Troya Müzesi…
2020
-2021 Avrupa Müze Forumu Ödülleri
Türkiye,
kültür ve turizm sinerjisini oluşturmak için yıllardır çabalıyor... Kum-deniz-güneş
konseptine bağlılığını azaltmak, turizmi Anadolu’ya yaymak ve ürün
çeşitliliğini sağlamak amaç edinilirken, kültür alanında bu anlayışı
desteklemek için, kültürel varlıklarını ayağa kaldırmak, çağdaş müzeciliği kurumsallaştırmak ve Anadolu’nun eşsiz potansiyelini harekete geçirmek hedeflendi.
Bu noktada, Kültür ve Turizm Bakanlığının ana amacı da kültür ve turizm sinerjisini oluşturmaktır. Tabi ki her şey hemen olmuyor, zaman ve emek istiyor. Eğrisiyle doğrusuyla bu konu hakkında pek çok şey söylenebilir ancak bir şeyin altını çizmek gerekir: Türkiye’den üç müze, dün Avrupa Müze Forumu’ndan ödül aldı. Troya Müzesi 2020 Yılı Avrupa Yılın Müzesi Özel Ödülü’ne layık görülürken, Odun Pazarı Modern Müze, 2021 Avrupa Yılın Müzesi Özel Ödülüne ve Bayburt Kenan Yavuz Etnografya Müzesi de 2021 Silletto Ödülüne layık görüldü. Bu Türk Müzeciliğinin başarısıdır.
Diğer
iki müzemizle birlikte, Troya Müzesi çağdaş müzecilik anlayışımızın bir
simgesidir. Bu nedenle 2018 yılında tanıtımda “Tematik Yıllar” konseptini
geliştirirken de Bakanlığımız bu düşünceyle hareket etmiştir; tanıtım
stratejisinin merkezine o yıl Troya Müzesi yerleştirilerek yeni müze
“Türkiye’den Dünyaya Armağan” olarak konumlandırıldı. Böylece Türkiye dünyaya,
turizm algısının dışında farklı bir perspektif sunduğunu gösterdi.( https://irfanonal.blogspot.com/2018/10/turkiye-tematik-tantm-sevditroya-yili.html)
Troya
Müzesine bu ödül neden verildi?
Troya Müzesi, Tunç Çağı kentinin arkeolojik kazılarından olağanüstü
objelere ev sahipliği yapıyor. Müze, Çanakkale şehrinin dışında, Troya
bölgesinin yakınında, hoş bir yeni binada yer almaktadır. Mimarın parlak
fikriyle, ışık ve gölge oyunuyla yarattığı etki zamanın geçtiği hissini
aktarıyor ve bina bir güneş kadranına dönüşüyor. Sergi, arkeolojik sitenin
tarihini eserler, multimedya ve etkileşimler aracılığıyla sunarken çağdaş
sorunları ele alma ve geçmiş ile bugünü birbirine bağlama biçiminde de
yenilikçiliğini sergiliyor.
Diğer konuların yanı sıra yağma, kültürel mülkiyet hakları, miras mülkiyeti,
ülkesine geri gönderilme ve ulusal kimlik gibi konular da sergiye entegre
edilmiş. Sergi ayrıca ziyaretçileri, zamanın derinliğinde, gerçek olduğunda
güzel bir şey için nasıl savaştığımızı düşünmeye de teşvik ediyor. Bunu, bin
yıl arayla gerçekleşen Troya ve Gelibolu savaşlarını vurgulayarak ortaya
koyuyor.
Her yıl arkeolojik sit alanına gelen 700.000 ziyaretçiden yaklaşık
100.000'i, ilk on iki aylık faaliyet döneminde yeni müzeyi ziyaret etti. Müze,
ziyaretçilerin Troya ve onun tarihsel bağlamına dair anlayışını derinleştirerek
arkeolojik sit alanını tamamlıyor. Müze ayrıca yerel halkla yakın bir şekilde
çalışıyor. Yanı başında bulunan köydeki kafeler, oda kahvaltı konaklama imkanları, el sanatları, ülkeyi,
insanları ve tarihi deneyimleme şansı sunuyor.
Troya Müzesi, yukarıda anlatılanları sağladığı için bu prestijli ödüle layık görüldü.
Odun Pazarı Modern Müze ve Bayburt Kenan Yavuz Etnografya Müzesi de kendi
konseptlerinde benzer katkılar ve etkiler nedeniyle ödül aldılar. Yani, 150 yıllık müzecilik tecrübemizin “korumacılık” anlayışının yanına “iletişim”i ve “deneyimleme”yi başarıyla koyup
çağdaş müzeciliğin örneğini oluşturdular.
Bir başka deyişle "Hyperconnectivity" çoklu iletişim, çağdaş müzeciliğin iletişimde öne çıkardığı anlayış benimsenmiş görünüyor. (https://irfanonal.blogspot.com/2018/07/iletisimin-guclu-dili-muzecilik-ve_31.html)
Bakanlık
camiamıza, kültür ve turizm sektörlerimize ve insanlığa hayırlı
olsun…
Yorumlar
Yorum Gönder