Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TURİZM'E DAİR BİR YAMAN ÇELİŞKİ...

Manuel Castells, akış mekânı (space of flows) ve yer mekânı (space of places) kavramlarını, modern küreselleşme ve şehircilik bağlamında toplumsal ve mekânsal dönüşümleri açıklamak için kullanır. Akış Mekânı (Space of Flows); sermaye, bilgi, teknoloji, insanlar ve kültürel imgelerin küresel ölçekte hızlı ve sürekli hareket ettiği mekândır. Özellikleri: Ağ yapısı; internet, finansal ağlar, lojistik sistemler gibi dijital ve fiziksel ağlarla kurulur. Küresel bütünleşme; dünyanın farklı bölgelerini birbirine bağlayarak zaman ve mekân sınırlarını aşar. Soyut ve görünmez. Genellikle fiziksel bir yerle sınırlı değildir; dijital veri akışları, finansal işlemler gibi soyut süreçlerle işler. Güç ve Kontrol; çok uluslu şirketler, finans merkezleri, küresel medya ve siyasi elitler bu mekânda etkilidir. Örneğin; Londra, New York, Tokyo gibi finans merkezleri, dijital platformlar (Google, Meta), küresel tedarik zincirleri. Yer Mekânı (Space of Place);insanların günlük yaşamlarını sürdürdükleri, ...

Turizm’in yönetişim anlayışına bir eleştiri…

Günümüzde hâkim sistem politikalarının gözde kavramlarından olan ‘yönetişim’, ‘çok ortaklı bir yönetim’ anlamına gelir. Özellikle 80 sonrası düzende Devleti kamusal alanda sınırlamak, sosyal yönünü törpüleyip sermayeye yer açmak için türetilmiş bir sözcük olarak "olumlu" bir çağrışımla da yüklenmiştir. İlk düşüncede çok ortaklı yönetimin demokrasi ve kamu yararına uygun olması beklentisi yerinde olmakla birlikte özellikle 2000 sonrası tecrübelerimizden küreselleşme ile birlikte ‘yönetişim’ kavramının aslında sermayeyi koruduğu ve çoğalttığını buna karşı toplum adına denetimi de azalttığı görülmüştür. Yani toplum adına ‘kamu yararına’ yapılması gereken ‘denetim’ aşındırılarak toplumun hakkından bir gasp mevcuttur. Turizm de hayatın pek çok alanı ile ilişkili ve bu alanların etkileşimi neticesinde beliren bir sendrom olarak kabul edildiğinde küreselleşmenin bir unsuru/sonucu olarak ‘yönetişim’ kavramını çokça kullanmaktadır. Özellikle turizm yönetimine ilişkin yazında yönet...

Yeni Nesil Turizm Yönetimi

Neoliberal politikaların etkisiyle dünyayı saran küreselleşme dalgasının yarattığı ivmenin en belirgin ürünlerinden biri turizm ya da ziyaret ekonomisi oldu. ‘Refah Devleti’ politikalarının krize girdiği 70’ler ve onu takip eden 80’ler sonrası değişen paradigma neticesinde sürekli büyüyen bir turizm endüstrisi ile karşılaşıyoruz. Turizm açısından bu hızlı popülerleşme beraberinde bir takım zorlukları da getirmedi değil. Kimi görüşlere göre turizm, hakim sistemin şımarık çocuğu ifadesiyle nitelendirilmiştir. Uygun bir tabir kullanmak gerekirse bu süreçte turizmin en belirgin “sınama” alanı ‘turizm yönetimi’ olmuştur. ‘Turizm nasıl yönetilmelidir?’ sorusu turizm yöneliminden pay almak isteyen her ülkenin, bölgenin, şehrin hatta köyün gündeminin ilk sıralarında yer almıştır ve almaya da devam etmektedir. Merkezi yönetim? Yerel Yönetim?: Hangi yaklaşım ön planda olmalıdır? Birlikte yönetim (yönetişim) nasıl tesis edilmelidir? Kamu yönetimi ve sivil toplum nasıl bir işbirliği oluşturmalıd...