Malum mahalli idareler seçimi yaklaşıyorken siyasi partilerimizin seçim beyannamelerinde zamanın kavramlarının öne çıktığını görüyoruz; depreme dayanıklı kentler, iklim dirençli kentler, çevre, dijital hizmetler, yeşil kentler, ulaşım ve altyapı, konut, yayalaşmış kentler, bisiklet yolları, karbon ayak izi, kültür ekonomisi ve yaratıcı endüstriler hatta turizm vb. Milletçe yaşadığımız büyük deprem acısının kronikleştiği bir dönemde bize özgü bir sorun olarak depreme dayanıklı kentler tasarlayıp kurma vaadinin kentleşme olgusuna yaklaşımımızda “kamu yararı” ve “katılımcı demokrasi” yerine “rant” ve “popülizm” kavramları hakim olduğu sürece gerçekleşemeyeceğini bilmek umutları kırıyor. Öte yandan başta saydığımız kavramların gerçekleşme ihtimali ise -Mülkiye’den ödünç aldığım- “Kentlileşememe” sorunumuz baki kaldıkça yok denecek kadar az...
Turizm ve kültür endüstrileri üzerine izlenimler, görüşler...TURİZMİN YAKIN TARİHİNDEN NOTLAR