Kuzey Anadolu
Kalkınma Ajansı ve Çankırı Belediyesi’nin davetiyle Çankırı’da bulunan
tuz mağarasının bir turizm destinasyonu olarak planlama çalışmalarına katkı
amacıyla 20 Temmuz günü düzenlenen odak toplantısına katıldım. İlgili
idarelerin yerinde bir başlangıçla gerçekleştirdikleri bu toplantıda farklı
disiplinlerden oluşan bir topluluk olarak bir araya gelmiştik. 2017 yılında da
bir inceleme gezisi için ziyaret ettiğim tuz mağarasında o günden bugüne bir
ilerleme kaydedilmediğini görmekle beraber Belediyenin ve Kalkınma Ajansının
yeni bir vizyonla bu iyi niyetli başlangıcı ve yeniden odaklanmaları
sevindirici bir gelişme... Ayrıca; korona virüsün hala etkin olduğu bir zamanda
yörelerin kendi değerlerini öne çıkartma kaygısını da önemli buluyorum.
Toplantıya hazırlık
için yaptığım ilk araştırmada tuz mağaralarının yapısı, özellikleri ve işletme
modelleri ile ilgili bilgileri not ettikten sonra Çankırı’yla ilgili bir konu
daha dikkatimi çekti: "Tenezzüh Trenleri" yani nezih gezi trenleri... 1930’lu
yıllarda yurt sevgisini pekiştirmek, insanların sosyal ve kültürel hayatlarını
zenginleştirerek yerel ekonomiye de canlılık kazandırmak için çeşitli illerde
planlanmış ve gerçekleştirilmiş bu seferlerin bir tanesi de Ankara-Çankırı
hattında işletilmiş. O yıllarda bostanları ile çok güzel olarak tarif edilen
Çankırı’ya Ankara’dan insanların günübirlik gelerek hem gezme-görme hem de bu
bahçelerden alışverişlerini yaparak ideal bir iç turizm hareketi oluşturulmuş.
Bu küçük bilgiyi de
not ettikten sonra bir günlük saha çalışmasının ardından Çankırı ve benzeri yörelerin markalaşma çalışmalarına yardımcı olacağını düşündüğüm önerilerimi kısaca şöyle belirtebilirim: Öncelikle böyle bir kaygıyı tebrik
ederek başlamak istiyorum.
Destinasyon markalaması yavaş
ilerleyen, stratejik bir olgudur. Bir şehrin markalaşma hikayesi ise o
şehrin iyi yönetilmesi ile başlayan bir süreçtir. Öncelikle bir yerin
kendi tanımını doğru yapması ve bu tanım üzerinden markalaşma sürecini
başlatması doğru olacaktır.
Ayrıca bir yerin hikayesi ve
insanlara vaadi mutlaka o yerin kendisini en iyi ve sağlam
hissettiği unsurlar üzerinden kurgulanmalıdır. Ürünleriniz
ve vaadiniz sizi rakiplerinizden ayırmalı ve eşsiz bir yere
koymalıdır. Ya da herkesin sahip olduğunu sizin farklı ve değerli kılacak şekilde
sunmanız gerekmektedir. Ancak bu şekilde haritadaki yeriniz fark edilir ve
markalaşma süreciniz hızlanır.
Bu noktada Çankırı’nın kendini
ayrıştırdığı ürünün "tuz" olması ve buradaki mağaraya ve tuza fonksiyon kazandırılması doğru bir karardır.
Günümüzde dünyanın
her noktasının ‘Dünyanın en güzel yeri’ olduğu iddiası ve ziyaretçi
ekonomisinden pay almak istemesi gerçeğinin karşısında Çankırı’yı rakiplerinden
ayırabilecek bir ürününün olması şans olarak değerlendirilmelidir.
Destinasyonun diğer tüm ürünleri de zamanla ana ürünün çevresinde
gelişimini sürdürecektir.
Mağaranın markalaşma
çalışmalarında öncelikle kendi coğrafyasındaki insanlar tarafından
benimsenmesi, tanınması ve korunması çok önemlidir. Bununla ilgili tüm sosyal
ve yaş gruplarına yönelik çalışmaların da planlanması gereklidir.
Tuz Şehri ile ilgili
yapılacak alt yapı çalışmalarının aceleye getirilmeden ancak doğru
paydaşlarla yürütülmesi yerinde olacaktır.
Tuz Mağarası ile ilgili sağlık ve
teknik araştırmaların da tamamlanarak destinasyonun ve ürünün insan
sağlığına faydalarının da ortaya çıkarılması gerekmektedir. Bu anlamda
Çankırı Tuz Mağarasının konumlandırılması; sağlıklı ve farklı bir
deneyim olarak belirlenebilir.
Ortaya çıkacak "Tuz Şehri" destinasyonunun yönetimi ve iletişimi de profesyonel
yönlendirmeye ihtiyacı olan konulardır. Yerel şartlar da düşünülerek
sürdürülebilir bir işletme modeli kurgulanmalıdır. İletişimde de sadece
logo veya slogan gibi konulara gereğinden fazla önem atfetmeden sade, güçlü bir
iletişim stratejisi kurgulanmalıdır.
"Tuz Şehri"nin destinasyon
olarak konumlandırılması yapılırken komşu destinasyon ve ürünlerin (Kastamonu,
Sinop, Ankara, Bartın, Karabük, Zonguldak) hesaba katılarak bölgesel bir
destinasyon yönetiminin eşsiz bir ürünü olarak da düşünülmelidir.
Ayrıca Tuz Şehri'ne ilişkin bütün süreçleri Çankırı’nın tüm
unsurları, paydaşları ve insanlarıyla ilişkilendirerek şehrin hikayesinin
sahiplenilmesini sağlayacak politikalar izlenmelidir.
Umarım bu çabalar doğru bir mecrada ilerler ve Çankırı Yer Altı Tuz Şehri yaklaşımı ilgi çekici bir ürüne dönüşür.
(TDK Sözlüğe göre; yer altı: Yerin yüzeyi altındaki bölüm. / yeraltı: Gizli ve yasa dışı.)
İrfan Önal
Ağustos 2020
Tuz Mağaraları Çankırı ve çevresi için önemli bir turizm potansiyeli sunuyor. Ankara- Karadeniz hattında; sürdürülebilir turizm açısından Çankırı Tuz Madeni, Ilgaz, Kastamonu Tarihi Kent Merkezi, Küre Dağları gibi önemli kültürel ve doğal değerler mevcut. Bunların bütün olarak destinasyon kavramı çerçevesinde ele alınması lazım.
YanıtlaSilTuz Mağaralarının, maden sahasından ayrıştırılarak gürültü ve toz gibi olumsuz etkenlerin elimine edilmesi alan için tanımlanması gereken eylemlerden birisi... Ayrıca alanı diğerlerinden ayrıştıran değerlerinin korunması, çevre düzenlemesi ve teşhir projelerinin hazırlanması, alanın tanıtılması, ziyaretçi planlaması, risklerin azaltılması ve kaldırılması, yönetim ve işletim yapısı oluşturulması için stratejiler ve eylemlerin de belirlenmesi önemli...