Ülkemizin lale
logosu kullanılmaya başlandığı 2000 yılından beri birçok tartışmanın konusu
olmuştur; sevenleri olduğu kadar sevmeyenleri de olmuş ancak bugüne kadar
varlığını sürdürmüştür.
Burada bir
logonun estetik veya anlamsal değerinden çok simge olarak belleklerde edindiği
yeri önemsediğimi belirtmek istiyorum. Bu da zamanla ve kullanım sıklığıyla
doğrudan ilgilidir. Belirli bir zaman sonra insanlar logonun şekline, anlamına
da bakmazlar, sadece sizi hatırlatması, temsil etmesi yeterlidir. Şu da
söylenebilir; bir logo tasarlanırken temsil ettiği değerin özünü, varlığını
doğru yansıtması ve bu anlamı estetik bir değerle sunması iletişime katkı
sağlar.
Peki lale
logosu yolculuğuna nasıl başladı?
Orta Asya’dan
yola çıkan lale Anadolu’ya geldikten sonra sanatçı ve ustaların ellerinde çini,
hat, tezhip gibi geleneksel sanatlarımızda çok kullanılmıştır. 16. Yüzyılda ise
Avrupa’ya taşınmasıyla da özellikle Hollanda’da “Lale Çılgınlığı” yaşanmış, borsası
dahi kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğunun bir dönemine de ismini veren lale
toplumumuzun kültürel ve tarihsel derinliğinde kendine sağlam bir yer
edinmiştir.
Turizm
Bakanlığının 1999 yılında, o dönemki şartlara uygun olarak ortaya koyduğu
turizm kampanyaları ile birlikte 2000 yılında da bu yeni dönemi hem moral hem
de içerik desteği sunmak amacıyla bir logo çalışması yapılmıştır. Bakanlığın
eski logosunun da lale motifli olduğu gözetilerek bu sefer bir ülke logosu
tasarlanmıştır. Böylece bu yıl 20. Yılını dolduran “Lale Logosu”
benimsenmiştir. O dönemki eğilimler uyarınca kaligrafi ve yazım dillerinden
etkilenerek tasarlanmasının da etkisiyle “Türkiye” ifadesi ve lale motifinin
özgün bir İznik Çinisinden esinlenerek stilize edilen hali kullanılmıştır.
Logo’daki kırmızı; azmi ve mutluluğu, mavi; gökyüzünü ve sonsuzluğu, yeşil ise;
doğanın huzur ve güven veren rengini simgeler.
Böylece tarih
boyunca mitolojiden tasavvufa, sanata kadar birçok alanı etkilemiş bir çiçek
olmasının ötesinde atfedilen derin duygu ve anlamlar günümüze taşınmıştır.
Başta da
belirttiğim gibi, geçen yıllar boyunca lale logosu çok tartışılmıştır.
Hollanda’nın da ülke çiçeği olan ve iletişiminde de kullandığı lalenin dünyada
Hollanda ile anıldığından tutun da bizim laleyle ilişkimizin kalmadığına
kadar…Ancak şu unutulmamalıdır; bu logo laleyle ilişkimizi bugüne kadar taşıyan
unsurlardan biri olmuştur, turizmin de gücünden yararlanarak ülke iletişiminde
önemli işlev görmüştür. Daha iyisi olabilir miydi? Pek tabii ki. Ancak bu
artık bugünün tartışma konusu değildir.
Lale logosu
2000-2013 yılları arasında özgün biçimiyle kullanılmış, 2014 yılında da Turkey
Home kampanyasında modern bir dokunuşla renklerinden arındırılarak kullanılmaya
devam edilmiştir. Günümüzde de turizm iletişimimizde halen kullanılmaktadır.
Logolar
değiştirilmeli midir? Ya da logolar ne zaman değişirler?
Logolar
değişirler, hatta konuyla ilgili yaygın kanı; logolar değiştirilemezler, değişirler yönündedir.
Yani yeni bir hikâye,
yeni bir enerji, atılım evreleri gibi zamanın ve şartların geliştiği durumlarda
logolar yeni durumu temsil etmek için değişirler.
Bu açıdan
bakıldığında yeni bir hikâyeyi anlatması bakımından Covid-19’un da
hızlandırıcı ve derin etkisiyle turizm sektörümüz uzun süredir sancısını
yaşadığı değişimi endüstrinin gerekleri bağlamında kurgularken iletişim yönünde
de bunun ihtiyacı hissedilecektir.
Bu vesileyle
ülkemizde logo ve sloganla ilgili yaygın düşünceye değinmeden geçemeyeceğim: Logoya hatta sloganlara olduğundan fazla önem yükleyip turizm
yönetimi ve iletişiminde asıl odaklanılması gereken doğruların yeterince gündem
bulamamasıdır. Bu anlayış şimdilerde sosyal medya için de aynı yöndedir. Yeri
gelmişken tekrar belirtmekte fayda var; turizm ülke markasının çok önemli
unsurlarından biridir ve yerinde stratejiler, etkin yönetim ve yaşam deneyimi
üzerinden kurgulanan iletişim temelinde ilerleyecektir.
Yaşadığımız süreç turizmde paradigma değişimini zorluyor, bunun sonucu iletişime de yansıyacaktır ve o zaman logo kendini değiştirecektir.
Sonuç olarak, 20 yıllık yolculuğunda ülkemize hizmet eden lale logosunun misyonunu yerine getirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz…
Ankara, 12 Aralık
2020
Yorumlar
Yorum Gönder