Coğrafi işaretli ürünler,
adından da anlaşılacağı gibi coğrafyaya özgü ürünlerdir. Yöre ’ye hastır ve kimliği
yansıtırlar; coğrafi, tarihi ve geleneksel, doğal ve tabi ki beşeri boyutlara
sahiptir.
Son yıllarda ülkemizde
oldukça popüler olan coğrafi işaretli ürünler her yörenin kendini keşfetmesinin
de bir bakıma aracı oldu. Yörelerimiz adeta bir yarışın içinde ve ürünlerinin
coğrafi işaret tescilini gerçekleştirmek için çalışıyorlar. Türk Patent
verilerine göre şu an 1456 adet tescil edilmiş ürünümüz bulunmaktadır, ayrıca
Avrupa Birliği nezdinde 13 tescilli coğrafi işaretimiz var ve ilan aşamasında
5, inceleme aşamasında da 39 ürünümüz sırada. Kısaca söylemek gerekirse biz
coğrafi işareti çok sevmiş görünüyoruz. AB’de bir yıl içinde gerçekleşen tescil
sayısına biz neredeyse 1 ayda ulaşıyoruz. Peki, yöre kalkınmasında önemli işlev
gören, sosyal, kültürel, ekonomik pek çok fayda sağlayan coğrafi işaretleri
sevmenin yanında doğru anlayabildik mi? Bu soruya cevap verebilmek için coğrafi
işaretleri çok iyi anlamak, etkilerini ve etkileşimini detaylıca araştırmak ve sonuçları
ortaya koymak gerekir. Bu konuda ülkemizde gönüllülük esasına göre çalışan bir
sivil toplum kuruluşu olan YÜciTA (Yöresel Ürünler ve
Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı) kurucusu Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu yönetiminde çok önemli bir işlev
görmektedir. Coğrafi işaretleri anlamamız için tescil, yönetim ve denetim
sisteminin işlevsel olması gerektiğini vurguluyorlar. Cİ’yi tespit ve tescilin
önemli bir başlangıç olduğu ancak yönetim ve denetim sistemlerine sahip olmayan
coğrafi işaretli ürünlerin değer yaratamayacağı, hatta zamanla itibarsızlaşma
tehlikesiyle karşı karşıya olduğu aşikârdır; nitekim böyle örneklerle de
karşılaşmaya başladık. Bu noktada şu soruyu kendimize sormalıyız; coğrafi
işaretli ürünlerimiz neden beklenen katma değeri yaratamıyor? Malatya Kayısısı,
Giresun Tombul Fındığı, Aydın İnciri, Milas Zeytinyağı vb. pek çok değerimiz dünya
pazarında arzulanan marka değerine neden ulaşamıyor? Bu ürünlerimizin yönetim
ve denetim sistemlerini iyi işletemediğimiz, marka yönetiminin gereklerini yerine
getiremediğimiz için bunları yaşıyor olabilir miyiz? Coğrafi işaretler sisteminin
merkezinde yer alması gereken üreticilerin ve üretici birliklerinin,
kooperatiflerin yeterince örgütlü olmamasının sonuçlarını yaşamaktayız.
YÜciTA, YÜciDERGİ adında
dünyada alanında tek ve ülkemiz adına gurur duyabileceğimiz bir dergi
hazırlayıp yayınlamaktadır. Coğrafi işaretler alanında külliyat niteliğindeki
derginin misyonu ise yukarıda belirttiğimiz sorular ve sorunlara ülkemiz adına
dikkat çekmek ve Türkiye’nin iyi işleyen bir coğrafi işaretler yönetim
sistemine kavuşması için tüm tarafları iş birliği içinde çalışmaya davet
etmektir. Derginin 3. Sayısı da yayına hazırlandı ve basımı sürüyor. Tam 656
sayfa; ilgililer, üreticiler, araştırmacılar, akademisyenler, öğrenciler,
yetkililer, herkesin coğrafi işaretler alanında ilgisini çekecek konuları
içeriyor. (geniş bilgi için: tryucider@gmail.com)
Ayrıca coğrafi işaretlerin farklı alanlarla iş birliği ortak sorunların çözümünde etkili olacaktır. Bu
iş birliklerinin en önemli ortağı ise tıpkı Cİ ürünler gibi yöresinden güç alan, turizm'dir. Özellikle ülkemiz açısından iki alanın sorunları: Kolektif yönetim ve yönetişimdir. Yörelerin kalkınması ve markalaşması kolektif bir yaklaşımla yönetilen değerlerinden geçmektedir.
Yörelerimizin gizli
hazinesi olarak niteleyebileceğimiz coğrafi işaretli ürünleri yerel kalkınma ve
ülke ekonomisine katkı için değerlendirmek istiyorsak, kolektif çalışmayı işler
kılabilmeliyiz. Pazarlama ve tarımsal girişimciliğin kesişim noktasında yer
alan bu ürünlerimizin potansiyelini harekete geçirmek adeta gizli bir hazineyi
ortaya çıkarmak gibi bir etki gösterebilir, dünyada bunun çok iyi örnekleri
bulunmaktadır, ülkemiz için de bu durumu geçerli kılmak sadece güçlü bir coğrafi
işaretler yönetim sistemi kurmaktan geçiyor.
Günümüzde yerel kalkınma/markalaşma
ve rekabetin dayandığı paradigmanın yörenin tüm boyutlarını oluşturan
değerlerini korumak ve sürdürülebilir bir şekilde iyi yönetmekten geçtiğini
unutmayalım.
Yorumlar
Yorum Gönder