalkınmaya destek olmak için yapılması gereken öncelikli bir konudur. Ülkemizde yöresel ürünler, coğrafi işaretler ve turizm ürün ve hizmetleriyle ilgili olarak büyük potansiyele sahip pek çok yöremizin ihtiyacı olan organizasyon; sektörler arası sinerjiyi sağlamada yardımcı olacak bir marka yaratarak kolektif marka yönetimini etkinleştirmek olabilir.

 


(Şekil 1: Kolektif Marka- Yazar tarafından oluşturulmuştur.)

Sonuç olarak; coğrafi işaretlerin yörelerimizin kalkınmasında itici güç olarak konumlanması için Kolektif Marka seçeneğini Muğla Zirvesi vesilesiyle ülkemizin gündemine getirerek coğrafi işaretler, yöresel ürünler, gastronomi ve turizm hizmetlerinin yer markalaması ve yöresel kalkınmada önemi vurgulanmaya çalışılmıştır.

 

Yararlanılan Kaynaklar:

Boosting Tourism Development Through Intellectual Property, UNWTO-WIPO, https://doi.org/10.34667/tind.42581

Understanding Place Brands as Collective and Territorial Development Processes, Donner,M. http://dx.doi.org/10.18174/379598

https://sud-de-france.com/

Tekelioğlu, Y., Coğrafi İşaretlerin A,B,C’si,,YÜciDERGİ 1. Sayı, s. 14-32

Implementation of Geographical Indication to Promote Local Development, https://hub.unido.org/sites/default/files/publications/Guide_Geographical%20Indication_Djebba%20Fig%20in%20Tunisia_2022.pdf

A New Rural Development Paradigm For the 21st Century, OECD.  https://doi.org/10.1787/9789264252271-en

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müzik Turizmi

Günümüzde gittikçe bireyselleşen kültür ve turizm faaliyetlerinin artık iç içe geçtiğini çok net görebiliyoruz. Kültür her alanıyla çok büyük bir içerik üreticisi konumundadır. Turizm sektörü ise bu içeriği –yaşam deneyimi- değerlendirmek ve insanlara sunmak için çalışma alanını sürekli genişletme ihtiyacı içinde olup insan hayatı ve istekleri de bu iş birliğini zorunlu kılmaktadır. İşte bu alanlardan bir tanesi de müzik’tir. Müzik ve turizm artık çok sık birlikte anılmakta ve bu iki alanın insan hayatına sunduğu yaşam kalitesi, birlikte üretimleri ve fırsatları da değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Müzik yeni gastronomi’dir. UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü), Sound Diplomacy ve ProColombia işbirliğinde 2018 yılında hazırlanan ve WTM London 2018’de de sunuşu yapılan raporun çarpıcı bölümlerini aktarmak faydalı olacaktır, nitekim ülkemiz için de hem turizm sektörünü hem müzik sektörünü yakından ilgilendiren bu konu ile ilgili bir strateji gelişti

SÜRDÜRÜLEBİLİR DESTİNASYON YÖNETİM TASARIMI (1): VERİ VE AKILLI DESTİNASYONLAR

  Bir destinasyonun sürdürülebilirliği, sakinlerinin ihtiyaçları, refahı ve yaşam kalitesi ile ziyaretçilerinin ihtiyaçları, refahı ve deneyim kalitesi arasında ne kadar iyi denge kurabildiğine bağlıdır; bu bir yönetim konusudur. Bu hassas denge, sürdürülebilirliğin belirli bir destinasyonun tüm çevresel ve toplumsal yönlerini içeren karmaşık, çok boyutlu bir kavram olduğu anlamına gelir. Bununla birlikte, seyahat başlı başına acil bir küresel sürdürülebilirlik sorununa -iklim acil durumu- büyük ölçüde etkide bulunuyor ve dünyadaki karbon emisyonlarının kabaca %8'ini oluşturuyor. Bu zorlu sorunu ele almak ise endüstrinin öncelikler listesinin başında gelmektedir. Burada, bir yönetim yaklaşımı olarak tasarım yönetimi (Design Management) ve veriler çözümde çok önemli bir rol oynayabilir, gerçek sürdürülebilirlik için atmamız gereken adımları yönlendirebilir. Veri ve sürdürülebilirlik arasındaki ilişki Turizm her şeyle ilgilidir, bu nedenle her şeyi ölçümlemeli ve destinasyo