Bir organizasyonun en
önemli işlevi bilgi üretmek ve onu kullanmak, harekete geçirmek olmalıdır. Bu
nedenle herhangi bir organizasyonu (şirket, kurum v.b.) bilgiyi işleme
mekanizması olarak da görebiliriz. Böyle organizasyonlar “yeni bilgi” üretme
sürecini iyi yöneten, buna göre tasarlanmış yapıdadırlar.
Japon şirketlerinin
organizasyon yapısı, kültürle de ilişkili olarak, bilgi üretme sürecine
dayanmaktadır. Her birey yeni bilgi üretme sürecinin bir parçası olarak
düşünülür. Adeta varoluşun bir kanıtı olarak bilgi ve buna bağlı olarak girişimciliği
teşvik eden yaşam ve iş kültürü bulunmaktadır. Söz konusu süreç soyut bilginin somut
bilgiye dönüşmesi sürecidir.
İnsanların bilgisinde,
yeteneğinde olan ve özümsedikleri ancak teori ve sistematik hale gelmemiş,
hayatın içinde oluşan soyut bilginin somut bilgiye dönüşmesi, herkes için
anlaşılır ve kullanılır hale gelmesi yeni bilginin ve gelişmenin temelini
oluşturmaktadır. Bu süreci bir bilgi spiraline benzetebiliriz; Filozof M.
Polanyi’nin belirttiği gibi “İfade edebileceğimizden daha fazlasını biliriz.”
İnsanın içinde var olan soyut bilgi ve yetenek somuta dönüşerek teori ve sistematik
hale geldiğinde ortaya aynı zamanda bir ürün veya hizmet de çıkmış olur. Bu
durum yaygınlaşarak ve etkisini de artırarak yeni soyut bilgi ve yeteneklerin
zeminini oluşturur. Tıpkı bir spiral gibi başlangıç noktasındaki bilgi yeni
bilgiler doğurarak gelişir ve bir sonraki başlangıç noktası doğal olarak daha
ileri bir noktada olur. Nonaka bu süreci SECI (Socialization, Externalization,
Combination ve Internalization) modeli ile adlandırır. Kısaca, Japon
kurumlarının yönetim modelini Batı kurumlarından ayıran en önemli özellik bu
kültürel alt yapının desteklediği ve topluma yayılmış olan bütünün bir parçası
olmak ve yeni bilgi üretme kültürüdür.
Birey ile organizasyon iç
içedir ve bütünün iyiliği önde tutularak bireysel yeniden yaratım ve gelişim
süreci de sağlanmış olur. Bu anlamda Japon sisteminde sloganlar önemlidir; yeni
bilgi üretiminin tetikleyicisi ve destekleyicisidir. Öngörüler, sezgiler
sloganlaşarak somut bilgiye erişme yolunda ve bilginin herkes için geçerli
olması sürecinde önemli görev yaparlar. Batı düşüncesinde sloganlar marketing
ile ilişkilendirilirken Japon sisteminde bilakis yeni bilgi üretme sürecinde bütün
değerlerin ve yeteneklerin kullanılmasını sağlayarak sürecin anlamlandırılması
işlevi görürler.
*Bu yazı (The Knowledge-Creating
Company by Ikujiro Nonaka) adlı makalenin yorumudur.
Yorumlar
Yorum Gönder