Tanıtımda strateji ve odaklanmayı
öncelememiz gerektiğini her ortamda tekrarlıyoruz. Bu yaklaşımın bir neticesi
olarak Kültür ve Turizm Bakanlığımızca odaklanılan “Tematik Yıllar”
politikasını kökleştirerek ve içeriğini de zenginleştirerek sürdürmeliyiz. Bu
politika, ülkemizde diğer politikalara öncülük yaparak, başta turizm alanında
olmak üzere her alanda belirli stratejiler üretip odaklanarak koordinasyon
içinde çalışma ve üretme kapasitemizi artıracaktır.
Anadolu ve Trakya toprakları
medeniyetler beşiği yurdumuzun hem coğrafi ve tarihî hem de zengin mutfak
kültürüne ev sahipliği yapmaktadır.
Tarih boyunca birçok medeniyet
Anadolu ve Trakya topraklarında zengin yemek kültürümüzün birikimine katkı
sunmuştur. Ancak, günümüzde dünyanın en zengin mutfakları arasında görülen Türk
mutfağının markalaşma sorunları mevcuttur.
Bir turizm çeşidi olarak “Gastronomi
Turizmi” giderek önemini artırırken, yüksek gelir getiren bir turizm unsuru
olarak da yaygınlaşmaktadır.
Günümüzde İtalyan, Fransız,
İspanyol ve Yunan mutfakları markalaşma konusunda, aynı coğrafyada olmamıza ve
daha fazla kültürle etkileşmemize rağmen, bizden öndeler. Hindistan, Meksika ve Japonya mutfağı da bu
dörtlüyü takip ediyor. Almanya’nın dahi markalaşma konusunda bizden önde
olduğunu bazı değerlendirmelerde görüyoruz. Çok fazla yemek çeşidimizin olması
bize güç olarak dönmüyorsa bir şeyleri eksik yapıyoruz, demektir. Yöresel ve
doğal ürünler, standartlar, sağlık ve yaşam yaklaşımları, yönetişim, denetim ve
tabii ki markalaşma stratejisi konuyla ilgili temel unsurlar olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Dünyaca bilinen döner, ayran, Türk
lokumu, baklava ve birçok ürünümüzün markalaşma ve standardizasyon konularında problemleri
bulunuyor.
Dünyada bir “Türk Lokantası” imajı
bulunmamaktadır. Türk mutfağının markalaşması, beraberinde Türk lokantası
işletmeciliğini de olumlu yönde etkileyecektir ve ekonomik getirisi yüksek
olacaktır.
Ayrıca; “Coğrafi İşaretler” de Türk
mutfağı markalaşma çalışmalarının önemli bir parçası olmalıdır.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca yurt
dışı tanıtımlarda Türk mutfağı ögelerimiz önemli bir faaliyet olarak
değerlendirilmiş ve özellikle son yıllarda özel sektör paydaşları ile yapılan ulusal
ve uluslararası düzeyde çalışmalarla bu alanda süreklilik gösteren bir politika
oluşturma çabaları yoğunlaştırılmıştır. 3. Turizm Şûrası’nda “Türk Gastronomisi”
bir komisyon marifetiyle ele alınmış, Türk mutfağının markalaşması yolunda
önemli politika ilkeleri “Şûra Eylem Planı”na yansımıştır.
Öte yandan; Gaziantep ve Hatay,
zengin mutfak kültürleri ile UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağında, Gastronomi
Şehirleri Listesi’nde hak ettiği yeri bularak, ülkemiz adına önemli mesafe
katetmişlerdir. Bu çalışmaların süreklilik arz ederek içselleştirilmesi ve
diğer şehirlerimize örnek olmasını arzuluyoruz. Örneğin; Elazığ’ın zengin
mutfağı ile bu ağa girmesi çok önemlidir. Biliyoruz ki daha birçok şehrimizin
kendi öz değerlerine odaklanarak ulusal ve uluslararası alanda markalaşma
potansiyeli çok büyüktür.
Bütün bu çabaların organize bir
şekilde yönetilmesi ve birlikte hareket edilmesi gerekiyor. Bu anlamda, Türk mutfağının
markalaşma çabalarına destek verilmesi için öncelikle vatandaşlarımız ve
kurumlarımız arasında farkındalığın ve iş birliğinin sağlanması, teknik
eksikliklere ışık tutulması ve önümüzdeki yıllarda takip edilecek doğru eylem planının
oluşturulması adına tematik tanıtım anlayışı çerçevesinde önümüzdeki dönemde “Türk
Mutfağı Yılı” planlamasının yapılmasının bu alandaki enerjimizi ve
odaklanmamızı yükselteceği düşüncesindeyim.
İrfan ÖNAL, Mayıs 2019
Yorumlar
Yorum Gönder